Bu hafta yapılan yeni bir araştırmaya göre, diyabet vakalarının önümüzdeki birkaç on yıl içinde hızla artması muhtemel görülüyor.
Araştırma, 2050 yılına kadar dünya çapında bir milyardan fazla insanın, yani bugün görülen vaka miktarının kabaca iki katı kişinin bu kronik durumla yaşayacağını tahmin ediyor. Diyabet yaygınlığının özellikle Afrika ve Orta Doğu’nun bazı bölgelerinde yüksek olması bekleniyor, ancak düzinelerce ülkede önemli artışlar da yaşanabilir.
Diyabet nedir, Tip 1 ve Tip 2 diyabet ne demektir?
Diyabet, en basit ifadeyle, kronik olarak yüksek kan şekeri seviyelerine sahip olmak olarak tanımlanır. Bu durum, genellikle, şekeri kan dolaşımından hücrelerimize taşımaya yardımcı olan bir hormon olan insülin üretimimizdeki veya buna verdiğimiz yanıttaki bir sorun nedeniyle yaşanır. Örneğin, tip 1 diyabetli kişiler, insülin üretmekten sorumlu hücrelere saldıran aşırı istekli bir bağışıklık sistemine sahiptir. Tip 2 diyabetliler ise, insülinin etkilerine karşı bir direnç geliştirir ve sonunda insülin üretimini tamamen durdurabilir.
İlaçlar ve daha iyi kan şekeri takibi sayesinde, çoğu durumda, diyabet artık eskisi gibi ölümcül bir hastalık değil. Ancak yine de, özellikle iyi bir şekilde yönetilmezse, sinir hasarı ve kronik böbrek hastalığı gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Ayrıca kalp krizi, inme ve bunama dahil olmak üzere diğer birçok sağlık durumunun olasılığını da artırdığı görülüyor. Perşembe günü Lancet'te yayınlanan bir araştırmanın yazarlarına göre, diyabetin yükü gelecekte artmaya devam edecek.
Araştırma, Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bulunan Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü’ndeki (IHME) bilim insanları tarafından düzenlendi. Ekip, bu tahminlerine ulaşmak için, yine IHME tarafından yönetilen ve birçok sağlık durumu ve hastalığın yaygınlığını ve neden olduğu zararı izlemeye çalışan uzun vadeli bir araştırma projesi olan Küresel Hastalık Yükü çalışmasından elde edilen en son verileri kullandı.
Mevcut yaygınlık yüzde 6.1 seviyesinde
GBD verilerine göre, 2021’de dünya çapında diyabetle yaşayan yaklaşık 529 milyon insan bulunuyordu. Yaşa göre düzenlendikten sonra, mevcut küresel yaygınlık %6,1 civarında gözüküyordu. Ancak yazarlar, 2050 yılına kadar 1.31 milyar insanın bir tür diyabet hastası olacağını söylüyor. Büyük bir bölge için yaşa göre standardize edilmiş en yüksek yaygınlık oranının %16,8 ile Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da olacağı tahmin ediliyor, ancak Dünya’daki 200’den fazla ülke ve bölgenin yaklaşık yarısında oranlar %10’un üzerinde olacaktır.
IHME'de baş araştırma bilimcisi ve çalışmanın başyazarı Liane Ong, kuruluş tarafından yayınlanan bir açıklamada “diyabetin hızla artması, özellikle hastalığın iskemik kalp hastalığı ve inme riskini nasıl artırdığı göz önüne alındığında, dünyadaki her sağlık sistemi için yalnızca endişe verici değil, aynı zamanda zorlayıcıdır” dedi.
Bu vakaların %95’inden fazlasının tip 2 diyabet olması bekleniyor. Tip 2 ile ilişkili en önemli risk faktörü ise yüksek vücut kitle indeksi. Ancak yazarlar, düşük düzeyde egzersiz, zayıf beslenme ve bir kişinin genetiği dahil olmak üzere diğer birçok önemli faktörün diyabet geliştirme riskini ve bunun neden olabileceği potansiyel zararı veya ölümü etkileyebileceğini belirtiyor. Yazarlar, diyabet vakalarını şimdi ve gelecekte önlemenin veya yönetmenin, çevremizde yaygın iyileştirmeler ve sağlık hizmetlerinin varlığının gerekli olacağını söylüyor.
IHME araştırma görevlisi Lauryn Stafford, “Bazı insanlar bir veya birkaç risk faktörüne odaklanmakta hızlı olabilir, ancak bu yaklaşım, insanların doğup yaşadıkları dünya çapında eşitsizlikler yaratan koşulları hesaba katmaz” diyor ve ekliyor: “Bu eşitsizlikler nihayetinde insanların tarama ve tedaviye erişimini ve sağlık hizmetlerinin mevcudiyetini etkiliyor. Tam da bu yüzden diyabetin popülasyonları nasıl etkilediğine dair daha eksiksiz bir resme ihtiyacımız var.”