Deprem bulutu nedir? Bulutlar depremin habercisi olabilir mi? Deprem havası diye bir şey var mı?

Halk arasında depremlerden önce gökyüzünde belirdiğine inanılan deprem bulutları fikri nasıl çıktı? Deprem bulutu nedir; bulutlar gerçekte depremin habercisi olarak kabul edilebilir mi? Deprem havası diye bir şey var mı? Bilim bu konuda ne söylüyor? İşte bilinenler...

Deprem bulutu nedir? Bulutlar depremin habercisi olabilir mi? Deprem havası diye bir şey var mı?

Depremlerden önce, kimi zaman sonra 'deprem bulut' olduğu iddia edilen pek çok fotoğraf paylaşılıyor. Peki, gerçekten bulutlar bir deprem habercisi olabilir mi? Bu konuda bilinenlere bakıyoruz...

Deprem bulutu nedir?

Deprem bulutları, depremlerden önce ortaya çıktığına inanılan garip şekilli bulutlardır. Halk arasında bu bulutların depremin habercisi olabileceğine inanılır. Bu inanış 6. yüzyıldan beri halk arasında dolaşıyor.

Günümüzde de bazı bilim adamları sismik olaylarla bulutlar arasında bir ilişki olduğunu düşünüyor. Ancak genel bilimsel kanı böyle bir ilişki olmadığı yönünde.

Deprem bulutu fikri nedir?

Güvenilir bilimsel araştırmalara dayanan kısa cevap, deprem bulutu diye bir şeyin olmadığını söylüyor. Buna karşın deprem bulutları fikri halk arasında yayılmaya devam ediyor.

Deprem bulutu kavramı, Seattle'da yaşayan emekli bir Çinli kimyager olan Zhonghao Shou gibi kişilerin desteği ile yayıldı. Shou, bu olguyu açıklarken, “Bir deprem fayında biriken gerilimler, suyun birikmesine izin veren kayalarda çatlaklar oluşturur. Basınçlar biriktikçe, su ısınır, buharlaşır ve olağandışı bulut desenleri oluşturmak için atmosfere kaçtığı yüzeye yükselir” iddiasında bulunuyor.

Zhou, bu bulutların bir deprem meydana gelmeden saatler, günler, hatta aylar önce görünüp kaybolabileceğini söylüyor. Uydu görüntülerinden belirli bulut modellerini yüzde 68 doğruluk oranıyla ayırt ederek 50'den fazla deprem tahmini yaptığını iddia ediyor.

Deprem bulutu gerçek mi?

Varsity.co.uk'ta yer alan bir makaleye göre onun bu görüşüne olan ilgi 2003'te İran'da yaşanan depreme ilişkin doğru gibi tahmini nedeniyle artmış durumda.

Bununla beraber İtalya'daki bir depreme ilişkin yapılan bir araştırmada ise bağlantı bulunamamış.

Ancak çoğu sismolog bu iddiaya şüpheyle yaklaşıyor. Claremont'taki Harvey Mudd Koleji'nde fizikçi olan Greg Lyzenga, “Depremler ve meteoroloji arasında istatistiksel bir ilişki şimdiye kadar kanıtlanamadı” diyor ve devam ediyor: “Ve öyle olsaydı, makul bir neden-sonuç ilişkisi bulmak için çok yorucu teorik çaba gerekirdi.

Türkiye'de Jeoloji Mühendisleri Odası'nın internet sitesine baktığımızda ise "Bulutlarla depremlerin ilişkisi konusunda kanıtlanmış ciddi bir ilişki bulunmamaktadır" deniliyor.

2022 yılının kasım ayında İstanbul'da görülen bulutlar da 'deprem bulutu' endişesi doğurmuştu. O dönem AA teyit hattı bu bulutların "cirrocumulus" bulutları olduğunu haberleştirmişti. Haberde, " Yüksek seviyede bulutlar kategorisinde yer alan bu bulut türü küçük gruplardan meydana gelen ince, beyaz ve gölgesiz bulut oluşumu. Bu bulut türünü toplu halde görebildiğimiz gibi ayrı ayrı parçacıklar halinde de görebiliriz. Cirrocumulus bulutları, Altocumulus bulutlarının parçalanıp küçülmesi ya da Cirrus veya Cirrostratus bulutlarının şekil değiştirmesi ile oluşurlar. Bulutlar tamamen buz kristallerinden ibarettir ama bazen aşırı soğumuş su damlacıkları da görülebiliyor" denilmişti.

