Eğer Coronavirüs salgınının başlamasından beri stresli olan büyük çoğunluğun içerisinde yer alıyorsanız, son zamanlarda rüyalarınızın da garipleşmeye başladığını fark edebilirsiniz. Uykunuzu etkileyen pek çok farklı sebep bulunuyor ve stres, rutinin bozulması ve benzeri tetikleyiciler ile beraber pek çok kişinin uykusunun değişmesi de şaşırtıcı değil.
St. Thomas Üniversitesi Nörobilim ve Psikoloji Profesörü Roxanne J Prichard'ın söylediği üzere stres kaliteli uykuyu engelleyebiliyor ve yeterli kaliteli uyku alamamanız stresi daha da arttırıyor: "Bu aslında evrimsel bir adaptasyon – eğer bir savaş bölgesinde veya çok sayıda tehlikenin olduğu bir yerde iseniz on saat boyunca derin bir uykuda olmak istemezsiniz."
Bu durum tehlikeli durumlarda hayatımızı kurtarabilecek olsa da, göremediğimiz bir patojen kaynaklı hastalığa karşı pek bir işe yaradığı söylenemez.
Stresin rüyalarımızın sıklığını ve canlılığını nasıl etkilediğini anlamak için, öncelikle uyku döngülerine hızlı bir bakışta fayda olabilir. Düzgün uyuduğumuz her gece dört aşamadan geçiyor: 1, 2, 3 ve REM (Hızlı Göz Hareketi) uykusu. Genel olarak tek bir döngü 90-110 dakika sürüyor ve sonra tekrar 1 aşamasından başlıyor. İlk birkaç döngünün daha kısa REM aşaması oluyor ancak tekrar eden her döngü ile bu uzunluk artıyor. Bu yüzden de daha fazla uyuduğunuzda daha fazla rüya görüyor gibi hissedebilirsiniz.
Stres, en başta uyumayı zorlaştırıyor ancak Professor Prichard'ın söylediğine göre kabus sıklığını ve gece uyanma sıklığını da arttırabiliyor. Bu iki durumun da talihsiz bir birleşim olduğu söylenebilir. Çünkü arka arkaya rüya gördükten sonra uyandığımızda rüyalarımızın daha fazlasını hatırlıyoruz ve bu da takip eden günde ruh halimizi daha fazla etkilemeleri anlamına geliyor.
Professor Prichard şöyle diyor: "REM ve NREM (REM olmayan) yerine REM ve Uyanık arasında geçiş yaptığınız gecelerde, rüyalarınızı daha fazla hatırlayacaksınız ve uykuyu daha rahatsız olarak tanımlayacaksınız. Rüya içeriğinin genellikle negatif duygularla dolu olmasından dolayı bu bir sonraki gün de varlığını sürdürebilir ve ruh halini etkileyebilir. Ayrıca daha düşük uyku kalitesi de negatif bir durumda olma ihtimalini arttırıyor."
Bu yüzden de rüyaların giderek daha canlı ve daha endişe verici hal alması şaşılacak bir durum değil.