Ana karakterin bir film veya dizinin önüne geçtiğine çoğu zaman şahit olmuşsunuzdur. Stellar Blade’de de durum aynı. EVE adında bir karakterimiz var ki, ev yıkar, ocağa incir ağacı diker, ev, araba, tarla sattırır. İnci Taneleri dizisindeki Dilber’in dans sahnesini bildiniz mi? Hah, tam olarak öyle! Düşünün ki o dans sahnesi oyun boyunca sürüyor, siz de ekran başında hulyalardasınız... Tamam, bu anlatım biraz abartı olmuş olabilir, ancak EVE de bunu hak etmiyor değil doğrusu. Zaten geliştirici ekip de EVE’in oyunun önüne geçeceğinin o kadar bilincindeymiş ki, oyunun adı da ilk duyurulduğu 2019 yılında Project EVE idi. İsim sonradan değişti, fakat bu değişiklik EVE’i gölgede bırakmaya yetmemiş.
Evet, hak ettiği üzere biraz EVE överek başladık, şimdi ceketimizi ilikleyip Stellar Blade’e gelelim. Stellar Blade, PlayStation 5 özel yapımlarından biri ve özellikle ana karakteriyle hafızalara kazınacak bir PlayStation oyunu. Ancak PlayStation evreninden pek çok özel yapımın dokusunu da barındırıyor. Oyunu oynadığınız süre boyunca Bloodborne’dan tutun da Sekiro’ya, Rise of the Ronin’den alın da God of War, Death Stranding ve Horizon Zero Dawn’a kadar pek çok Sony PlayStation yapımını bol bol anıyorsunuz.
Kurulu dünyası, dövüş mekanikleri, oynanış tarzı, müzikleri ile pek çok yapımı anımsatıyor; hepsinden bir parça bulabiliyorsunuz. Yelpaze o kadar geniş ki, işin içinde Fallout da var Death Space de, Helldivers da var Silent Hill de. Mesela Silent Hill teması, yer yer müziklerin dinginliği ancak buna tezat yaratacak cinsten yine o dünyadan fırlamış gibi duran yaratıklarla kendini hissettiriyorken, kurulu dünya Fallout ve Death Stranding’den esinlenmiş gibi; soulsvari dövüş mekanikleri Sekiro ve Bloodbornu’u anımsatırken, kapalı mekanlarda silahınızla yaratıklara sıktığınız anlarda ise Death Space evrenine ışınlanıyorsunuz. Ancak pek çok açıdan baktığınızda da Nier: Automata’ya benziyor. Yani işin özü elinizin altında aksiyonu bol bir oyun var. Stellar Blade tür olarak Souls ve Hack and Slash arası bir yere oturuyor; oyunun dövüş yapısı kombolarla aksiyon tarafını doyuruyorken, sizi bol bol rakibinizi ölçüp tartmanızı gerektirecek süreçlere de sokuyor. İyi de, peki, Stellar Blade’in konusu ne?
Stellar Blade, bizleri post apokaliptik bir dünyaya götürüyor. Naytiba adındaki yaratıkların saldırısı altında kalan Dünya terk edilmiş ve insanlıktan geriye kalanlar çareyi dış uzaydaki Koloni’ye kaçmakta bulmuşlar. Bu süreçte Dünya’yı Naytibalardan temizlemek için Koloni’den ekipler gönderilmiş, ancak pek de başarılı olamamışlar. 7’inci Hava İndirme Mangasının yolculuğu da tam bu şekilde noktalanacakken, EVE ve Tachy, bu indirme hareketinden kurtuluyor ve kendilerini Alfa Naytiba ile karşı karşıya buluyorlar. Fakat Tachy için işler pek yolunda gitmiyor ve girdikleri savaşta EVE, Tachy’yi kaybederken, kendisini de ölümün kıyısında buluyor. Kendine geldiğindeyse, yanında Adam’ı buluyor ve böylece Stellar Blade ve EVE’in mücadelesi başlıyor.
