İzlanda'da bulunan, zirvesi buzlarla kaplı Grímsvötn volkanı 2011'de beklenmedik bir patlama yapmış ve atmosferde 20 kilometre yüksekliğe kadar kül püskürtmüştü. Patlama sonucunda 900 uçak seferi iptal edilmişti. Bir karşılaştırma yaparsak, 2010'da patlayan Eyjafjallajökull volkanı yüzünden yaklaşık 100.000 uçuşun iptal edildiğini söyleyebiliriz.
Yine İzlanda'dan gelen yeni bir volkan patlaması tehlikesi, şu anda COVID-19 salgınından dolayı büyük sarsıntı geçiren havayolları endüstrisinde büyük bir endişeye neden oluyor. Bilim insanlarına göre, Grímsvötn yanardağının yeniden patlamaya hazırlandığına dair açık işaretler var. Sonuç olarak, yetkililer son zamanlarda bu volkan için tehdit seviyesini yükseltti.
Grímsvötn, neredeyse tamamen buzun altında kaldığı için tuhaf bir volkan ve kalıcı olarak görülebilen tek parçası, güney tarafında büyük bir kraterin (kaldera) kenarını oluşturan eski bir sırt. Ve en son patlamalar bu sırtın tabanı boyunca, buzun altında meydana gelmişti. Diğer bir tuhaflık da, volkanın ısı çıkışının olağanüstü yüksek (2.000-4.000MW) olması. Bu sıcaklık, üstteki buzu eritiyor ve gizli bir buzul altı eriyik gölü üretiyor. 100 metre derinliğindeki bu göl üzerinde 260 metre kalınlığa kadar yüzen buzlar kalıyor. Taze buz, kalderaya sürekli olarak akıyor ve burada eriyor, böylece su seviyesi yükselmeye devam ediyor.
Bu eriyen su aniden dışarı kaçabiliyor ve yaklaşık 45 km boyunca buzun altında güneye doğru ilerledikten sonra, yolları ve köprüleri silip süpürme tehlikesi olan bir sel olarak ortaya çıkabiliyor. Neyse ki, buzun altından eriyik suyun çıkışı izlenebiliyor ve bu nedenle, yolcuların sele yakalanarak hayatını kaybetmesini önlemek için yollar zamanında kapatılabiliyor.
Harekete geçtiğine dair işaretler var
Bir volkandaki yüksek frekanslı patlamalar, bilim insanlarının büyük patlamaya yol açacak öncü kalıpları tespit etmesine olanak tanıyor. Ve eğer bunlar bir yanardağ patladığında her defasında tekrarlanırsa, bilim insanlarının yakın gelecekte bir patlamanın olacağına dair daha emin olmaları mümkün hale geliyor. Bununla birlikte, kesin bir tarih vermek yine de tam olarak mümkün olmuyor.
İzlandalı bilim insanları, 2011 patlamasından bu yana Grímsvötn'ü dikkatle izliyorlar ve volkanın patlamaya hazırlandığını gösteren çeşitli sinyaller görüyor. Örneğin, volkanın altındaki kanallara yeni magma girişi olduğunda bir şişme gözlemleniyor (kumun altına gömülüp şişirilen bir balon hayal edin). Artan termal aktivite daha fazla buzu eritiyor ve ayrıca deprem aktivitesinde de son zamanlarda bir artış gözlemleniyor.