Donanımın geleceğine bakış

PC’lerin yaşadığı evrim o kadar hızlı ki, bunun farkında olmak için eski bir bilgisayar kullanıcısı olmaya gerek yok. Donanım dünyasında esen fırtınaları anlamak için yazımızı okumaya devam edin.

Donanımın geleceğine bakış

SiS güçlenerek büyüyor ve pazara renk katıyor

Yıllardır uygun fiyatlı fakat düşük performans sunan ürünleriyle yarattığı imajı artık silmeye çalışan SiS bunu neredeyse başardı. Geçtiğimiz ay AMD platformu için ürettiği SiS 741 chipset’iyle dikkat çeken şirket, bu chipset’teki DirectX 7 destekli entegre grafik birimi, 8 adet USB 2.0, 2 adet SATA 150, RAID ve 6 kanal ses gibi özellikleri uygun fiyata sunmasıyla beğeni toplamıştı. Sadece DDR değil RDRAM destekli chipset’ler de üreten SiS, bu noktada Intel dışında RDRAM için chipset üreten tek şirket olmak gibi bir özelliğe sahip. Yol haritalarına bakarsak SiS’in RDRAM cephesine desteği sürecek gibi. 655FX ile Intel cephesine önemli bir kazanç sağlayan şirket, 746FX ile Athlon, 755 ve 760 chipset’iyle de Opteron için iyi birer seçenek sunarak her platforma seslenebildiğini gösteriyor. Ayrıca Intel platformu için yıl sonuna doğru piyasaya çıkacak olan 656 chipsetinin yanında, PC1200 RDRAM (ECC) destekli R659 ile chipset pazarına renk katacak olan şirket, grafik kartı pazarında da Saber ile kendine şans arıyor.

VIA eski günlerini arıyor, çift kanal DDR desteğine ihtiyaç var

Chipset pazarındaki rekabetin kızışması ve Intel’le karşılıklı açılan lisans davaları, VIA’ya yaramadı. Şirket, AMD platformu için ürettiği KT 600’ün nForce2 Ultra 400’e denk bir performans ortaya koymasına rağmen aynı ölçüde popülarite kazanamamasıyla önemli bir kayıp yaşadı. Ayrıca Opteron işlemcisi için K8T400M adında, çift işlemci destekli, 2 adet SATA 150, 2 adet de ATA133 porta ve RAID donanımına sahip başarılı bir nForce 3 alternatifini geçtiğimiz aylarda piyasaya sürdü. Chipset’te bulunan AGP 8x, 8 adet USB 2.0 ve 6 kanal ses gibi diğer özellikler açısından bakınca Opteron’un piyasada sahipsiz kalmayacağını söylemek mümkün. Intel platformu için Temmuz ayında piyasaya sürdüğü PT 800 chipset’inde 800MHz FSB, RAID, HyperThreading, 2 adet SATA, 8 adet USB 2.0 ve 6 kanal gelişmiş ses desteği sunan VIA, çift kanal DDR 400 desteği için harıl harıl çalışıyor.

Yeni aktörler ya da gittikçe büyüyen aktörler

Chipset pazarında üretici olarak görünen, ancak pazarı etkilemekten en azından şu an için uzak olan başka aktörler de yok değil. Bunların başında ATI geliyor. Her büyük fuarda ATI, chipset’lerini gösterir ve ortaklık yaptığı büyük üreticilerin modellerini editörlere gururla sergiler. Biz de her seferinde nihayet ATI’ın nVidia ile bu alanda da rekabet edebileceğine ikna olmuş görünürüz. Fakat görünen o ki, ATI’ın chipset pazarına girebilmesi biraz daha zaman alacak. Diğer yandan arada sırada kendini gösterip uygun fiyatlı chipset’leriyle dikkat çeken ALi (Acer Laboratories Inc.) gibi üreticiler de yok değil. Bu üreticiler daha çok Asya pazarında ya da sistem entegratörleriyle yaptıkları anlaşmalar sonucunda markalı PC’lerin içinde kendilerini gösterebiliyor. Zira Retail pazarın sağladığı ciro, buzdağının görünen kısmı.

Şahin Ekşioğlu
[email protected]

Intel çift kanal DDR 400 konusunda geç ama güç olmayan bir gelişmeye imza attı. Çift kanal belleği basitçe, kuzey köprüsünün bellek modüllerini özel bir dizilimle bant genişliğini iki katına çıkaracak şekilde kullanabilmesi olarak tanımlayabiliriz. Şöyle ki, eğer chipset çift kanal DDR 400 destekliyse, örneğin iki adet 256MB’lık PC 3200 bellek modülüyle 6.4GB/sn’lik bir bant genişliği elde etmek mümkün. Bunun yerine 512MB’lık tek bir PC 3200 modül kullanırsanız elde edeceğiniz bant genişliği 3.2GB/sn olacaktır. Daha önce Granite bay ile çift kanal DDR266 desteği sunan Intel, yeni chipset’lerinde nihayet DDR 400’ü destekliyor. Tek kanal bellekle çift kanal belleğin pratikteki performansını daha önceki sayılarımızda test etmiştik. Sonucun dikkate değer olduğunu söylemek mümkün.

