SpaceX’in kurucusu Elon Musk, Dünya yörüngesindeki uydu sayısının artmasının bir sorun olmadığı konusunda emin görünüyor. Ve şimdi de “uzay aracı sayısının 10 katına çıkmasının” bile bir sorun teşkil etmeyeceğini belirten bir yorumu kendi hesabından paylaşarak bunu bir kez daha ortaya koydu.
Musk’ın sosyal medya platformu X’te 22 Kasım'da, kendisini “08/2019’dan beri $TSLA'dayız” (All-in $TSLA since 08/2019) şeklinde tanımlayan bir kişi tarafından yapılan yorumda, yörüngedeki uydu sayısı hakkındaki endişelerin ve şikayetlerin sadece “Elon Musk’ın SpaceX’ini ‘kötü adam’ olarak göstermeyi” amaçladığı iddia edildi ve Starlink uydu sayısının 10 katına çıkmasının bile sorun olmayacağı söylendi. Musk, bu yoruma cevap vererek “Kesinlikle” dedi.
Exactly
— Elon Musk (@elonmusk) November 22, 2024
Starlink’in şu anda binlerce uyduya sahip olduğu ve Musk’ın çok daha fazla uydu göndermeyi planladığı düşünülürse, bu yanıtının şaşırtıcı olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Starlink’in uydu yörüngelerinin kalabalıklaşmasına yönelik endişeler, milyarderin gelecek planlarına direkt olarak karşı çıkıyor.
Musk’ın yanıt verdiği yorumun yazarı da dahil olmak üzere, sosyal medyadaki pek çok kişi uyduların gösterildiği görsellerin gerçek ölçekte olmadığını vurgulayarak, uyduların toplamda çok daha az alan kapladıklarını belirtiyorlar. Ayrıca bu son gönderi, okyanuslarda aynı anda 100.000’den fazla geminin seyir etmesinin neden benzer bir endişe yaratmadığını da sorguluyor. Elbette uydular ve gemilerin hızları arasındaki farkı belirterek bu soruya yanıt vermek mümkün, ancak bu yanıtı daha detaylı olarak başka bir yazıda incelemek daha uygun olacaktır.
Ancak buradaki asıl endişe verici olan konu, Starlink hayranlarından ziyade Musk’ın bu yorumları desteklemesi ve Kessler sendromunun giderek büyüyen bir sorun olmadığını söylüyor gibi gözükmesidir.
Kessler sendromu nedir?
Kessler sendromu, Donald Kessler de dahil olmak üzere NASA bilim insanları tarafından 1978’de önerildi ve Alçak Dünya Yörüngesindeki nesnelerin (uydular ve enkazlar) sayısının çarpışmaların meydana gelme olasılığının daha yüksek olduğu noktaya kadar artacağı bir senaryo önerdi. Özet olarak Kessler sendromu, yörüngede muazzam hızda hareket eden iki cismin çarpışması sonucunda ortaya çıkan enkazın daha fazla çarpışmaya neden olacağını ve giderek daha fazla enkaz (ve dolayısıyla daha fazla çarpışma) oluşturarak muazzam bir zincirleme kaza yaratacağını belirtiyor.
Böyle bir çarpışma zinciri sonucunda oluşacak enkazlar zaman içerisinde atmosferik sürtünme sebebiyle Dünya’ya doğru çekilecek olsalar da, Kessler sendromunun önerdiği noktada o kadar fazla enkaz olacak ki, Dünya yörüngesinde muhtemelen kullanılabilir bir bölge ve hatta aktif bir uydu kalmayacak ve uydu yörüngelerin tekrar kullanılabilir hale gelmesi on yıllarca sürebilecek bir bekleyiş gerektirecek.
Uydular arasındaki çarpışmalar nispeten nadir görülse ve Avrupa Uzay Ajansı'nın Aeolus uydusu 2019'da Musk'ın Starlink uydularından birinden kaçmak zorunda kalsa da, daha küçük parçaların çarpışması sorunu giderek büyüyor.
Neuraspace CEO’su Chiara Manfletti’nin söylediği üzere, “Uzay çöpü sorunu yeni bir sorun değil ve hiçbir şey yapmayarak ortadan kalkacak bir sorun da değil. Başka biri de bizim yerimize bu sorunu çözmeyecek. Uzaydaki büyük ve işlevsiz nesneler parçalanma, çarpışma veya patlama olasılığı nedeniyle büyük bir tehdit oluşturuyor. İtki sistemiyle donatılmamış ve manevra yapma ihtiyacının farkında olmayan aktif nesneler de bir tehdit oluşturuyor.”
Uzay çöpü sorunu hükümetler arası kuruluşlar tarafından da oldukça ciddi karşılanıyor. Örneğin Avrupa Uzay Ajansı’nın çöp modelleme, tahmin ve azaltma araştırmalarını koordine etmek için bir Uzay Çöpü Ofisi var. Operatörlerin sorunu yönetmesine yardımcı olmak için Neuraspace gibi özel şirketler de kuruldu.
SpaceX'in Starlink'i yörüngedeki tek uydu takımyıldızı olmasa da, şu anda en fazla uyduya sahip olan şirket olarak dikkat çekiyor ve çarpışma önleme manevraları on binlerle ölçülüyor. Hatta Starlink de uzay çöpü sorununun farkında ve Starlink uyduları, operasyonel ömürlerinin sonunda yörüngeden çıkarılıyor ve bu yörüngeden çıkarma sürecinin başarısız olması durumunda birkaç yıl sonra doğal olarak yeniden atmosfere girecek ve yanacak şekilde tasarlanıyorlar.
Sorun Starlink mi, Musk'ın kendisi mi?
Starlink’in yörüngeye gönderdiği uydu sayısı pek çok farklı sebepten endişe verici olsa da, şirketin ve Musk’ın “kötü adam” olarak tasvir edilmesinin sebebinin sadece bu olmadığı, hatta büyük oranda bundan bağımsız olduğu söylenebilir. Milyarderin ve uydu girişiminin “kötü adam” olarak tasvir edildiği durumların çok büyük bir kısmı, Musk’ın verdiği bu tür yanıtlardan ve genel olarak çok ciddi bir sorunu umursamaz gibi görünerek yanıltıcı cümleler kurmasından kaynaklanıyor. Yörüngedeki uydu sayısının on katına çıkarılmasının bile bir sorun olmayacağını destekler gibi göründüğü bu yanıt da, bu örneklerin sadece en sonuncusu olarak öne çıkıyor.