Cep telefonumuzun ve laptop'umuzun pili, iki şarj arasında bir gün geçmeden bitebiliyor. Ancak aylar ve yıllar içinde pilin verimliliği de azalıyor, üstelik onu hiç kullanmasak bile. Peki bunun sebebi ne? Pilinizi nasıl en iyi şekilde saklayabilirsiniz?
Lityum iyon piller günümüzdeki elektronik cihazların ortak sorunu haline geldi. Pilin güç canavarı cihazlarımızı uzun süre çalıştıramaması bir yana, daha az anılan bir sorun ise pilin uzun dönemdeki verimliliği. Lityum iyon piller ve daha yeni lityum polimer piller, zaman içinde kapasitelerini yitiriyorlar ve hatta ölüyorlar.
Pil sorununun kökünde kimyasal bir sorun bulunuyor. Sağlıklı bir pilde iyonlar, katot ve anot arasında rahat bir biçimde akarlar. Pili şarj etmek, iyonları katottan anota gitmeye zorlar, pili kullanmak ise bunun tam tersini yapar.
Pil durduğu yerde yıpranıyor, peki ne yapmalı?
Bu işlem, zaman içinde katotu yıpratır, dolayısıyla pilin kapasitesi azalır. Uç nokta bir lityum polimer pil, 1.000 şarjdan sonra kapasitesinin yüzde 20'sini kaybeder. Bir örnek verecek olursak, laptop'unuzu her şarj ettiğinizde maksimum pil ömründen birkaç saniye feda etmiş olursunuz. Düzensiz şarj ve sıcaklık, bu yıpranmayı hızlandırır.
Piller, onları kullanmadığınızda da yıpranmaktadır. Pil testi firması Cadex Electronics'e göre tam dolu bir lityum iyon pili, bir senelik tipik depolamanın ardından kapasitesinin yüzde 20'sini kaybediyor. Depolama sıcaklığının 37 dereceye çıkardığınızda, kayıp yüzde 35'e ulaşıyor.
Boş bir pil ise zamanla "derin boşalma" durumuna ulaşarak pil tamamen şarj olmaz hale getirebilir. Pili uzun süreli saklayacaksanız, onu yüzde 50 doldurup cihazınızdan çıkarmanız ve serin bir yerde saklamanız doğru bir davranış olacaktır. Ancak ideal koşulları oluştursanız dahi pilinizin beklediği yerde 3-4 sene içinde ölebileceğini unutmayın.