Intel platformu için yeni chipset’ler geliyor

Ağustos ayının ortasında sessiz sedasız piyasaya sürülen i848P, aslında önceki nesil bir chipset olan 845PE’nin yerini doldurması amacıyla, giriş seviyesi kullanıcılar dikkate alınarak tasarlanmış. Çift kanal desteği olmayan 848P, DDR 400 ve 800MHz FSB, HyperThreading AGP8x gibi özelliklerle aslında bir anlamda 865PE’nin kırpılmış versiyonu olarak değerlendirilebilir. Sonbaharda çıkacak i848GV ise tahmin edeceğiniz gibi entegre grafik birimine sahip olacak. Fakat bu chipset’te AGP8x yuvasının olmayacağı tahmin ediliyor.

Banias işlemcisinin 2003 yılının son çeyreğinde piyasaya çıkacak gelişmiş bir versiyonu olan 1.8GHz Dothan işlemcisi, mobil sistemlerde piyasayı canlandıracak.Bu işlemci için üretilen chipset’ler olan 852GME ve daha gelişmiş versiyonu 855GME, bu yılın sonuna doğru piyasada boy gösterecek.

Intel’in 2004 yılı için chipset planları

Intel’in adından sıkça söz edilen chipset’i Grantsdale, 2004’ün ikinci çeyreğinde piyasaya sürülecek. Prescott ve Tejas işlemcilerini destekleyecek olan chipset, DDR333/400 ve DDR-II 400/ 533 bellekleri de kullanabilecek. AGP yerine PCI Express veriyolunu bulundurmasının yanı sıra, NewCard adında yeni bir kablosuz bağlantı kartını da Grantsdale sayesinde göreceğiz. 3. nesil entegre grafik birimine sahip olan Grantsdale, Socket 775 destekli olacak. Chipset’te kullanılacak olan ICH6, PCI Express (1x ve 16x), 4 adet SATA ve 8 adet USB 2.0 bağlantı noktasına sahip.

Grantsdale’in arkasından gelecek olan ve 2004’ün ikinci yarısında piyasaya sürülmesi beklenen Copper River chipset’i hakkında çok fazla bilgi yok. Yine bu tarihlerde piyasaya sürülecek olan Alviso-GM chipset’i Dothan işlemcisini hedeşiyor ve DDR-II ve PCI Express desteğine sahip.

Intel en büyük CPU üreticisi olarak kuşkusuz pek çok konuda öncülük yapıyor ve piyasayı yönlendirmek konusunda büyük avantajlara sahip.

Nvidia chipset pazarında da her zamanki gibi formda

Geçtiğimiz baharda duyurulan nForce3 Pro 150 chipsetini taşıyan anakartlar çoktan raşardaki yerlerini aldı. AMD’nin 64bit Opteron işlemcisi için biçilmiş kaftan olan bu chipset sayesinde AMD yeni nesil işlemcilerini piyasaya kabul ettirme sorunu yaşamayacak gibi görünüyor. nForce2 ile zaten çoktan kabul görmüş olan nVidia böylece yerini daha da sağlamlaştırmış oluyor. Nforce3 ilginç bir şekilde kuzey ve güney köprüsü olarak 2 ayrı chip yerine tek bir chip’ten oluşuyor. Bunun temelinde Opteron işlemcisinin bellek denetleyicisini kendi içinde bulundurması yatıyor.AGP 8x, 6 adet USB 2.0, RAID, 2 adet SATA ve 3 adet ATA133 portuna sahip olan chipset genel hatlarıyla başarılı sayılabilir. nVidia, içinde bulunduğumuz aylarda daha gelişmiş bir Opteron chipset’i olan nForce3 Pro 250’yi piyasaya sürecek. Öncekinden farklı olarak, bu chipset’te Gigabit Ethernet, 2 adet ATA133 ve 4 adet SATA150 portu olacak.

