Bir tanıdığı 'seni porno sitede gördüm' deyince: My Blonde GF deepfake'in yıkıcı etkisini araştırıyor

Deepfake pornonun etkilerini konu alan bir belgeselin yönetmeni, filminin insanların bunun neden olduğu ölçülemez travmayı anlamalarına yardımcı olacağını umduğunu söyledi. Belgeselde Deepfake porno mağduru Helen Mort'un yaşadıklarına mercek tutuluyor.

Bir tanıdığı 'seni porno sitede gördüm' deyince...

BBC'nin haberine göre Rosie Morris'in filmi My Blonde GF, yüzünün fotoğraflarının bir porno sitesindeki deepfake görüntülerde yer aldığını öğrenen yazar Helen Mort'un yaşadıklarını konu alıyor. Deepfake görüntü, bir kişinin yüzünün dijital olarak başka bir kişinin vücuduna eklendiği görüntüyü ifade ediyor.

2020 YILINDA ÖĞRENDİ

Helen Mort

Belgeselin tanıtıma göre Kasım 2020'de bir tanıdığı, bir porno sitesinde onun müstehcen fotoğraflarını gördüğünü söylemek için Helen'in kapısını çaldı. Helen, kendi gözleriyle görene kadar buna inanmadı. Ancak Deepfake'e maruz kalmıştı. Onun yüzü müstehcen ve şiddet içeren sahnelerdeki kadınların vücutların eklenmişti. Helen, bu görüntüleri kimin oluşturduğunu çözmek için yola çıktı. Yaşadıklarını anlattı... Ve şimdi yaşadıkları bir belgesel haline geldi.

ESKİ BİR FACEBOOK HESABINDN

Helen belgeselde fotoğraflarının eski bir Facebook hesabından ve kamuya açık profesyonel çekimlerden gelmiş olabileceğini düşündüğünü söylüyor.

Filmde Helen, 19 ila 32 yaşları arasında, düğünlerde, aile etkinliklerinde ve hamileyken gülümserken çekilmiş fotoğraflarını karıştırırken görülüyor. Bu görüntüler daha sonra dijital olarak cinsel içerikli ve şiddet içeren sahnelerdeki kadın fotoğraflarına dönüştürülmüş.

Belgeselde, "Bir kadın var, yatağın kenarında oturuyor, yüzüm var ama ağzım değil, kadının teni benimkinden çok daha bronz ve bu kadında tam olarak benim dövmem var" diyor.

Morris BBC'ye yaptığı açıklamada, görüntülerin Helen üzerinde yarattığı korkunç, tekrarlayan kabuslar ve paranoya gibi etkileri araştırmak istediğini söyledi. Helen filmde sık sık "sokaktaki insanların bir şekilde resimlerden haberdarmış ve hakkındaki bu korkunç sırrı biliyorlarmış gibi hissettiğini" söylüyor.

Helen bu konuda ilk kez konuşmuyor ve deepfake porno üzerine başka belgeseller de var, peki Morris'in filminin farkı ne?

Rosie Morris

Yönetmen, "Benim filmim faille hiç ilgilenmiyor, bunu yapan kişinin kafa yapısıyla ilgilenmiyorum. Asıl amacım bu hikayede Helen ile birlikte yürümenizi istemekti. Her aşamada onunla birliktesiniz. Onunla tanıştığımda hala bunu çözmeye çalışıyordu. Dolayısıyla bunu gerçekten hissetmenizin tek yolu, tüm bu süre boyunca onun yanında olmanızdır. Helen'le tanıştığımda beni etkileyen şey, biriyle herhangi bir fiziksel temasa girmeden de ona cinsel şiddet uygulayabileceğinizdi" diyor.

BBC'nin haberine göre deepfake porno için kullanılmanın yarattığı travma çok gerçektir. Durham Üniversitesi'nden görüntü temelli cinsel istismar uzmanı Prof Clare McGlynn BBC'ye, "Etkisi yaşamı sarsıcı ve yıkıcı olabilir. Pek çok mağdur, hayatlarının istismardan 'önce' ve 'sonra' olarak ikiye bölündüğü ve istismarın hayatlarının her yönünü, mesleki, kişisel, ekonomik, sağlık ve refahı etkilediği bir tür 'sosyal kopuş' tarif ediyor" diyor.

Prof Clare McGlynn

Helen filmde şöyle diyor: "Sanki bunlar gerçek görüntülermiş gibi hissettim ve bunu kendi resimleriyle görmemiş birine bunun ne olduğunu açıklamak zor" diyor.

Morris görüntülerin Helen üzerindeki etkisinden bahsederken, "Helen'e olan şey, anılara bağlı olan bu görüntülerin yeniden ele geçirilmesi ve neredeyse bu sahte, sözde sahte anıları zihnine yerleştirmesi. Ve bu travmayı gerçekten ölçemezsiniz" diyor.

  • 2019 tarihli bir rapor, kadınların deepfake istismarına maruz kalma ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu söylüyor.

  • Deepfake'leri izleyen bir şirket olan Sensity AI tarafından 2019'da yayınlanan bir rapor, görüntülerin %96'sının rıza dışı cinsel görüntüler olduğunu ve bunların da %99'unun kadınlara ait olduğunu ortaya koyuyor.

Prof McGlynn, "Kadınların bu istismara maruz kalma olasılığı çok daha yüksektir ve bunu gerçekleştirenler çoğunlukla erkeklerdir. Toplum, kadınlara karşı işlenen suçları ciddiye alma konusunda iyi bir sicile sahip değil ve bu durum deepfake porno için de geçerli. Çevrimiçi istismar çoğu zaman küçümseniyor ve önemsizleştiriliyor" görüşünde.

GÖRÜNTÜLERİ KİMİN YAPTIĞINI BİLMİYOR

Helen, My Blonde GF'de görüntüleri kimin yarattığını bilmemenin verdiği akıl almaz endişeden de bahsediyor ve "O fotoğrafların her birinde kameraya bakan benim gözlerim. Ama tüm bunlara rağmen, bu kişinin, bu görüntü istifçisinin yüzü yok" diyor.

BBC makalesinde "Polisin görüntüleri hazırlayanlar hakkında dava açmak için hiçbir şey yapamadığını öğrendiğinde daha da dehşete düşmüş. Hiçbir suç işlenmediği için ona yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını söylemişler. Deepfake görüntüler oluşturmak yasa dışı değil. İskoçya'daki yasa halihazırda polisin bunu soruşturmasına izin veriyor, ancak İngiltere ve Galler'deki mevcut yasa bunu yapmıyor. Şu anda Lordlar Kamarası'nda incelenmekte olan Çevrimiçi Güvenlik Yasa Tasarısı, rıza dışı deepfake porno görüntülerinin paylaşımını yasadışı hale getirecek" diyor.

Prof McGlynn, "tasarıdaki değişikliklerin gecikmiş olduğunu" ancak gerçekten etkili olabilmesi için "kadınlara ve kız çocuklarına yönelik çevrimiçi şiddeti öncelikli bir sorun olarak adlandırması ve internet platformlarının bu istismarları ciddiye almasını sağlayacak önlemler içermesi gerektiğini" söylüyor.

Tasarıdan sorumlu olan Bilim, İnovasyon ve Teknoloji Bakanlığı BBC'ye yaptığı açıklamada tasarının bu yıl yasalaşmasının beklendiğini bildirdi.