Bu yılın başlarında uydu verilerini kullanan bir çalışma, New York şehrinin şehir genelinde yılda 1-2 milimetre gibi nispeten hızlı bir oranda battığını ve bazı kentsel alanların diğerlerinden çok daha hızlı battığını buldu. Araştırmayı düzenleyen ekibe göre, şehirdeki yüksek binaların ağırlığı bu batışa katkıda bulunan faktörler arasında yer alıyor. Ancak bu batma hızı endişe verici olsa da, Dünya’nın en hızlı batan şehri New York değil.
Şehirler, binaların ağırlığından yeraltı suyunun aşırı pompalanmasına kadar birçok nedenden dolayı batıyor. 2022’de bir ekip, 2015 ile 2020 yılları arasında toplanan uydu verilerini kullanarak su baskını tehlikesi altındaki 99 kıyı kentinin çökme oranlarını ölçtü. Çoğu şehirde arazinin bir kısmının deniz seviyelerinin yükselmesinden daha hızlı bir şekilde çöktüğünü, bunun da bu şehirlerin daha önce tahmin edilen modellerden daha erken su baskını riskiyle karşı karşıya kalabileceği anlamına geldiğini buldular.
EN HIZLI ÇÖKÜNTÜNÜN YAŞANDIĞI YERLER
Ekip, çalışmalarında “En hızlı çöküntü Güney, Güneydoğu ve Doğu Asya’da meydana geliyor. Bununla birlikte, Kuzey Amerika, Avrupa, Afrika ve Avustralya’da da hızlı çöküntü yaşanıyor” diye yazdı ve ekledi: “İnsan faaliyetleri, özellikle de yer altı suyunun çıkarılması, muhtemelen bu çökmenin ana nedeni.”
Çin’in Tianjin kentinin yılda 5,22 santimetre hızı oldukça hızlı batan bir şehir. Onu yılda 3,96 santimetre ile Endonezya’nın Semarang ve 3,44 santimetre ile Jakarta’nın takip ettiği bulundu. İlk 10’a giren tek ABD şehri, yılda 1,95 santimetre hızla batan Houston oldu.
Peki ya İstanbul?
Araştırma, İstanbul’un genel olarak stabil olduğunu, ancak şehrin batı ucunda 5x20 kilometrelik bir alanın yılda 2 milimetre battığını söylüyor.
Ancak en hızlı batan şehir Meksika’daki Mexico City’ydi. 2021’de yapılan bir araştırma, şehrin 1950’den bu yana yılda 50 santimetre gibi oldukça sabit bir hızla battığını gösterdi. Ancak bu çökme, yeraltı suyunun pompalanmasının bir sonucu değil, Mexico City’nin üzerine inşa edildiği kil bakımından zengin göl yatağının sıkışmasından kaynaklanıyor.
Ekip makalelerinde şunları yazdı: “2020 itibariyle, üst akitardın ortalama olarak %17'si sıkıştırılmıştır ve mevcut koşullar altında tam sıkışmaya ulaşmanın yaklaşık 150 yıl sürebileceğini tahmin ediyoruz, bu da 30 metreye kadar ilave çökmeye yol açacaktır. Su seviyeleri yükseltilse bile, kaybedilen yüksekliğin büyük çoğunluğunun ve akitardın kayıp depolama kapasitesinin geri kazanılması için hiçbir umut yok.”