AMD daha çok üst uç pazarda kendini gösteriyor

Chipset cephesine bakınca AMD’nin artık genellikle sunucu pazarına hitap ettiğini görüyoruz. Sunucu/İş İstasyonu pazarına kendi işlemcilerini kabul ettirmenin en iyi yolunun yine bu pazar için kaliteli chipset’ler üretmek olduğunu bilen şirket bu konuya yoğunlaşmış durumda. Geçtiğimiz baharda piyasaya sürülen 8000 serisi chipset’lerin İş İstasyonu türevleri de var. PCI-X veriyolunu desteklemeyen olan bu chipset’in aksine (kod adı Lokar) sunucu versiyonunda (kod adı Golem) PCI-X desteği de mevcut. Bir işlemci üreticisi olarak chipset üreticilerinin desteğini iyice kazanmış olan AMD, CPU’larındaki fiyat düşüşleriyle de Intel’i gittikçe sıkıştırıyor.

Anakartlardaki entegre grafik donanımı ise yeni bir konu değil ve özellikle ofis kullanıcılarını yakından ilgilendiriyor. Anakartınız Nvidia tabanlı bir chipset’e sahipse zaten sadece 2D değil 3D uygulamalarında (ki bunların başında oyunlar geliyor) da nispeten iyi sayılabilecek bir performans elde edebilirsiniz. Bunun dışında Intel’in –G uzantılı chipset’lerinde bulunan entegre grafik çözümü 3D açısından yetersiz olsa bile, yeni versiyonlarda bulunacak DirectX 9.0 desteği bu konuda ileri doğru bir adım sayılabilir.

PCI Express ile PC’de yeni bir mimari

Fare ya da klavye gibi cihazlar için USB 1.1 de gayet yeterli bir hız sunuyor fakat harici CD/DVD yazıcı, sabit disk ya da dijital fotoğraf makinesi gibi cihazlar USB 2.0’ın yarattığı performans farkınıbariz bir şekilde kullanıcıya hissettiriyor. PC mimarisi kendisini bu şekilde yenilerken, epeydir sözü edilen yeni bir veriyolu da nihayet pratiğe geçmek üzere. 3.Nesil IO ya da kısaca 3GIO adıyla tanıdığımız PCI Express, kısa bir süre içinde anakartlar üzerinde yerini alacak. İlk olarak Intel Grantsdale chipset’iyle arz-ı endam edecek olan bu yeni veriyolu, Microsoft Longhorn tarafından da destekleniyor.

Mevcut PCI yapısı paralel bir dizilimken, PCI Express seri bir dizilimde çalışıyor. Aslında burdaki mantık PATASATA dönüşümünü andırıyor. Başlangıçta 2.5GBit/sn’lik (1x) bir hızı destekleyen PCI Express, AGP’yi de tarihe gömecek gibi. Zira AGP’nin yerine geçecek olan PCI Express, 5GB/sn (16x) ile çok daha yüksek bir hız sağlıyor. Şimdilik 1x ve 16x olmak üzere iki hızda çalışacak arabirimlere sahip olan bu veriyolunda hızların ölçeklenebilir olması ve ilerde daha da hızlanabilme olasılığının yanında hot swap özelliği sayesinde harici cihazların kolayca sökülüp takılabilmesi, yeni bir dönemi müjdeliyor.

En basit şekliyle nedir şu chipset dedikleri şey?

Chipset, basitçe söylemek gerekirse bir anakartın her şeyidir. Hatta anakartı tanımlarken aslında chipset’in vücuda gelmiş hali diyebiliriz. Genelde kuzey köprüsü ve güney köprüsü olmak üzere iki chip’ten oluşan chipsetler, mimari olarak önemli farklılıklar gösterebilirse de temelde amaç aynıdır: PC üzerindeki bileşenlere iyi bir evsahipliği yapmak. Kuzey köprüsü denilen chip, CPU ve bellekle iletişim kurarken AGP üzerinden de ekran kartıyla haberleşir. Güney köprüsü ise temelde I/O (input/output) bileşenlerinden sorumludur. Yani PCI slotlar, IDE ile USB portları gibi... Kuzey köprüsü ve güney köprüsü arasındaki veri aktarımı büyük önem taşır, zira burada oluşacak bir darboğaz, performansı önemli ölçüde düşürür.

Anakartın kalbindeki fırtına: Chipset savaşları

Chipset’leri temelde AMD ve Intel işlemcileri için yapılan üretimler olarak iki ayrı kategoriye ayırmak mümkün. Zira her iki işlemci ailesi de farklı özelliklere sahip olduğu için chipset’lerin (özellikle kuzey köprülerinin) de önemli farklılıklar içerdiğini söyleyebiliriz. Intel platformunda en büyük chipset üreticisi olarak tabii ki Intel’i görüyoruz. Ayrıca VIA, SiS ve ALi de bu platformun diğer destekçileri. AMD platformunda ise AMD’nin bizzat kendisi, chipset konusunda Intel kadar popüler değilse de, varlığını sürdürüyor (özellikle çok işlemcili sistemlerde). Bunun dışında VIA, SiS ve ALi, AMD platformunda da yerlerini koruyorlarsa da en çok sözü geçen chipset üreticisi kuşkusuz nVidia. Şirket, nForce chipset’leriyle kelimenin tam anlamıyla AMD işlemcilerini taçlandırdı. Ekran kartı arenasında nVidia’nın rakibi olan ATI, chipset konusunda henüz nVidia ile rekabet edecek durumda değilse de bu durum yakında değişebilir. Şimdi chipset üreticileri bizim için yakın gelecekte ne sürprizler hazırlıyor, görelim.