Stellar Blade, çizgisel bir hikayeye sahip, ancak kısmen açık dünya diyebileceğimiz bir yapıyı da beraberinde getiriyor. Bir taraftan ana görevleri takip ederek hikayede yol alıyor, ancak diğer yandan çevredeki etkinlikleri tamamlamayı ihmal etmiyorsunuz. Bir zamanların kalabalık metropolü Xion şehrinde yardıma ihtiyacı olan felaketzedelerin yardımına koşuyor, bu süreçte de olan bitenler hakkında fikir sahibi oluyor, insan medeniyetinin kalıntılarında geçmişin gizemli parçalarını birleştirmeye çalışıyorsunuz. Elbette EVE’in yeteneklerini açmakta kullanacağınız element ve tecrübe puanları için de çevrede dolaşmanın önemi büyük. Bu arada oyunun Türkçe alt yazı desteğiyle geldiğini de söyleyelim. Bu sayede oyunun dünyasına ve hikayesine rahatlıkla adapte olabiliyorsunuz.
Stellar Blade’in hikayesi belki çok çekici gelmeyebilir, ancak oyun bu boşluğu aksiyon tarafıyla fazlasıyla dolduruyor. Oyunda çeşitli Naytibalar var ve her türün kendine haz özellikleri, saldırı biçimleri, güçlü ve zayıf yönleri bulunuyor. Boss savaşları ise epic değil belki ancak yeteneklerinizin çeşitlendiği, edindiğiniz silahların sayısı arttıkça dövüş sekanslarının eğlence eşiği kademe kademe artış gösteriyor. Oyun da size yetenek puanı vermek konusunda bir hayli cömert davranınca da zaten hızlıca gücünüze güç katıyorsunuz.
Ha, ana silah konusunda çok çeşitlilik yok bu arada. Bir kılıcınız ve zaman zaman ihtiyaç duyacağınız menzilli silahınız var. Bunların dışında oyunun ilerleyen bölümlerinde elde edeceğiniz L3+R3 ile aktive edeceğiniz bir mod da yer alıyor. Ancak silahların kullanım şekilleri açacağınız diğer yeteneklerle çeşitlendiği için eksiklik hissettirmiyor.
EVE’in yetenek ağacı birçok kola ayrılmış durumda. Beta gücü, mezill saldırı silahları, yakın dövüş ve silahları ve hayatta kalma olarak açılan bu kollara sonradan eklemeler de oluyor. Bu ağaçlardaki her bir halkayı edindiğiniz yetenek puanlarıyla açıyor, yine çevreden topladıklarınızla da Saldırı Gücü ve Matara Geliştirmesi yapabiliyor, taşıdığınız teçhizat soketlerinin sayısını artırabiliyorsunuz. Öte yandan EVE’e farklı koşullarda güç katan ve dövüş stilini belirleyen farklı omurga tipleri de var. Zincir Tipi Dış Omurga ile başladığımız oyunda, sonradan menzill silahları kullanma beceresini geliştiren veya kaçınma yeteneğini artıran omurga tiplerini de elde ediyorsunuz. Bunların sayısı oyun boyunca artıyor. Öte yandan Adam’ın bizi izlemede ve çevreyi taramamızda yardımcı olduğu Dron’a ait geliştirmeler de bulunuyor. Bu Dron, aynı zamanda bizim menzilli silahımız.
L1 tuş kombinasyonu ile uyguladığımız Beta yeteneklerine ek olarak R1 tuş kombinasyonu ile yaptığımız Hiddet yetenekleri ve güçlendirdiğimiz silah ve edindiğimiz teçhizatların yanı sıra parry ve dodge mekanikleriyle beraber bir bütün olarak ele aldığımızda, oyunun özellikle ikinci kısmı dövüş arenalarında parladığımız kısım oluyor. Bu defa başlıyorsunuz oyunun başlarında kaçtığınız Naytibaların peşine düşmeye. Girdiğiniz dövüşlerde parry ve dodge kullanmak çok zevkli ve oyun da mükemmel zamanlamaları yapabilmeniz için size ek olarak, rakibin saldırısından önce bir ışık halkası ile uyarıda bulunarak ek karşılıklarda yardımcı oluyor.
