Los Angeles’ın meşhur sahil şeridinde, sonucu kaosa dönen bir sabah koşusu videosu ile heyecanlanmıştık neredeyse 10 sene önce. Oyun geliştirme; karmaşık, öngörülemez ve zaman zaman da acımasız bir süreç. E3 2014'te duyurulan Dead Island 2 için de durum biraz böyle oldu. Çok bekledik. Birkaç kez geliştirici stüdyo değiştirdikten sonra, sonunda Homefront: The Revolution'ın da yapımcısı olan Dambuster Studios nihayet en popüler zombi oyunlarından birinin devam oyununu karşımıza getirmeyi başardı. Çıktığı gibi ben de hemen Xbox Series S'te Dead Island 2'ye hızlıca bir giriş yaptım ve önemli klasiklerden biri sayılabilecek oyunun yeni nesil konsollara nasıl bir dönüş yaptığını sizler için değerlendirdim. Fazlasıyla vahşete hazır olun. Mideniz sağlamsa insan anatomisini detaylarıyla sık sık önümüze çıkaran bu oyunda kelimenin tam anlamı ile kan gövdeyi götürüyor.
Los Diablos'a Hoş Geldiniz!
Her ne kadar adında ada olsa da, Dead Island 2 bizi hayatta kalmanın tek görev olduğu cehennem gibi bir Los Angeles'a götürmek için ada konseptinden vazgeçmiş. Mekân LA ancak oyunun karakterlerinden de duyabileceğiniz gibi halkın büyük bir kısmı çoktan “Los Diablos” olmuş bile. Hatta LA için de artık Hell-A demek mümkün. Dambuster Studios'un oyunu, açılış sinematiğinden itibaren bizi Bel-Air'in lüks ünlü malikanelerinde ve şehrin spoiler olmaması için açıklamayacağım diğer birçok yerinde yollarını bulmak zorunda kalacak rengarenk bir karakter kadrosuyla tanıştırıyor.
Oyunda uçak kazasından kurtulan altı karakterden birini seçebiliyoruz: Amy, Jacob, Dani, Ryan, Carla ve Bruno. Her birinin, maksimum sağlık, kritik şans ve daha fazlası dâhil olmak üzere oyunun temel istatistiklerine dayanan farklı güçlü ve zayıf yönleri var. Seçiminiz hikâyeyi değiştirmese de önemsiz bir karar değil, çünkü oyunda ilerledikçe oluşturabileceğimiz beceri yapıları ilk seçimimize bağlı olarak değişiyor. Hikâye değişmiyor dedim ama akışta her karakter kendi fikirlerini kendi nüanslarıyla ifade ediyor. Oyuna bir uçak kazasından kurtularak başlıyoruz. Diğer kazazedeleri bulup onlara yardım etmeye çalışırken bir zombi tarafından ısırılıyoruz. Ancak sürpriz şu ki, bağışıklığımız var ve geri kalanlar gibi dönüşmüyoruz. Bu andan itibaren yetkilileri bulup neler olduğunu öğrenmek, yardım istemek ve belki de bir tedavi oluşturabilmek için görevimiz başlıyor.
Savaş, her şeyin temeli
Hikaye, karakterler veya mekan hakkında uzun uzun yazabilirim, ancak Dead Island 2 hayranların en çok beklediği şey belli! Üstlendiğimiz her görev bizi büyük bir aksiyonun ortasına bırakıyor, bu nedenle bu alanda yetkin olmak çok önemli. Ortalığı kasıp kavurma olasılıkları neredeyse sınırsız. Golf sopaları, bıçaklar, kırbaçlar, bilardo ıstakaları, palalar, keskin pençeler, baltalar ve benzeri yakın dövüş silahlarının yanı sıra tamamlayıcı olarak hizmet edecek bazı ateşli silahlardan, ikincil fırlatma nesnelerinden ve göz ardı edilmemesi gereken çevrenin kendisinden bahsediyorum.
Bu unsurlar Dead Island 2'nin aksiyonunda hayati bir rol oynuyor. Los Diablos sokakları boyunca, asfalta dağılmış su birikintilerinde şok yaratabilecek elektrik telleri, korkunç bir patlamaya neden olabilecek gaz sızıntıları veya zehirli gaz bulutları gibi çevre faktörlerini, kendimize avantaj sağlayacak şekilde modifiye edilebilen silahlarımızla birlikte kullanarak düşmanlarımıza toplu olarak zarar verecek şekilde kullanabiliyoruz.
Hepsi bu kadar değil. Bahsedildiği gibi, cephaneliğimizi tamamlayacak bir dizi ikincil eşyalar da var. Fırlatma bıçakları, patlayıcı el bombaları, zombileri belirli bir noktaya çekmek için yemler ve kendi uzuvlarımız. Dead Island 2'de en çok keyif aldığım mekaniklerden biri, düşmanlarımıza güçlü bir uçan tekme atma yeteneği. Dayanıklılık barının büyük bir kısmını harcıyor belki ama aynı zamanda karşımızdaki zombi güruhuna da zarar veriyor ve onları bayıltarak diğer darbelere açık hale getiriyor. Bu arada tüm ana silahları, uzaktan hasar vermek için kuvvetle fırlatabilmeniz de mümkün.
Çeşitlilik hayatın baharatıdır
Dead Island 2 her şeyden önce kesimlikle çok dinamik bir video oyunu ve bunu birkaç şekilde başarıyor. Bunların başında Dambuster'ın en başından beri büyük önem verdiği kart sistemi geliyor. Bir eklenti olmaktan çok uzak olan bu sisteme geliştirici ekip, oyunun ana unsurlarından biri haline gelecek kadar önem vermiş. Ana hikâyede ilerledikçe açılan ve tüm oynanabilir karakterler için ortak olan bir kart serisine sahibiz.
