İtalya’nın Siena kenti yakınlarındaki San Casciano dei Bagni termal banyoları, 2.300 yıllık tarihine dayanabiliyor ve harikalar yaratıyor gibi görünüyor. Bu antik alanda çalışan ekip, üç yıl süren kazıların ardından nihayet geçtiğimiz yıl çamurun altında yatan hazineleri ortaya çıkarmaya başladı. Başlangıçta bunlar sadece bir madeni para ya da bir heykelin küçük bir parçası gibi küçük şeylerdi ama çok geçmeden, uzmanların bölge tarihindeki en önemli buluntulardan biri olarak övdüğü cisimlerle karşılaşıldı.
İçine gömüldükleri çamur sayesinde iki bin yılı aşkın süredir mükemmel bir şekilde korunmuş olan iki düzine heykelin yanı sıra beş veya altı bin kadar altın, gümüş ve bronz sikke bulundu.
Kazı yöneticisi Emanuele Mariotti, New York Times ile yaptığı görüşmede “Burada bir şey olabileceğini düşünüyorduk ama bulduğumuz gibi bir şey de beklemiyorduk” dedi ve ekledi: “Açılmayı bekleyen bir zaman kapsülü gibiydi.”
MÖ 2. yüzyıldan MS 1. yüzyıla kadar uzanan bu tarihi eserler, bölgede büyük çalkantıların yaşandığı bir dönemde yapılmıştı. İtalya Kültür Bakanlığı’nın tercüme edilen bir açıklamasında belirtilene göre “Antik Toskana’da Etrüskler ile Romalılar arasındaki geçişte önemli dönüşümlerin yaşandığı tarihi bir dönemdi. Roma ile Etrüsk şehirleri arasında büyük çatışmaların olduğu, aynı zamanda Şehrin sosyal dokusu içindeki mücadelelerin de olduğu bir dönem...”
Ancak ekip, heykellerin sadece çatışmayı değil, iki kültür arasında büyüyen uyumu da temsil ettiğini söylüyor. Keşifler hem Etrüsk hem de Latince yazıtları içeriyordu ve Etrüsk geleneğine göre gömülmüşlerdi. Bu geleneğe göre, MS 1. yüzyılda hamama yıldırım çarpmıştı ve fulgur conditum olarak bilinen bir uygulama, bunların kutsal bir yere gömülmesini gerektiriyordu. Ancak kutsal mekanın su olması bir Roma geleneğiydi. Siena Yabancılar Üniversitesi'nde profesör olan kazı lideri Jacopo Tabolli, Reuters’e “Suya adak veriyorsunuz, çünkü suyun size bir şeyler geri vermesini umuyorsunuz” diyor.
Sağlık ve hijyen tanrıçası Hygieia ve Güneş ve şifa tanrısı Apollon da dahil olmak üzere birçoğu Yunan-Romen tanrılarını tasvir eden heykeller, törenle suya atılmadan önce bir kutsal alanda duruyordu. Bu heykellerin, yazıtlarda adı geçen ailelerden birine ait olması mümkün olabilir ve araştırmacılar, pişmiş topraktan ziyade bronzdan yapılmış olmalarının o dönem için alışılmadık derecede gösterişli olduğunu ve Tabolli’nin “elit yerleşim” olarak adlandırdığı yerde bir evin varlığına işaret ettiğini belirtiyorlar.
Ancak keşiflerin gösterdiği tek şey bu değil. San Casciano dei Bagni kaynakları bugün bile tedavi edici özellikleri nedeniyle ziyaret ediliyor ve görünene göre iki bin yıldan fazla bir süre önce de durum farklı değildi. Tanrıları tasvir etmeyen diğer heykeller çok daha dünyevi bir görsele sahip ve kendilerini hamama getiren çeşitli rahatsızlıklardan mustarip erkekleri, kadınları ve çocukları gösteriyor. Mariotti, “Burası şifanın, kültürlerin ve tıbbi bilginin buluşma yeriydi” diyor.