DEPREM BULUTU HAKKINDA UZMAN GÖRÜŞÜ

O dönem konu hakkında görüşlerini paylaşan Prof. Dr. Ziyadin Çakır, "Bu bulutlarla ilgili bir takım söylemler ve gözlemler var ancak kabul edilmiş bir görüş veya teori yok. Yani özellikle küçük depremler için olma olasılığı zaten düşük, büyük depremler için bir takım söylemler var ama kabul edilmiş bir teori yok. Sadece iddiadan ibaret. Dünyada her gün yüzlerce, binlerce deprem oluyor. Böyle bir durum olsaydı eğer bu gözlenirdi. Dolayısıyla böyle bir gözlem yok" demişti.

DEPREM HAVASI DİYE BİR ŞEY VAR MI?

Peki deprem havası diye bir şey var mı? ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu bu soruyu şöyle yanıtlıyor: MÖ 4. yüzyılda Aristoteles, sarsıntıların yeraltı mağaralarında sıkışan rüzgardan kaynaklandığını öne sürdü. Mağara çatılarını iten havanın küçük sarsıntılara, yüzeyi kıran havanın ise büyük sarsıntılara neden olduğu sanılıyordu. Bu mantıkla, depremlerden önce dünyanın içinde büyük miktarda hava bulunacağı düşünüldüğü için, atmosferde havanın az, sıkıcı ya da rutubetli olacağı bekleniyordu. Bundan yola çıkan bir diğer teori, depremlerin sakin ve bulutlu havalarda yaşandığını da ileri sürüyor.

Deprem havası diye bir şey yoktur.

İstatistiksel olarak, soğuk havalarda, sıcak havalarda, yağmurlu havalarda vb. depremlerin yaklaşık olarak eşit bir dağılımı vardır. Büyük fırtına sistemleriyle (tayfunlar, kasırgalar, vb.) ilişkili çok büyük alçak basınç değişikliklerinin fay kayması olaylarını tetiklediği bilinmektedir ve ayrıca bazı yıkıcı depremlerin tetiklenmesinde rol oynayabilir. Bununla birlikte, sayılar küçüktür ve istatistiksel olarak anlamlı değildir.

DEPREMLER ÖNCEDEN TAHMİN EDİLEBİLİR Mİ?

Peki, depremler önceden tahmin edilebilir mi? ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

Hayır. Ne USGS ne de diğer bilim insanları büyük bir depremi tahmin etmedi. USGS bilim adamları, yalnızca belirli bir alanda belirli bir yıl içinde önemli bir deprem meydana gelme olasılığını ( tehlike haritamızda gösterilmiştir ) hesaplayabilirler.

Bir deprem tahmini 3 unsuru tanımlamalıdır : 1) tarih ve saat, 2) yer ve 3) büyüklük.

Evet, bazı insanlar depremleri önceden tahmin edebildiklerini söylüyorlar, ancak açıklamalarının yanlış olmasının sebepleri şunlar:

  • Bilimsel kanıtlara dayanmazlar ve depremler bilimsel bir sürecin parçasıdır. Örneğin, depremlerin bulutlar, vücut ağrıları ve ağrıları veya sümüklü böceklerle hiçbir ilgisi yoktur.

  • Bir tahmin için gerekli olan üç öğeyi de tanımlamazlar.

  • Tahminleri o kadar geneldir ki, her zaman uyan bir deprem olacaktır; örneğin, (a) Önümüzdeki 30 gün içinde ABD'de bir yerde bir M4 depremi olacak.

  • Tahminlerine uzaktan yakından uyan bir deprem meydana gelirse, tahmin ettikleri unsurlardan biri veya daha fazlası gerçekte meydana gelenden çok farklı olmasına rağmen başarı iddiasında bulunurlar

Bu içerikler de ilginizi çekebilir