Rakamlara baktığımızda aslında durum açık: Android, mobil dünyaya yüzde 80'in üzerindeki pazar payıyla hükmediyor. IDC'nin rakamlarına göre 2014'te iOS, yüzde 14,8 pazar payıyla ile ikinci sırada yer aldı. Google'ın bu derece baskın olması, uygun fiyatlı Android'li cihazlara bağlı. Buna karşın iOS'u kullanan iPhone'lar, yenilikçi olmaları, üst seviye tasarım ve stil gibi özellikleriyle tanınıyorlardı.
Ancak bu durum, değişmekte. Google'ın mobil işletim sisteminin en son sürümü Android 5.0, önemli yeniliklerin yanında 64-bit sistemlere destek sağlıyor. Apple'ın iOS 8'i ise birkaç önemli değişik ve bunun yanında birkaç kısıtlamayla geliyor. Tabi, Microsoft da yerinde oturmuyor ve Windows Phone 8.1 güncellemesiyle rakiplerini yakalayacak yenilikler sunuyor. Birbirine yaklaşan işletim sistemleri, bize detaylı bir karşılaştırmanın zamanının geldiğini gösterdi.
Mobil devleri kapışıyor
Android 5, arayüzde daha önce hiç olmadığı kadar önemli değişiklikler yapıyor. Değişiklikler o kadar köklü ki Google, Android 5'in stili için "Material Design" sözcüklerini kullanıyor. Yeni görünüm, düz ve sadelik kadar renklere de önem veriyor. Arayüzün farklı işlevlere sahip kısımları, kart desteleri gibi ayrılıyor - bu efekti ekranı kaydırırken görebiliyorsunuz.
Apple, iOS 7'de ortaya çıkardığı "düz" sayılabilecek tasarıma, yeni işletim sisteminde sadık kalıyor. Hoş görünümü ve akıcı animasyonları, iOS 8'i çekici kılıyor. Yine göze hoş görünen 3D efektler ve saydamlık efektleri, istendiğinde kapatılabiliyor.
Microsoft'un işletim sisteminde yaptığı değişiklikler ise kısıtlı. Windows Phone kullanıcıları artık düz renkler yerine arka plan seçebiliyorlar. Bir başka faydalı yenilik ise iki uygulamayı üst üste sürükleyerek klasör oluşturabilme. Android ve iOS'takine benzer biçimde çalışan bu sistem, giriş ekranınızı daha derli toplu gösteriyor.
Gelişmiş uyarılar, daha iyi pil ömrü
Gelişmiş uyarılar
Android 5 ile beraber yenilenen uyarı merkezi, en önemli bilgileri ve hatırlatıcıları, diğer uygulamaların üzerinde bir kutucuk yoluyla gösteriyor. Bu kutucukları dilerseniz kilit ekranında bile görebiliyorsunuz. Bunun yanında uyarılar, türlerine göre uygulamalarla etkileşimde bulunmanıza olanak tanıyabiliyorlar. Örneğin yeni gelen Gmail epostalarını uyarı merkezinden arşivleyebiliyorsunuz.
iOS 8, SMS ve iMessage'ları uyarı penceresi üzerinden cevaplamanıza izin veriyor. Açılır pencereler, Windows Phone'da uzun süredir sunulmaktalar. 8.1 sürümünde ise epeydir beklenen uyarı merkezi, işletim sistemine ilave ediliyor. Aynı rakip işletim sistemlerinde olduğu gibi, Windows Phone'un uyarı merkezini de parmağınızı ekranın üst tarafından aşağı doğru çekerek açıyorsunuz. Buradan bilgilere hızla erişebildiğiniz gibi, belirli sistem işlevlerini çabucak açıp kapayabiliyorsunuz.
Daha iyi pil ömrü
Android 5'te pil ömrüne ve güvenliğe yönelik geliştirmeler de var. Sisteme eklenen yeni güç tasarrufu modu, cihazı çok daha uzun süreyle kullanmanızın yolunu açıyor. İşlemci gücü, parlaklık ve arka plan etkinliklerini kısıtlayan bu modu istediğiniz zamanda kendiniz devreye sokabiliyor veya örneğin pil yüzde 15'e düştüğünde otomatik olarak tasarrufa geçilmesini tercih edebiliyorsunuz. Pil tasarrufunu Nexus 6'nın şarj oranı yüzde 100'de devreye aldığımızda, cihazın normalden 3 saat daha fazla açık kalabildiğini gördük. Tasarruf modunu pil yüzde 15'teyken etkinleştirdiğimizde ise cihaz, normalden 30 dakika daha uzun açık kalabildi.
iOS: Gizliliğe önem veriyor
iOS: Gizliliğe önem veriyor
En iyi veri güvenliği, Apple'la beraber geliyor. Uygulamaları yüklerken hangi izinlere sahip olduklarını görmeseniz de, kritik izinleri daha sonra devre dışı bırakabiliyorsunuz.
Apple iOS cihazları, otomatik veri şifreleme ve güçlü aktivasyon işlevlerine sahip olduğundan, çalındıklarında uzaktan kapatılabiliyorlar. Google'ın telefonlarında ise cihazı uzaktan kullanılmaz hale getirecek, benzer bir işlev henüz bulunmuyor. Nexus 6'yı uzaktan PIN koduyla korumaya alabiliyorsunuz, ancak bu hırsızların cihazı fabrika ayarlarına sıfırlamasının önüne geçmiyor. Bununla birlikte Android 5'te verileri korumaya yönelik şifreleme işlevi, açık olarak sunuluyor.
