100 yıl önce batan ünlü transatlantik Titanic'in, yaklaşık 70 yıldır insanların aklını meşgul eden bir sırrına, modern teknoloji sayesinde bir çözüm bulundu.
Titanic batarken, kaptanın acımasız kararı ile gemideki yetersiz kurtarma kayıklarına sadece birinci mevkideki zengin yolcuların alınırken daha düşük mevkilerdeki yolcula ise güvertelerinde kilitlenerek ölüme terk edildi. Kazanın sonunda, birinci mevkide yolculuk yapan zengin yolcuların hepsi sağ salim kurtuldu. Bu yolcuların arasında sadece bir kayıp verildi. O da 2 yaşındaki küçük bir kız çocuğu olan Lorainne Alison idi. Babası onu son ana kadar aramış ancak bulamamıştı.
Kazadan sonra Lorainne çok arandı ama cesedine ulaşılamadı. 30 yıl sonra ise Helen Kramer isminde bir kadın bir radyo şovunda, kaybolan kız çocuğunun kendisi olduğunu iddia etti ve geminin tasarımcısının onu bulup kurtardığını, ardından limanda kaybolduğunu ve onu bulan bir aile tarafından büyütüldüğünü anlattı. Çoğu insan bu öyküye inandı ancak zengin Alison ailesi bu öyküye şüpheyle yaklaşarak Helen Kramer'i kabul etmedi. Ancak Kramer de iddiasından vazgeçmedi. Ölümünden sonra ise torunu Debrina Woods aynı iddiaları sürdürerek babanesinin Lorainne Alison odluğunu anlatmaya devam etti.
Nihayet, Titanic faciasını araştıran bir grup, iki aileyi DNA testi yapmaya ikna etti ve Debrina Woods ile akrabalarından alınan DNA örnekleri Alison ailesinin DNA'sı ile karşılaştırdı ve iki aile arasında hiçbir bağ bulunmadığı ortaya çıktı. Böylece 70 yıldır devam eden Loraine Alison bilmecesi kısmen çözülmüş oldu. Artık, Helen Kramer'in Loraine Alison olmadığı biliniyor. Peki ama geminin içinden naaşı çıkmayan, görgü tanıklarından kimsenin ifadelerinde varlığının izine rastlanamayan gerçek Loraine Alison nerede ve Helen Kramer gerçekte kimdi? Şimdi de bu sorular Titanic meraklılarının aklını meşgul ediyor.