Yeni bir keşif, Kretase döneminden kalma fosilleşmiş köpek balıklarının dişlerini olmamaları gereken bir yerde, karada bulunmasını sağladı. Bu da dişlerin dönemi için değerli koleksiyon eşyaları olabileceğini veya eski zamanlarda öneme sahip olabileceğini öneriyor.
Kudüs'ün eski şehri sadece karanın iç kısmında değil, 700 metrenin üzerinde bir yükseklikte yer alıyor. Yani deniz canlılarına ait fosilleri bulmayı beklediğiniz bir yer değil. Yine de, 2.900 yıllık bir evi kazarak ortaya çıkaran arkeologlar tam olarak bunu buldular. Goldschmidt Konferansı'na keşif hakkında açıklama yapan bilim insanları, dişlerin kutsal şehre insan müdahalesi yoluyla ulaştığını ve bize paleografiden ziyade eski toplumlar hakkında bir şeyler öğrettiğini düşünüyor.
Mainz Üniversitesi'nden Dr. Thomas Tuetken yaptığı açıklamada, "Bu fosiller orijinal ortamlarında değiller, bu yüzden taşındılar. Muhtemelen birileri için değerliydiler; nedenini bilmiyoruz" diyor.
Fosiller, Kudüs'ün orijinal bölgesinin bir parçası olduğu düşünülen Silwan köyünün kazılarında bulundu.
Dişler, bir su kaynağının bir parçası olarak işlev gören bir havuzu doldurmak için kullanılan malzeme içerisinde bulundu. Ayrıca malzemede balık kılçığı da vardı ama bunlar kesinlikle dişlerle ilgili değildi. Kılçıklar, evin inşa edildiği zamanlardan kalma yiyecek atığıydı, bunların yaklaşık yarısının Mısır'daki Bardawil lagününden geldiği tespit edildi, dişler ise on binlerce kat daha yaşlıydı.
Bu keşif hakem onaylarının faydalarının bir kanıtı olarak öne çıkıyor. Tuetken "İlk başta köpekbalığı dişlerinin yaklaşık 3.000 yıl önce atılan yiyeceklerin kalıntıları olduğunu varsaymıştık, ancak yayın için bir makale gönderdiğimizde, hakemlerden biri dişlerden birinin anca Geç Kretase döneminde, en az 66 milyon yıldır soyu tükenmiş olan köpekbalığından gelmiş olabileceğine dikkat çekti" diyor ve ekliyor: "Bu bizi organik madde, element bileşimi ve dişlerin kristalliğini ölçmenin tüm köpekbalığı dişlerinin gerçekten fosil olduğunu doğruladığı örneklere geri gönderdi. Stronsiyum izotop bileşimi yaklaşık 80 milyon yıllık bir yaşı gösteriyor."
Tuetken "Çalışma hipotezimiz, dişlerin koleksiyonerler tarafından bir araya getirildiğidir, ancak bunu doğrulayacak hiçbir şeyimiz yok. Bunların alet olarak kullanıldığını gösterebilecek herhangi bir aşınma izi yok ve takı olabileceklerini gösteren hiçbir sondaj deliği yok. Muhtemelen hiçbir zaman tam olarak emin olamayacağız" diyerek sözlerini tamamlıyor.