FPS türü hakkında çok fazla yazıp çizdim gerçekten ve her seferinde de en çok kullanıcıya sahip oyun türü olduğuna değindim. Call of Duty (CoD) serisi ise, piyasaya çıkardığı ilk oyunundan bugüne kadar geçen sürede konu hakkında yaptığı çalışmalarla, FPS oyunculuğunun başını su üstünde tutmasına en çok yardımcı olan isimlerden birisi oldu. Evet, belki çok fazla insanın dikkatini çekiyor bu yapımlar ama "Zaten oynuyorlar." mantığıyla üretilen FPS türündeki yapımlar, zaman içerisinde türe büyük zararlar verdi ve hala veriyorlar. İşte bu noktada sürekli daha iyiyi yapan CoD serisi, son yıllarda gözünü modern savaşlara çevirmiş, en büyük rakibi olan Battlefield ile kıran kırana bir mücadeleye başlamıştı. İkinci Dünya Savaşı konseptinden koptuğumuz Call of Duty: Black Ops (CoD: BO)serisi, bizi daha çok günümüz savaşlarına adapte etmişti. Serinin ilk oyunu ile birlikte yaşadığı başarı, ikinci yapım için harika bir zemin hazırlamış oldu ve uzun süredir beklenen CoD: BO II muhteşem bir çıkışa imza attı...
CoD: BO II farklı bir kurgu ile karşımızda
Oyun genel hatlarıyla iki kısımdan oluşuyor ki bu zaten beklenen bir sistemdi. İlk olarak karşımıza Alex Mason çıkıyor, kendisi ana karakterlerimizden bir tanesi. Oyunun Soğuk Savaş döneminde kontrol ettiğimiz Mason, gerçekten çok iyi işlenmiş bir karakter; hakkını vermek gerekiyor. Kendisini kontrol ettiğimiz dönem ise 1970 ile 1980 arasında geçiyor ve tıpkı karakterin kendisi gibi, dönemi harika bir şekilde bize yansıtan farklı bir yapım ile karşı karşıya olduğumuzu söylemeden geçemiyorum. Oyunun ikinci kısmındaysa ki aslında kısım demek çok da doğru değil, oyun daha çok birbirine bağlı iki senaryo akışından oluşuyor demek lazım, Mason'un oğlu olan David ile 2025 yılına ilerliyoruz. Geçmişteki bölülmerde sıkça Amerika ve Sovyet işgali altındaki Afganistan topraklarında dolaşıyorken, CoD: BO II ile ortaya atılan ve 2025'te meydana gelen ikinci Soğuk Savaş döneminde de Çin ile Amerika arasındaki gerginliğe tanıklık ediyoruz.
Birbirinden farklı silahlar bizler için sıralanmış
İki farklı dönem sayesinde pek tabii iki adet farklı dünya ile karşı karşıya kaldığımız yapımda, dönemler arasındaki teknolojik farklılıklar çok açık bir şekilde gözlemlenebiliyor. Misal, oyunun henüz başında üzerine atladığımız atımız ile roket kullanıyorken, 2025 senaryosunda çok daha ileri teknoloji uçakların kontrolünü ele alabiliyoruz. Konu açılmışken birazcık silahlardan bahsedeyim. CoD: BO II'de karakterimizin; "Primary Weapons," "Secondary Weapons" ve "Equipment" olarak belirlenmiş, silah ve mühimmat taşımak üzere üç farklı alanı bulunuyor. Primary Weapons kısmında; "Submachine Gun, Assault Rifle, Shotgun, Light Mahcine Gun, Sniper Rifle ve Special" gibi birbirinden farklı kategorilerde, envai çeşit silah bulmak mümkün. Misal; sadece Submachine Gun kısmında dokuz farklı silah bulunuyor. Pek tabii silahların bazıları sadece tek kişilik senaryo da gözüküyorken, bazıları da sadece Multiplayer kısımda karşımıza çıkıyorlar. Oyun içerisindeki dengeyi sağlamak ve aynı zamanda, tek oyunda silahlar aracılığı ile iki farklı tadı tatmamıza olanak tanınmış olması pek tabii oyuna farklı bir özellik daha eklemiş. Eh, tabii bir de oyunun "Zombi" modu var ki onun için bambaşka silahlar bulunuyor ki bu da bizlere sürekli farklı heyecanlar yaşama imkanı tanıyor.