Buraya kadar her şey güzel, ancak parry ve dodge yaparken mükemmel zamanlamayı tuttursanız da bazen işler yolunda gitmiyor. Bu aralık çok mu kısa tutulmuş nedir bilmiyoruz, düşmanın bir saldırısından mükemmel zamanlamayı tutturarak kaçındığınız ya da hamlesini savuşturduğunuzda bazen üzerine bir yenisi daha gelebiliyor ve canımız EVE kendini yerde dudağı sızlarken buluyor. Yani yer yer kombolardan kaçınamıyorsunuz. Bir diğer eleştirimiz de EVE’in o incecik topukluları üzerinde bazen doğru yerde durmakta güçlük çekmesi olacak. Öyle ki, bir kapıyı açmak ya da bir ceseti lootlamak üzerine yanına gitmişken etkileşime geçmekte zorlanıyorsunuz; ya bir adım geri ya bir adım ileri gitmeniz gerekebiliyor.
Topukludan bahsetmişken, EVE’e geri dönelim... Oyun boyunca çevreyi lootlayarak pek çok şey topluyorsunuz ve bunların her birini teçhizatlarda kullanmıyorsunuz. Oyunda EVE’e “giydirebileceğiniz” çok sayıda kıyafet de var. “Giydirebileceğiniz” diyoruz, ancak EVE her yeni kıyafette giyiniyor mu, yoksa soyunuyor mu, bunun kararını siz verirsiniz; her kıyafetle EVE’den göz almak daha zor hale geliyor zira. (Siyah İnci Nano Kıyafeti görene kadar bekleyin.) Kıyafetlerin yanı sıra küpe ve gözlük değiştirmeyi ve kuaföre de bol bol uğramayı ihmal etmeyin; Xion’daki kuaför dostunuzun kapısı size her daim açık olacak.
Bu arada oyunda sadece EVE iyi görünmüyor. Oyun genel çehresiyle de görsel açıdan bekleneni veriyor. Elbette yine kendinize göre Performans Öncelikli, Dengeli ve Çözünürlük Öncelikli seçeneklerinden birini tercih edebiliyorsunuz. Önceliğinizi performans olarak belirlerseniz de görsel açıdan tatmin olacağınızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Müzikler konusunda ise kafamız biraz karışık. Genel itibariyle beğendik, onda bir sorun yok; özellikle aksiyon anlarında oyunun atmosferine kendinizi kaptırmanıza yardımcı oluyor ve bölgelerin tematik müzikleri olması da hoş bi detay. Genel itibariyle dingin bulduk diyebiliriz, ancak bazen çok mu erotik tınılara kayıyor konusunda kafamız biraz karışmış olabilir. Bu arada pek tabii ki 3D ses ve DualSense’in dokunsal geri bildirim ile uyarlanabilir tetiklerinin aktif olarak çalıştığını söylememize bile gerek yok sanıyoruz.
Bunların dışında söyleyebileceğimiz, oyun farklı şehir ve haritalarda geçiyor evet ama her bölgeyi baştan başa EVE’in ince bileklerine yüklemek zorunda değilsiniz, hızlı seyahat seçeneğiniz var. Öte yandan oyunu souls türüne yaklaştıran bir unsur olan kamp alanlarınız da save noktalarınız. Buralarda dinlendiğinizde canınızı geri kazanıyorsunuz, ancak öldürdüğünüz Naytibalar da geri dönüyor. Ve son olarak oyunun puzzle’larla renklendirildiğini de söyleyelim.
Sonuç
Evet, sonuç olarak Stellar Blade, özellikle EVE ile göze hoş gelen bir yapım olmuş. Ancak sadece bu kadar değil; göz alıcı makyajını aksiyonuyla da pekiştirmeyi başarıyor. Hikayesi çok içine çeker çekmez, o kısım tartışılır elbette, ancak dövüş mekaniklerinin sunduğu eğlence oyuncuyu uzun saatler ekran başında tutmaya yetiyor. Bu arada merak edenler için Stellar Blade'in kahramanı EVE’e Güney Koreli model Shin Jae-eun'un hayat verdiğini de ve oyunun animasyonlu çizgi romanının da Türkçe olarak https://stellarblade-comic.com adresinde sizleri beklediğini söyleyelim.
CHIP Notu: %86
KÜNYE
Geliştirici: SHIFT UP Corporation
Yayıncı: Sony Interactive Entertainment
Tür: Aksiyon-macera
Platform: PlayStation 5
Web: https://www.playstation.com/tr-tr/games/stellar-blade