GSM operatörleri, anti-5G eylemcilerinin çalışanlara ve alt yapıya saldırmayı durdurmalarını isteyerek yeni nesil ağların insan sağlığına zararı olmadığının bilimsel olarak doğrulandığını bir kez daha belirtiyorlar.
Bu suç eylemleri, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de dahil olmak üzere pek çok kurum ve kuruluş tarafından 5G'nin güvenliğinin doğrulanmış olmasına rağmen herhangi bir temeli bulunmayan, yeni ağ sisteminin çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığına yönelik pek çok komplo teorisi ile tetikleniyor. Bunlardan biri de, 5G ağlarının Koronavirüs yaydığı yönünde.
International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection (ICNIRP – Uluslararası İyonlaştırıcı Olmayan Radyasyon Korunma Komisyonu) tarafından kısa bir süre önce yayımlanan kılavuzda, yirmi yıldan fazla bir zamanı içeren araştırmalar incelenmekteydi ve 5G ağlarının, kamu sağlığı için 4G ve hatta Güneş ışığından daha zararlı olmadığı sonucuna ulaşılmıştı.
Büyük operatörlerden biri olan BT'nin (British Telecom) CEO'su Philip Jansen, geçtiğimiz günler itibariyle 39 BT mühendisinin fiziksel veya sözlü olarak tacize uğradığını ve 11 mobil kulesinin de hasar aldığını veya yıkıldığını doğruladı. İşin ilginç kısmı ise, en fazla saldırının yaşandığı bölgelerde 5G donanımının bulunmaması.
Jansen, bu eylemcilerin acil durum bakım çabalarına zarar verdiğini, kamunun riskte olan aile üyelerinden haberdar olmalarını engellediğini ve yaşanılan kriz sırasında ülkenin ihtiyacı olan iletişim altyapısını sürdürme çabalarını yıktıklarını söyledi: "COVID-19'un müşterilerimiz, iş arkadaşlarımız ve çalışmamız üzerindeki potansiyel etkisini biliyorum. Aklıma hiç gelmeyen ise, mühendislerimizin ve ağlarımızın, bir şekilde, 5G ve COVID-19'un bağlantılı olduğuna gerçekten inanan kişiler tarafından saldırı altında olacağıydı. Buradaki her şey mantıksız. Bu teorilerin gerçekliği hakkında hiçbir şekilde düşünülmüyor; saldırganların pek çoğu kendileriyle çelişiyor. Mühendisler ülke için hayati bir hizmet veriyorlar; onlara teşekkür etmemiz lazım, zarar vermemiz değil. Bu benim ekibim ve onların birkaç akılsız tarafından bu utanç verici saldırının hedefi olmalarına tahammül etmeyeceğim."
Bu komplo teorilerinin doğrulukla alakasının olmadığı hemen her bilim kurumu tarafından belirtilmiş olsa da, aralarında ünlü isimlerin de bulunduğu bazı kişilerin bu iddiaları sosyal medya üzerinde yayınlaması durdurulamıyor. Bu yüzden, herhangi bir temele sahip olmayan – ve farklı araştırmalar tarafından defalarca çürütülen – bu teorilere inanan sayısı hızla artıyor.