COVID-19'a neden olan virüs SARS-CoV-2 virüsü, neredeyse 20 ay önce tanımlandı ancak kesin kaynağı belirsizliğini koruyor. Dünya Sağlık Örgütü bu konuda bir ön rapor hazırlatmıştı ve raporun yazarları, eğer bir cevap istiyorsak, çalışmaların hemen yapılması gerektiğini savunan bir yazı kaleme aldılar. Başka bir deyişle salgının nasıl başladığını bulmak için zamanımız daralıyor.
Bu yorum metni Nature dergisinde yayınlandı. Bilim insanları, viroloji, zoonotik hastalıklar ve epidemiyoloji uzmanları, SARS-CoV-2'nin kaynağını anlamak için şimdiye kadar yapılanları özetlemek için yayınlanan makaleyi kullanıyor. Ayrıca, COVID-19'un nasıl ortaya çıktığını anlamak için neyin gerekli olduğu konusunda da eylem çağrısında bulunuyorlar.
Yazarlar; "Bu çok önemli araştırmayı yürütmek için fırsat penceresi hızla kapanıyor: herhangi bir gecikme, bazı çalışmaları biyolojik olarak imkansız hale getirecek. Yıkıcı bir salgının kökenlerini anlamak, bilime dayalı küresel bir önceliktir" diye yazdı.
Nisan ayında, DSÖ genel müdürü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, orijinal raporun araştırmanın 1. aşaması olduğunu söyledi. Yayınlanan metin ise ikinci aşama için gereken altı önceliği gösteriyor. Bunlar, virüsün gelmiş olabileceği Çin içindeki ve dışındaki bölgelerde hem insanlarda hem de hayvanlarda yapılan araştırmaları içeriyor.
Yarasalar ve potansiyel ara konaklar gibi vahşi hayvanların da virüsün olası rezervuarlarını belirlemeye çalışarak kapsamlı bir şekilde araştırılması gerekiyor. Ve son olarak, ortaya çıkacak yeni güvenilir ipuçlarının takip edilmesi gerekiyor. Ve bunun mümkün olması için uluslararası işbirliği ve şeffaflık şart.
Yazıda şu ifadeler dikkat çekiyor: "SARS-CoV-2'nin kökenlerine yönelik araştırmalar kritik bir noktada. Hem DSÖ uluslararası ekibinden hem de Çin ekibinden ilerlemeye isteklilik var. En önemlisi, Çin içindeki ve dışındaki insanların ve hayvanların kritik geri izlemesini yürütmenin biyolojik fizibilite penceresi hızla kapanıyor. SARS-CoV-2 antikorları zayıflıyor, bu nedenle daha fazla numune toplamak ve Aralık 2019'dan önce maruz kalmış olabilecek kişileri test etmek getiriler sağlayacak."
Yorum metni ayrıca raporun aldığı bazı eleştirilere değinmek için bir fırsat oldu. Medyada pek çok kişi, özellikle virüsün bir laboratuvardan yayıldığı fikrine odaklandı. Ekip aslında bu iddiayı raporda detaylı bir şekilde inceledi ancak bu fikri destekleyen hiçbir kanıt bulamadı.
Araştırmacıların açıklamasına göre "Raporda ve o zamandan beri, laboratuvar sızıntısı hipotezini destekleyen herhangi bir verinin yayınlanması ve DSÖ'ye sunulması için kamuoyuna çağrıda bulunduk. Şimdiye kadar hiçbiri olmadı."
Rapora dahil olmayan farklı bir uluslararası bilim insanı grubu, laboratuvar hipotezinin doğru olduğunu gösteren hiçbir kanıt bulunmadığını tekrarlıyor. Ve sadece buna odaklanmak ve bunun yerine daha olası hipotezleri dikkate almamanın, aslında bizi gelecekteki salgınlara karşı daha savunmasız bırakacağını da iddia ediyor.