Bu makalemizde, günlük hayatımızda kullanılan sayısal ses formatlarını ele alacağız ve sizlere aralarındaki farkları açıklayacağız.
Öncelikle sayısal sesi açıklayarak başlayalım:
Sayısal (dijital) ses nedir?
Sesi sayısal ortama aktarmak, bir resmi sayısal ortama aktarmaya benzer.
Resimlerde, bir bütün halinde olan görüntü piksellere bölünür ve her piksele ait bilgiler tek tek sayısal veri olarak kaydedilir. Sayısal seslerde ise, sürekli haldeki ses dalgaları, birim zamanda alınan ses örnekleri halinde bölünür ve her bir ses örneği sayısal veri olarak kaydedilir.
Birim zamanda alınan ses örneği sayısına, örnekleme hızı denir. Bu da bir sayısal resmin, kaç pikselden oluştuğuna benzer. Bir resmin çözünürlüğü arttıkça, resmin barındırabileceği ayrıntılar artar. Seslerdeki durum da bunun gibidir, örnekleme hızı arttığında sesin barındırabileceği ayrıntılar artacaktır.
Öte yandan, ne kadar piksel yoğunluğuna sahip olursa olsun, düşük renk derinliğindeki resim, canlı ve gerçekçi olamayacaktır. Aynı durum, sayısal sesler için de geçerlidir ve ses ne kadar yüksek örnekleme hızına sahip olursa olsun düşük bit derinliğine sahipse, sahip olduğu tonlar yetersiz kalacak, canlı ve gerçekçi olamayacaktır.
Her şeyin başladığı format: PCM
PCM, Pulse-code Modulation (Darbe Kod Modülasyonu) kelimelerinin kısaltmasıdır. 1937 yılında tasarlanan format, analog seslere en yakın mantığa sahip sayısal ses formatıdır. Örnekleme hızı ve bit derinliği kavramlarına dayanır ve dijital ses formatlarının temelini oluşturur.
PCM, ses dalgasını olduğu gibi sayısal hale getirme mantığıyla çalışmaktadır ve sıkıştırmasız bir formattır. Sıkıştırma yapılmadığı için, disk üzerinde çok yer kaplar. Ancak çalışma sisteminin basitliği, onu basit bir sayısal ses işlemcisi üzerinden çalıştırmaya olanak sağlar.
PCM günümüzde de kullanılan, kayıpsız bir ses formatıdır. Bu ses formatı halen, Blu-ray, CD ve DVD formatlarında kullanılmakta ve aynı zamanda sayısal telefon sistemlerinde de tercih edilmektedir.
Kayıpsız formatlar
WAV ve AIFF
Hem WAV hem de AIFF sıkıştırılmamış ve PCM temelli ses formatlarıdır. Küçük farklar dışında, PCM ile aynı temele dayandıkları için, WAV ve AIFF formatları da sıkıştırmasız ve kayıpsız sayısal ses formatlarıdır.
Her iki format da platformdan bağımsızdır ve Windows, Mac veya Linux sistemlerinde kullanılmaktadır. Ayrıca küçük medya oynatıcılarda da kullanılabilmektedir.
FLAC, ALAC ve APE
FLAC (Free Lossless Audio Codec), ALAC (Apple Lossless Audio Codec) ve APE (Monkey's Audio) formatları, sıkıştırılmış olmasına rağmen kayıpsız sayısal ses formatlarıdır. Diğer sıkıştırılmış formatlardan farkları da budur.
Sıkıştırılmamış ses formatı olan WAV formatıyla kaydedilmiş dosyaların yaklaşık yarısı boyuttaki dosyalarla aynı ses kalitesini verebilirler.
İyi bir ses sistemiyle birlikte kullanıldığında, kayıplı formatlardan farkı kolayca anlaşılabilir.
Kayıplı formatlar
MP3, AAC, WMA, Vorbis
Günlük hayatımızda kullanılan, sıkıştırılmış ses formatlarının çoğu kayıplıdır. Yani ses detaylarının bir kısmı, dosya boyutunu küçültmek adına feda edilir. CD kalitesinde sayılan bir MP3 dosyası, dakikada 1 MB dosya boyutuyla yetinebilir. Bu da demek oluyor ki, 74 dakika sıkıştırılmamış ses içeren standart bir müzik CD'sine, 650 dakikalık MP3 formatındaki ses sığdırılabilir.
Kayıplı ses formatlarının ne kadar ayrıntı barındırdığı, saniyedeki bit oranı (bitrate) ile tanımlanır. Saniyedeki bit oranı yükseltildikçe, sıkıştırma amacıyla sesten atılan detaylar azalacak ve ses kalitesi yükselecektir.
Kayıplı sıkıştırma formatları hayatımızın her yerinde karşımıza çıkabilir. Bu formatların geliştirilme amacı, dosya boyutlarını küçültmek ve disk alanını daha verimli kullanmaktır. Kayıplı formatlar arasındaki belki de en önemli fark, farklı medya oynatıcılar tarafından tercih edilmiş olmalarıdır.
Günümüzdeyse, dijital müzik çalarlar (Apple'ınkiler hariç) bütün kayıplı ses formatlarını desteklemekte ve günden güne kayıpsız formatlar olan FLAC ve APE için de destek sunmaktalar. Apple ise sadece MP3, ALAC ve AAC formatlarını kullanmaktadır. Bilgisayarlarımızdaysa, hemen her formatı sorunsuzca kullanabilmekteyiz.
Ses kalitesi göreceli midir?
Bazı ses formatları yada kaliteleri arasındaki farkı, herkesin ayırt edemeyeceğinin söylendiğini duymuşsunuzdur. Bu büyük ölçüde doğrudur ancak bazı nedenlere dayanmaktadır. Bu nedenlerin en başında ses sisteminizin kalitesi gelir.
Örneğin, düşük kalitede ve detaylarda ses sunabilen bir ses sistemine alışan birisi, daha kaliteli ve detaylı ses sunabilen bir ses sistemine alıştığında, kulak zevkinin geliştiğini yada değiştiğini fark edebilir. Ses sisteminizin sağladığı ses kalitesi ise hoparlörleriniz (yada kulaklığınız) kadar, ses kartınız tarafından da belirlenir.
Bir diğer unsur da, ne kadar detaylı sesleri duymaya alışmış olmanızdır. Örneğin 128 Kbit/s MP3 ile sıkıştırılmamış bir müzik CD'si arasındaki kalite farkını algılayamayan birisi, 256 kbit/s müzik dinlemeye alıştıkça, daha düşük kalitedeki sesleri kolaylıkla ayırt etmeye başlayabilir.
Yani bir bakıma, daha kaliteli seslere alıştıkça düşük kaliteli sesler daha kolay ayırt edebilir.