Ön yargılı olmak çoğu zaman birçok fırsatı kaçırmamıza neden oluyor. Oyunlar konusunda da bu geçerli. Yıllar önce ilk Borderlands oyununu gördüğümüz zaman abartılı renkli karikatürize grafiklerini çok çekici bulmamıştık. Biraz oynayıp sürekli değişen silahlara adapte olamayıp bırakmıştık. Nasılsa o dönem benzer türde daha gerçekçi grafiklere sahip birçok cazip oyun vardı. Borderlands 2, ilk oyuna göre kesinlikle daha iyiydi. Nispeten biraz daha fazla oynamış olabiliriz. Ama yine de bitirmek için uğraşmamıştık. Borderlands öyle bir oyun serisi ki ya fanatikleri var ya da nefret edenleri. Arası olmuyor.
Fanatik tarafta yer alanlardan biri olan Level dergisinden meslektaşımız Kürşat, üzerimizde o kadar baskı yaptı ki seriye bir şans daha vermeyi kabul ettik. Galiba zamanla insanın zevkleri değişiyor. Çünkü yeni oyunda 7 yılın ardından mekaniklerde çok fazla değişen bir şey olmamasına rağmen bu sefer oynarken çok eğlendik. Borderlands 3, yine Pandora'nın çorak ve ıssız dünyasında geçiyor. Eşkiyalar yine etrafta cirit atıyor ve yine loot'lamanız için sayısız türde farklı siyah etrafa dağıtılmış. Yani temelinde Borderlands 3 yine tamamıyla absürd, abartılı, hareket eden her şeyi öldür mantığını koruyor. Peki yeni şeyler neler?
Bu sefer Pandora'dan kurtuluyoruz
Elbette Borderlands 3 daha önceki oyunların üzerine çok şey ekliyor. En azından bir önceki oyuna göre daha sürükleyen bir hikayeye sahip. Yeni oyun, bu konuyu güçlendirirken gelenekselleşen tuhaf karakterler odağını da kaybetmemiş. Etraf yine sizi sinir edecek birçok süper kötü ve yaratık ile dolu. Üstelik bu sefer sadece Pandora ile de sınırlı kalmıyoruz. Bir süre sonra Sanctuary'yi keşfettikten sonra yeni gezegenlere doğru yola çıkıyoruz. Borderlands 3, öncekilerden çok daha zengin bir oyun; haritalar artık daha canlı, ayrıntılı ve hayat dolu. Her köşeden bir canavar çıkıyor. Bu şekilde oyunu tek başınıza oynarken bile daha eğlenceli bir hal almış. Her zaman keşfedilecek yeni bir şey olduğu için, pek sıkıldığınızı hissetmiyorsunuz.
Oyundaki bütün silahları bulurum diyen var mı?
Tek başınıza oynamak kabul edilebilir bir seçenek olsa da elbette Borderlands 3'ün keyfi asıl arkadaşlarınız ile çıkıyor. Zaten dalga dalga gelen saldırıların ve boss'ların üstesinden gelmenin en kolay yolu da beraber hareket etmekten geçiyor. Tonlarca eğlenceli görevi saymıyorum bile. Gerçi bu görevlerin bazılarını ilk başlarda başarmanız mümkün olmuyor. Çünkü belirli yeteneklere sahip olmanız gerekiyor ki bunları ancak oyunun ileri bölümlerinde sahip olabiliyorsunuz.
Keşiflerinizin her zaman bir ödülü oluyor ve bu genelde birbirinden ilginç silahlar ve bol bol cephane oluyor. Silah demişken bilmeyenler için oyunda sanırım milyonlarca çeşit (pek sayamadık ama) var. Borderlands 3'de silahlar bir önceki oyuna göre farklılaşma konusunda daha başarılı. Her üretici belirli bir tip silah üzerine odaklanmış durumda. Kaçınılmaz bir şekilde çoğunda nişangah var ve elbette birbirine benzeyen silahlara da yok değil. Aslına bakarsanız çeşit bol olsa da bir süre sonra kendinize uygun bir tür bulunuyor ve ona bağlanıyorsunuz. İnsan diğer silahları deneyemediği için üzülüyor. Oyundaki araçlara gelince. Onlar da kişiselleştirme seçeneklerinden nasibini alıyor. Bunun için gerekli parçaları düşmanlarınızdan toplayabiliyorsunuz.
Dört yeni karakter göz kamaştırıyor
İncelemenin başında oyun mekaniklerinin pek değişmediğini yazmıştık ama Borderland 3'te daha önce olan hemen her şey elden geçirilmiş ve parlatılmış. Görevler ve çevre daha ilginç ve görsel olarak da oyun gerçek bir ziyafet sunuyor. Yeni Vault Hunter'ların yine birbirinden fantastik olduğunu söylememize ise herhalde gerek yok.
Biz bu yeni dört karakter arasından bize en etkili gelen Amara'yı tercih ettik. Yeni siren Amara, çok dişli bir karakter, çoklu kollarıyla yaptığı saldırılar onu gerçekten eksiksiz, hücuma dönük bir karakter yapıyor. Oyun içinde bu yetenekleri de sürekli geliştiriyorsunuz. Bir diğer karakter olan FL4K, saldırı için hayvanlarını kullanırken Moze, istediği zaman çağırdığı Mech robotu ile Zane ise hologramlar ve hilekarlıklarla düşmanlarına kök söktürüyor. Hepsinin kendine has güçleri var ve hangisini seçeceğinize karar vermek pek o kadar da kolay olmuyor.
Sonuç
Maalesef teknik bazı sorunlar bu güzelliğe bir miktar gölge düşürmüyor değil. Kare sayısı düşüşlerine ek olarak haritada bazı tasarım hatalarına da rastladık. Bunlar küçük bir yama ile düzeltilmeyecek şeyler değil tabii ki ama 5 yıllık bir bekleyişin ardından insan daha sorunsuz bir oyun bekliyor.
Bu küçük problemleri saymazsak Borderlands 3, hala etrafta gezip loot yapıp, hareket eden her şeyi vurduğunuz oyunlar içinde en iyilerden biri olma özelliğini koruyor. 30 saatlik oynanış süresi ilk başta kısa gibi gelse de bu oyun kesinlikle bitirip tekrar geri dönmeyeceğiniz oyunlardan biri değil. Karakterlerin tüm yeteneklerini açabilmek ve daha fazla silah keşfedebilmek için oyunu defalarca bitirmek isteyeceğinize eminiz. Yıllar sonra bizim fikrimiz değişti. Sizinki neden değişmesin. Daha önce sevmediyseniz bile bir şans daha verin deriz. Fanatiklere diyecek bir şeyimiz yok. Onlar zaten çoktan almıştır bile :)
80/100
Yapım: Gearbox Software
Dağıtım: 2K Games
Tür: Aksiyon, FPS
Platform: XONE, PC, PS4
Web: https://borderlands.com/