ABD, Dünyadaki son kimyasal silahların da imha edildiğini açıklandı. Peki ama bu, artık Dünyada kimyasal silah olmadığı anlamına geliyor mu?

Kimyasal silahlara sahip son resmi devlet olan ABD, kimyasal silah stoklarının sonuncusunu da imha etmeyi tamamladığını duyurdu. Bu duyuru, Dünya üzerinde resmi olarak bilinen tek bir kimyasal silah bile kalmadığı anlamına geliyor. Peki ama gerçekten de durum böyle mi?

Dünyadaki son kimyasal silahlar da imha edildi

ABD son kimyasal silah stoklarını da imha etmeyi tamamladığını duyurdu. Bu korkunç savaş araçlarına sahip olduğunu ilan eden son devlet olduğu için, bu eylem dünyanın resmen kimyasal silahlardan arındığı anlamına geliyor.

ABD Savunma Bakanlığı (DOD) kısa bir süre önce ülkenin "eski" kimyasal silah stoğunun Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü uyarınca güvenli bir şekilde imha edildiğini duyurdu.

1980'lerin ortalarındaki zirve noktasında ABD, 30.000 ton kimyasal savaş maddesine sahipti. Bunlar arasında sarin ve tabun gibi sinirlerin organlara mesaj iletme mekanizmalarını bozan sinir gazları ile hardal gazı gibi ciltte, gözlerde ve akciğerlerde ciddi tahrişe neden olan kabarcıklı ajanlar da bulunuyordu.

1986 yılında, Soğuk Savaş yavaş yavaş sona ererken, Kongre ABD'nin kimyasal savaş maddelerinin tüm stoklarının imha edilmesini şart koştu. Bu plan 1997 yılında ABD'nin, dünyayı kimyasal silahlardan arındırmak üzere tasarlanmış küresel bir anlaşma olan Birleşmiş Milletler Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'yle onaylandı.

ABD kimyasal silahlarından kurtulmaya 1990 yılında başladı, ancak bu uzun süreç daha yeni tamamlandı. Savunma Bakanlığı yaptığı son açıklamada, sarin sinir gazı dolu son M55 roketinin 7 Temmuz'da Kentucky'deki Blue Grass Ordu Deposunda imha edildiğini belirtti.

Kimyasal silahların geçmişi

Kimyasal silahlar ilk kez Birinci Dünya Savaşı'nda kullanılmış ve yaklaşık 100.000 askerin ölümüne yol açmıştı., Kimyasal silah saldırılarından kurtulanların birçoğu ise ömür boyu sürecek sağlık sorunlarıyla baş başa kaldı.

Savaş sırasında hardal gazının yaygın kullanımı "barbarca bir yenilik" olarak geniş çapta kınandı ve hükümetler kullanımını engellemeye çalıştı. Bu da 1925 yılında kimyasal silah kullanımını yasaklayan Cenevre Protokolü'nün imzalanmasına yol açtı.

Bununla birlikte, ABD de dahil olmak üzere dünyanın büyük güçlerinin çoğu bunları kullanmaya devam etti.

ABD'nin 2004 yılında Felluce'ye düzenlediği saldırı sırasında Irak'taki isyancılara karşı kimyasal silah olarak beyaz fosfor kullandığı güçlü bir şekilde öne sürülmüştü.

Kimyasal silahlarla ilgili bu korkunç sicil göz önüne alındığında, ABD'den gelen son haberler Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü tarafından memnuniyetle karşılandı. Bununla birlikte, bazı ülkelerin hala kimyasal silahlara sahip olması, ancak bunları uluslararası makamlara beyan etmemiş olması hala mümkün.

Örneğin Suriye, Ağustos 2013'te kendi sivillerine karşı yasadışı kimyasal silah kullanmakla suçlanmıştı. Suriye'nin Esad rejimi bunu şiddetle reddetti. Ancak Birleşmiş Milletler, ülkenin gizli stoklarda kimyasal silah depolayıp depolamadığını hala doğrulayamadıkları için temkinli davranıyor.