Uygulama çeşitliliği konusunda iOS ve Android, dengedeler. iOS özellikle oyunlarda öne çıkıyor. Apple Store'da tabletler için optimize edilmiş daha çok oyun bulmanız mümkün. Piyasaya daha sonra gelen Windows Phone, çeşitlilik konusunda sıkıntı yaşıyor. Microsoft'a göre Windows mağazasında 560.000 uygulama var, ancak bu sayı, rakiplerin çok gerisinde. Dahası uygulamalara yakından baktığınızda, çoğunun içi boş, işe yaramayan uygulamalardan ibaret olduğunu görüyorsunuz.
Buna ek olarak Windows Phone'da uygulamaları yönetmek de pek kolay değil. Yetmediği gibi Windows mağazasının yapısı, kafa karıştırabiliyor.
Android: Çoklu görevi iyileştirmeye çalışırken...
Android: Çoklu görevi iyileştirmeye çalışırken...
iOS ve Android'in tersine, Windows Phone'un çoklu görev menüsünde hiçbir değişiklik yok. Apple'da ise pratik bir işlevin dışında önemli bir değişiklik bulunmuyor.
Android 5'in çoklu görev ekranı, artık son açtığınız üç uygulamayı gösteriyor. Bununla birlikte işlevin daha pratik bir hale geldiğini söylemek isterdik, ancak bizce aksi olmuş. Gösterilen üç uygulamayı aşağıya doğru kaydırarak, daha önce açılan uygulamalara ulaşabiliyorsunuz. Ancak bu sırada pencerelerin içeriği, kartlar üst üste geldiğinden Android 4.0'daki gibi net görünmüyor.
Apple'ın bizce daha hoş görünen çoklu görev menüsü, üst tarafta kişilere de yer veriyor.
iOS: Daha az kısıtlama
Sıkı denetleme, iOS'un geleneği haline gelmiş olsa da bu durum, iOS 8'de biraz değişti. Apple, artık Swype ve SwiftKey gibi üçüncü parti klavyeleri yüklemenize izin veriyor. Böylece iOS 8, özelleştirilebilir klavyeler konusunda Android'in gerisinde kalmıyor.
iOS, daha "bağlı" bir sistem
iOS'un önemli bir özelliği, iOS cihazlarını birbirine daha iyi bağlaması. Örneğin iPhone'unuza bir çağrı geldiğinde ve telefonunuz sizden uzakta olduğunda, çağrıya Mac'inizden veya iPad'inizden cevap verebiliyorsunuz. Bunun yanında uygulamaları tüm aileniz için satın alabiliyor, ortak bir takvim ve fotoğraf albümü tutabiliyor, bunları web üzerinden eşitleyebiliyorsunuz.
Apple'ın ayarlar menüsü ise ne yazık ki olduğu gibi duruyor. Burada herhangi bir ayarı ararken, alt menülerde kaybolup gitmeniz mümkün.
Windows Phone: Yeni sesli kontrol işlevi
Windows Phone: Yeni sesli kontrol işlevi
Sesli kontrol konusunda üç işletim sistemi de yaklaşık olarak aynı seviyedeler. Bununla birlikte Microsoft'un Cortana'sının, Siri ve Google Now'a göre daha akıllıca cevaplar verdiğini söylemeliyiz. Elbette Siri'nin yeni kazandığı Türkçe destek, ona ülkemizde büyük avantaj sağlıyor.
Her üç sistemin dijital asistanının gürültülü ortamlarda iyi çalıştığını söylemek mümkün, ancak sesleri hala robotları andırıyor. Telefonunuzu sesle denetlemek, çoğu zaman gereksiz olsa da otomobil kullanırken işe yarayabiliyor.
Sonuç
Android 5, iOS 8'e fark atmasa da, şu anki en iyi mobil işletim sistemi. Google'ın platformu hem kullanım kolaylığı, hem de yeteri kadar güvenlik sağlıyor. Gerekli sistem işlevleri yerli yerinde ve sistemle iyi biçimde entegre edilmiş bulunuyor. iOS 8, önceki sürüme göre birçok küçük geliştirme sunuyor. Windows Phone 8 ise uyarı merkezi, klasörler gibi kayda değer yeniliklerle, iki dev işletim sistemine iyi bir alternatif. Ancak Windows, uygulama yelpazesi ve işlevsellik konusunda rakiplerinin gerisinde kalıyor.
Android kullanıcıları için bir başka yenilik, kalan pilin cihazı kaç saat idare edebileceğini veya şarj işleminin ne kadar süreceğini görebilmeleri.
iOS 8'de otomatik olarak devreye giren bir pil tasarrufu işlevi yok, ancak yeni eklenen güç menüsü sayesinde hangi uygulamanın ne kadar pil tükettiğini görebiliyorsunuz. Bu listeye bakarak dilediğiniz uygulamaların arka planda yapabildiklerini kısıtlamanız mümkün.
Pil tasarrufuna yönelik en çok işlevi sunan işletim sistemi, dolayısıyla bu alanın lideri ise Windows Phone 8.1. Pil tasarrufu işleviyle arka plan uygulamalarını kapatabilen Windows Phone 8.1, size pilin ne kadar sürede boşalacağını da tahminen gösterebiliyor.