Tek kişilik oyunu farklı, multiplayer'ı farklı
Silahlardan devam ediyorum... Geçiyorum "Secondary Weapon" kısmına. Burada karşımıza "Pistol, Launcher ve Special"lar çıkıyor ve evet, burada bulunan silahlar da kendi altlarında birçok farklı silahı barındırıyorlar. En çok dikkat çeken "Special"lar için örnek vermek gerekirse; bizi koruyan "Assault Sheild" ya da atılabilen ve normal bıçak olarak kullanılabilen "Balistic Knife"dan bahsedebiliriz. Son olarak "Equipment" kısmına batığımızdaysa "Tactical ve Lethal" kısmıyla karşı karşıya kalıyoruz ki bu kısımdaki eşyalar genelde multiplayer ortamlar için özel olarak hazırlanmış kamuflaj şapkası ya da C4 gibi cihazlardan oluşuyor. Ha, bir adet Savaş Baltalı adamı üzerinize koşarken görürseniz de hiç şaşırmayın; ona "Combat Axe" diyoruz. CoD: BO II silahlarımıza yapabileceğimiz birçok ekleme de bulunuyor. "Attachment" olarak bilinen bu durum, her silah için kullanılamıyor. Nitekim özellikle multiplayer modda, pirmary weapon'larımız iki adet ek özelliğe kavuşabiliyorken, secondary weapon'larımız sadece bir fazladan özelliğe sahip olabiliyorlar. Attachment'lere kavuşmak içinse multiplayer ortamda fazlasıyla ter dökmemiz gerekiyor ki bir silahı kullanarak öldürdüğümüz düşman sayısı ile silahımıza seviye atlatmamız gerekiyor. Bu sayede kavuştuğumuz yeni eklentiler ile bambaşka özellikleri silahımızın üzerinde barındırabiliyor, farklı bir oyun deneyimi yaşayabiliyoruz.
Strikeforce görevleri ile farklı bir CoD!
Bu kadar multiplayer dedik, madem biraz da yelkeni o tarafa doğru açalım. Fakat ilk olarak oyunun çok önemli bir parçası olan "Strikeforce Missions" kısmına değinmem gerekiyor. Temel olarak oyunun gidişatına ve kabaca da olsa sonunu tayin ettiğimiz bu görevler, biz normal senaryoda ilerlerken karşımıza çıkıyorlar. Her birinin belirli bir süresi var ve zahmet edip kendilerini yapmazsak, silinip gidiyorlar ki iş bu noktaya geldiğinde oyunun genel akışında büyük değişmeler meydana gelebiliyor. Oyunda şimdilik bilinen beş adet Strikeforce bölümü bulunuyor ve bunlar "Shipwreck, FOB Spectre, IED, Second Chance ve Dispatch" olarak sıralanıyorlar. Temelde multiplayer görevlerde yaptıklarımızı tek başımıza yapmamıza imkan tanıyan bu beş farklı görevde, istediğimiz taktirde elimizin altındaki diğer üniteleri yönetebiliyoruz ki CoD: BO II'nin yepyeni attığı adımlardan bir tanesi de bu olmuş. "Tab" tuşu aracılığı ile açtığımız tepe kamerası ile tüm haritaya rahatça erişebilmek ve komutlar yağdırabilmek, bir anda ekip lideri duygumuzu ön plana çıkartıyor.
Online ortamlara yeni bir soluk
Tamam, bir türlü gelemedim multiplayer kısmına ben de farklındayım ama oyun o kadar geniş ki madde madde ilerlemek en doğrusu gibi geldi bana... Efendim multiplayer kısımda, temelde bildiğimiz Call of Duty oyun mantığından çok da fazla taşılmadığını deneyim ediyoruz ama bazı özel eklemeler de yok değil hani. "Local Multiplayer" kısmı her oyunun bildiği ekranın ikiye bölünmek sureti ile iki kişinin aynı anda oynamasına imkan tanıyan yapıya ev sahipliği yapıyor. Herhangi bir seviye atlama sisteminin bulunmadığı "Game Modes" ve "Maps" kısmında, istediğimiz yeri seçip oyuna dalabiliyoruz. "Online Multiplayer" kısmındaysa işler biraz daha değişiyor; ilk olarak karşımıza 55 Rank yani seviye ve 11 Prestige, yani özel seviye çıkıyor. Split Screen ise local multiplayer'dan hariç olarak, online kısımda da mevcut. Yine de "Free for All" ve "Hardcore FFA" modlarını ekranı bölmek suretiyle oynayamıyoruz ki rakiplere karşı haksız bir galibiyet olmaması açısında iyi düşünülmüş bir nokta bence. Oyunda şu anda 14 adet multiplayer harita bulunuyor ama şimdiden kendisini güncellemeye başlayan yapım, yakın zamanda bu rakamı arttıracaktır zira beklenen toplam dört adet farklı DLC, yani indirilebilir içerik paketi bulunuyor.
Cadılar Bayramından çıkmışcasına
Son olarak değinmeden gitmemem gereken noktaysa pek tabii büyük bir kesimin severek oynadığı "Zombie Mod." İlk moda göre geliştirilen motorun haricinde oyuna dört adet yeni mod daha eklenmiş durumda. "Tranzit, Grief, Survival ve Custom Zombies" adı altındaki modlar, oyunculara çok daha uzun bir zombi tecrübesi vaat ediyor. Mevcut olan harita sayısı ise şimdilik sadece dört ama pek tabii tıpkı multiplayer kısmında olduğu gibi, zombi mod kısmında da bu rakam gözle görülür bir şekilde artacaktır. CoD: BO II her anlamda harika bir oyun olmuş; bu oyunu deneyim eden her oyun sever, kendisini kaptıracak ve uzun saatler boyunca başından kalkmayacaktır. Hele ki bir de CoD serisinin kendisini tekrarladığını düşünenlerdenseniz, yargılarınızı yok edecek bir oyun ile karşı karşıya olduğumuzu belirtmek isterim. Akılda kalıcı senaryosu, heyecanın bir an bile düşmediği kurgusu ile son zamanlar piyasaya çıkan en iyi FPS'lerden bir tanesi CoD: BO II...