Ancak geliştirme imkanları bunlarla sınırlı değil. Oyun sırasında ana görevleri, yan görevleri, meydan okumaları ve diğer ilerleme biçimlerini tamamlamak yalnızca daha fazla kart donatmak için daha fazla yuva açmakla kalmıyor, aynı zamanda benzersiz kombinasyonlar oluşturmamızı da sağlıyor. Her kahramana özel bir kart türü bulunuyor. Ancak elbette oyun tarzınıza en uygun olanları seçme veya farklı olanları bulmak için diğer kahramanlarınkini deneme özgürlüğüne de sahipsiniz. Bunun herhangi bir yaptırımı veya maliyet yoktur, bu yüzden ben denemenizi öneririm.
Dead Island 2'nin dinamik bir oyun olmasında farklı niteliklere sahip altı farklı kahramanın büyük etkisi var. Ana hikâyenin aşırı uzun olmaması da (en fazla on beş saat) tesadüf değil. Dambuster, seçime bağlı olarak oyunun nasıl değiştiğini görmek için bizi farklı karakterler kullanarak farklı oyunlara başlamaya teşvik ediyor. Oyun boyunca bir arkadaşınızla işbirliği içinde oynayabilmenizin de buna katkısı büyük ve bu da kesinlikle benzersiz bir deneyim sunuyor.
Teknik olarak hatasıza yakın
Bu kadar yıl sürüklendikten sonra, Dead Island 2'nin teknik alt yapısı konusunda şüpheleriniz olması doğal. Benim de yok değildi. Oyunun eğlencesinden, dinamizminden ve çeşitliliğinden bahsetmişken buna değinmeden de olmaz. Ancak içinizi rahatlatabilirim. Dead Island 2, Xbox Series S'te 1920x1080 çözünürlükte saniyede 60 kare hızında çalışıyor ve elbette daha güçlü olan Series X ve PS5’de ise 60 fps native 4K çözünürlük için sunuluyor. Yani oyunun tüm yeni nesil konsollar için türünün hak ettiği akıcılığı sunduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Grafikler ise gerçekten üst düzey detaya sahip. Serinin doğru yolda olduğunu gösteriyor. Ölümsüz düşmanlarımızı alt etmenin sonucu olarak parçalanmalar, infazlar ve kan görsel olarak muhteşem ve doğru şekilde yapılmış ışıklandırma ile buna özel hazırlanmış ortamlara çok iyi tasarlanmış müttefiklerimizin ve zombilerin karakter modellemeleri eşlik ediyor.
Oyunun imza mekanikleri her zamanki gibi
İncelememin başında mideniz sağlamsa demiştim ve bunun bir nedeni var. Önce kanlı şeyleri aradan çıkaralım. Güneşli bir Los Angeles fonunda geçen Dead Island 2'nin en büyük özelliği aşırı vahşete odaklanması. Ağır şiddet, parçalama, vücut fiziği ve ortalığa saçılan anatomik öğeler gibi detayların hepsi oyunun “FLESH Engine” ya da açık haliyle “Fully Locational Evisceration System for Humanoids” motoru tarafından sağlanıyor. Bu tescilli teknoloji, vücut parçalama fiziğini giysi ve deriden kaslara, organlara ve hatta altındaki iskelete kadar tüyler ürpertici bir ayrıntı düzeyinde simüle ediyor. Bu, gerçek bir teknik hünerle elde edilen korkunç ve aslında iğrenç bir mekanik. Kılıçların, silahların ve diğer tehlikelerin hepsinin duygusuz zombi orduları üzerinde korkunç derecede gerçekçi sonuçları olduğunu söylemek yeterli. Bu da Dead Island 2'nin teknik makyajının en etkileyici kısımlarından birini oluşturuyor.
Kullandığımız yakın dövüş silahlarına gelince elbette bu kadar yoğun darbe karşısında hepsinin bir ömrü olduğunu da unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla kontenjanınız dâhilinde bulabildiğiniz kadar özellikle metal her tür sopayı almanızı öneririm. Çevreden bulacağınız para ve çeşitli yardımcı öğeleri toplayarak oyun alanı içinde zaman zaman denk geleceğiniz tezgahlarda bu silahları güçlendirmeniz yeni özellikler eklemeniz ve tamir etmeniz de mümkün. Bu yüzden loot’a önem vermeyi de unutmayın.
Sonuç
Dead Island, klasik oyun tarzını aynen korumuş. Neredeyse on yıllık bir aradan sonra Dambuster Studios tarafından hayata geçirilen Dead Island 2, her şeyden önce, fevkalade iyi yaratılmış bir Los Angeles şehrinde, muhteşem ortamlarda kanlı aksiyonla dolu çok eğlenceli bir video oyunu. Bu türdeki en sürükleyici ve orijinal hikâyeye sahip değil belki ama burada zaten önemli olan o değil. Akıllı kart sistemi aracılığıyla bir beceri destesi oluşturarak adrenalin dolu görevlerinin tadını çıkarmanız ve mümkünse diğer karakterleri kullanarak ya da co-op aracılığıyla bir arkadaşınızla oynayabilmeniz oyunun tekrar oynanabilirlik yüzdesini de artıyor. Dead Island 2'de saatlerce sürecek bir eğlence var ve bu da serinin hak ettiği şekilde geri döndüğünü kanıtlıyor. Ben çok eğlendim bunu da eklemeden geçmeyeyim.
80
Geliştirici Dambuster Studios
Yayıncı Deep Silver
Tür Aksiyon
Platform Xbox Series S/X, Xbox One, PC, PS5, PS4
Web https://deadisland.com/