Bu kedi, nasıl oldu da bir fizik makalesi yazabildi?

Bir kedi oturup fizik hakkında makale yazabilir mi? Hayır diyorsanız yanılıyorsunuz... Siz hala kedileri bütün gün uyuyup mama yiyen tembel hayvanlar sana durun, 1975 yılında bir kedi bunu yaptı ve makalesi prestijli bir bilim dergisinde yayınlandı.

Bu kedi, nasıl oldu da bir fizik makalesi yazabildi?

1975'te, prestijli dergi Physical Review Letters'da bir kedinin ortak yazarı olduğu bir makale yayımlandı. Peki, bilim dünyasını şaşırtan bu olay bir şaka mıydı? Hayır...

Profesör Jack Hetherington, Michigan State Üniversitesi fizik bölümünün saygın bir üyesiydi ve helyum-3 izotopunun alışılmadık davranışları hakkında bir makale yazmıştı. Profesör, makalesini ünlü bilim dergisi, Physical Review Letters'a göndermeyi planlamıştı ancak makaleyi okuyan bir meslektaşı onu uyardı, çünkü makale boyunca "ben" yerine "biz" kullanmıştı. Physical Review Letters bu şekilde bir yazımı kabul etmiyordu.

Profesör 2000'li yıllarda bu makaleyi yazmış olsa, Word uygulaması üzerinden basitçe "bul ve değiştir" yaparak bu sorunu çözebilirdi. Ama 1975'te daktilo ile yazılmış bir makaleyi bu yüzden baştan yazmak çok büyük bir zaman istiyordu. Bu yüzden Profesör cümleleri "tekil şahısa" çevirmek yerine, araştırmayı bir arkadaşıyla beraber hazırlamış gibi göstermeye karar verdi. Ancak, araştırmaya hiç katkısı olmayan bir meslektaşına havadan onur vermek yerine, evde beslediği can dostu kedisini, makalenin ortak yazarı olarak gösterdi. Böylece makalede kullanılan "biz" ifadesi de anlam bulmuş oldu.

Öte yandan, birlikte yaşadığı Siyam kedisi Chester'ın üniversitedeki meslektaşları arasında yeterince iyi tanındığını ve onların da bunu anlayabileceğinin farkındaydı, bu yüzden bir takma ad seçti. Chester'ın babasının adı Willard'dı, bu yüzden Hetherington bunu ortak yazarının soyadı olarak kullandı ve Felis domesticus cinsindeki Chester için FDC baş harflerini ekledi. Böylece ortaya taptaze bir fizikçi çıktı: FDC Willard veya makalede yazdığı şekliyle: Willard, FDC.

Ancak bu makale çok popüler oldu ve dikkat çekti. Dünya çapında 100'den fazla bilimsel çalışmaya kaynak oluşturdu ve atıf yapıldı. Pek çok bilim insanı profesör ve ekip arkadaşı FDC Willard ile makale hakkında görüşmek istedi. Neyse ki, cep telefonlarının, e-postaların, WhatsApp'ın olmadığı o yüzyılda insanların Willard'ı görmek ve konuşmak için önce randevu alması, sonra kalkıp evine kadar gitmesi gibi uzun süreçler gerekiyordu ve profesör bunun olmaması için Willard'ı uzun bir bilimsel araştırma seyahatine çıkardı. Böylece Willard'ın unutulacağını düşünüyordu. Ama bu gizemli fizikçi hakkındaki merak hiç dinmedi. Kimse onun hakkında hiçbir yerde kayıt bulamıyordu.

Toplam 20 senelik ömrü olan kedi Chester, 2000'lerde çoktan hayatını kaybetmişti. Ancak 2104'te emekli profesör çok merak edilen bu gizemli fizikçi Willard'ın eski kedisi olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Elbette bu olay bilim dünyasında sempatiyle karşılandı ve makaleyi yayınlayan Physical Review Letters, Willard için özel bir sayfa da açtı. Hatta, kedisiyle beraber makale yazmak isteyen diğer bilim insanlarının çalışmalarını da kabul edeceklerini duyurdular.

Bu arada Willard'ın yazdığı makale de, tüm dünyaya açık şekilde yayınlanmaya başladı. Merak ederseniz, linki burada...