Intel’den nihayet Dual Channel DDR400

865 ve 875 chipsetlerinin ardından Pentium 4 platformunda performans konusunda önemli bir adım atan Intel, böylece P4 kullanıcılarına çift kanal DDR 400 desteğini de sunmuş oldu. SiS’in daha önce attığı bu adım, Nvidia tarafından AMD platformunda çoktan gerçekleştirilmişti bile.

Yazılımlardaki gelişmeler ve kullanıcıların konfora, hıza ve genel olarak performansa duyduğu açlık, üreticileri daha hızlı donanım bileşenleri yaratmaları için sıkıştırıyor. Bilgisayar dünyasındaki sonu gelmez sirkülasyon da böylece kullanıcıları sürekli olarak sistemlerini terfi ettirmeleri için sıkıştırıyor. Tüm bu etkileşim içinde bir takım özel kilit noktaları olması da kaçınılmaz. Yeni bir işletim sistemi, yeni bir oyun ya da yepyeni bir işlemci mimarisi, kullanıcıları çoğu zaman sistemlerini tamamen yenilemek zorunda bırakabiliyor. Yeni aldığımız PC’mizle gayet mutlu bir yıl geçirdikten sonra ertesi yıl ve izleyen aylar içinde çoktan performans konusunda şikayetler başlamış oluyor.Gerçekten de PC’lerin evrimi, gerek uzun gerekse kısa ölçekli bir zaman dilimi içinde bakıldığında başlı başına bir fenomen.

Üç bölümden oluşan yazımızda bu ay anakart ve chipsetlerin bugününe ve yarınına kısaca bir göz atıyoruz.

Anakartlarda kalite çıtası gittikçe yükseliyor

Anakartlar artık daha donanımlı; ve üreticilerin farklı olma çabaları, kullanıcılara sunulan seçenekleri artırıyor. Anakartlara entegre olarak görmeye alıştığımız LAN ve ses (hatta 5.1 SP/DIF destekli) özellikleri kendi içinde de gelişirken, üreticiler stabilite ve esnekliği artırmak için yeni tasarımlara yöneliyorlar. Farklı soğutma teknikleri ya da çift BIOS gibi özellikler fiyatı yükseltse de pek çok kullanıcı bu özelliklere sıcak bakıyor. Hala sadece chipset’in etrafına referans tasarımla diğer elemanları yerleştiren uygun fiyatlı anakartlar var ve hep de olacak. Fakat biraz ekstra için harcanacak para her zaman bulunabilir.Hele hele söz konusu olan bileşen anakartsa.

Gelişen teknolojiyle birlikte, yeni anakartlarda üretimden kaynaklanan stabilite problemlerinin artık ortadan kalktığını görüyoruz. Kaliteli PCB (printed circuit board) ve elektronik devre elemanı kullanımı, çeşitli soğutma önlemleri ya da ek voltaj regülatörleri, üreticilerin üretim bandına soktuğu gelişmiş özelliklerden sadece bazıları. Ayrıca hata arama işlemi de kesinlikle eskiye nazaran daha titiz bir şekilde gerçekleştiriliyor.

Gelişmiş entegre LAN ve ses desteği

Artık anakartlarda bulunan entegre ses donanımı son kullanıcıların pek çoğunu tatmin edecek düzeyde. Hatta bazı özel modellerde, Dolby Digital, gerçek zamanlı efektler, 24bit/96KHz örnekleme kalitesi gibi pek çok ses kartında bile bulunmayan gelişkin özelliklere rastlamak mümkün. LAN donanımı ise 10/100 Mbit’ten 1Gbit’e terfi etmiş durumda. Şu an yeni chipset’lere sahip anakartlarda SATA zaten var. Eski chipset’lere sahip olmasına rağmen ekstra SATA donanımı sayesinde SATA desteği sunan anakartları da dikkate alırsak, PATA’nın (parallel ATA) geleceği pek yok gibi. Üstelik SATA desteği yanında SATA RAID deste ğinin de sunulması, PC’de performans darboğazını yaratan en temel bileşen olan sabit diskleri, günah keçisi olmaktan bir ölçüde kurtarıyor.

Okuyucu Yorumları