İnsanların COVID-19 aşısı olmaya yaklaşımlarının ölçümlendiği uluslararası bir karşılaştırma araştırması, yoksul ülkelerin aşı olmakta çok daha az tereddüt ettiğini gösteriyor. Ne yazık ki, hem aşıya en çok ihtiyaç duyulan hem de aşı olma isteğinin en yüksek olduğu yerler, aynı zamanda aşıya ulaşımın en zor olduğu yerler. Belki de, aşıyla önlenebilir birçok bulaşıcı hastalığın hala yılda binlerce ölüme neden olduğu [düşük ve orta gelirli ülkelerde] yaşanan deneyim, aşıya duyulan ihtiyaç veya aşının değerinin daha yüksek algılanmasına neden oluyor olabilir. Aşı karşıtlığının en yüksek olduğu ülkeler ise, genellikle zengin ülkeler...
Aşı karşıtlığının boyutlarını ölçümlemek isteyen 30'dan fazla kurumdan araştırmacı bir araya gelerek 27 ülkede 20.000'den fazla kişiyle anket yaptı. Bulguları Nature Medicine dergisinde yayınlandı.
Sierra Leone Uluslararası Büyüme Merkezi'nden Niccolo Meriggi yaptığı açıklamada, "COVID-19 aşıları gelişmekte olan ülkelere daha sağlıklı bir biçimde ulaşmaya başlıyor, önümüzdeki birkaç ay hükümetler ve uluslararası kuruluşların etkili aşı alım programlarını tasarlamaları ve uygulamaya odaklanmaları gerekecek" dedi ve ekledi: "Hükümetler bu araştırmadan elde edilen bulguları, aşı olmayı düşünenlerin gelişmeleri takip etmesini sağlamak için iletişim kampanyaları ve sistemleri geliştirmek için kullanmalı." Bu açıklama pek de haksız sayılmaz; zira insanların aşıya karşı olumlu fikirlerinin zaman içerisinde bazı etkenler nedeniyle tersine dönmesi söz konusu olabiliyor. Bunu zengin ülkelerde gördük ve aynısının gelişmekte olan ülkelerde yaşanması istenmiyor.
Araştırmada veriler Haziran 2020 ile Ocak 2021 arasında toplandı. Zaman içinde çok sayıda anketin yapıldığı yerlerde gelişmelerin düşünceyi değiştirdiği ortaya çıkmış durumda. Ancak ülkeler arasındaki göreli farklılıklar daha dikkat çekici.
Ankete katılanlar arasında bugüne kadar aşı konusunda en tereddütlü ülke, vatandaşlarının yalnızca yüzde 30'unun sağlık otoritelerinin güvenli ve etkili olduğu düşünülen bir aşı uygulayacağını düşündüğü Rusya. Amerika Birleşik Devletleri'nde bu rakam yüzde 65; Afrika, Güney Asya ve Kolombiya'da ortalama yüzde 80, Nepal'de yüzde 95'e ulaşıyor. Ankete katılan düşük ve orta gelirli ülkeler arasında Pakistan, aşı olma konusunda en düşük istekliliğe sahip ülke (yüzde 66,5). Ama bu oran bile, Pakistan'ı ABD'nin önüne yerleştiriyor.
WZB'den Dr. Alexandra Scacco. ülkeler arasında, COVID-19 aşılarının kabulünün genellikle diğer aşılardan biraz daha düşük olduğunu, belki de yeni olmaları nedeniyle gözlemlediklerini düşünüyor. Ama ekonomik açıdan farklı ülkelerdeki farklı yaklaşımların bu şekilde açıklanması pek mümkün değil.
Aşı karşıtlarının var olmasına neden olan bazı yerel veya genel faktörler ön plana çıkıyor. Örneğin Rusya'nın aşılamaya karşı gösterdiği direnç, muhtemelen Sputnik V aşısının etrafındaki şeffaflığın eksikliğini yansıtıyor, genel bir hükümet güvensizliği söz konusu gibi görünüyor. Aynı şekilde, yönetime güvenin daha düşük olduğu ülkelerde aşı karşıtlığının daha güçlü olduğu görülebiliyor. Yani en önemli etken, vatandaşların hükümetlerine ne kadar güvendiği oluyor.
Bununla birlikte, konumdan bağımsız bir sorun daha var: Sosyal medyadaki aşı karşıtı kampanyalar ve hızla yayılan komplo teorileri aşılama sürecine zarar veriyor. İnsanları aşının değerine ikna etmeye odaklanacak çalışmalar ise ne yazık ki yeterli görünmüyor.