MicroSD kartlar, hiç şüphesiz hayatımızda oldukça önemli bir yere sahipler. Ancak Apple'ın iPhone ve iPad'lerinde asla vaz geçmediği "bellek kartına hayır" anlayışı ve bazı Android telefon üreticilerinin de zaman zaman aynı anlayışla hareket etmeleri, ortaya "microSD bellek kartı gerçekten gerekli mi?" sorusunu çıkartıyor.
Örneğin Samsung'u ele alalım. Bir dönem amiral gemisi telefonlarında bellek kartı yuvasını kaldıran Koreli dev, daha sonra bu kararından geri adım atmış ve bellek kartlarına geri dönmüştü. Ama şimdi, Galaxy S21 serisi ile birlikte bellek kartı yuvasını yine kaybettik.
Bu kartların çekici olduklarını reddetmek mümkün değil. Bir telefonun dahili hafızası ne kadar olursa olsun, eğer bir kart yuvası varsa, microSD kart ile bu hafızayı kat kat arttırmak mümkün. 128GB'lık bir kart ile beraber bile bu hafıza genişletme işlemi inanılmaz boyutlara ulaşabiliyor.
Telefonunu pek çok medya dosyası ile doldurmayı seven kişiler için bu kartlar kullanışlı olabilirler ve telefonunuzu bir arşive çevirmek istemiyorsanız bile ekstra hafızaya sahip olduğunuzu bilmek oldukça rahatlatıcı bir durum. Kullanılmayacak olsa bile bir microSD kart girişine sahip olmanın kötü olmadığı rahatlıkla savunulabilir. Ancak yukarıda da söylediğimiz gibi, bazı üreticilere göre bu tam olarak doğru değil. Onlara göre microSD kart girişleri, telefonların performansını kötü yönde etkiliyor.
Bellek Kartı, Performansı Düşürüyor mu?
Aslına bakarsanız bellek kartlarının, son dönemde önemli gelişmeler söz konusu olsa bile, telefonun dahili depolaması kadar hızlı çalışmadıkları bir gerçek. Apple'ın bellek kartı yuvasına bu denli karşı olmasının başlıca nedeni de bu.
Birkaç yıl önce Georgia Institute of Technology'den Hyojun Kim'in yönettiği bir araştırmada, telefonda microSD kart kullanmanın, telefonun en basit işlemlerde bile yavaşlamasına sebep olabildiğini iddia etmişti. Araştırmadaki bir örnekte inanılmaz bir şekilde 20 kata varan bir performans kaybından söz ediliyordu. Tabii ki kayıp gerçekte bu kadar büyük değil. Ama dediğimiz gibi, bellek kartlarının telefonun dahili depolaması kadar hızlı olmalarını beklemek sadece bir hayal.
Sahip olduğunuz uygulamalar, özel yöntemlerle harici hafızaya taşınabiliyor olsalar da bu tercihi bir kez daha düşünmek isteyebilirsiniz. microSD kartların sorunları ile şu ana kadar söylenenlerin yanı sıra, bir uygulamayı dahili hafızada yer alan işletim sistemi özelliklerinden ayırmanın da kendine has sorunları var.
İndirilen uygulamalar, zaten yüklü olan bazı işletim sistemi özelliklerini kullanıyor. WhatsApp gibi küçük uygulamalar bile telefon rehberinize ulaşma ihtiyacı duyarken, Skype gibi uygulamalar kamerayı kullanıyor. Uygulama hafızası ve işletim sistemi hafızası arasında bir ayrım yapmak da işlemlerin daha yavaş gerçekleşmesine sebep olabiliyor.
Özetlemek gerekirse, performans kaybının iki sebebi var: İlki, microSD kartların kendi hızlarının, modern telefonların hızlarına yetişemiyor olması. Tabii ki bazı microSD kartlar bu konuda diğerlerinden çok daha iyiler ve hangi kartı seçtiğiniz, telefonunuzun performansını büyük ölçüde etkileyen etken oluyor. İkinci sebep ise, uygulamaların her zaman dahili depolamaya ihtiyaç duymaları.
Tek Sorun Performans Değil
Ancak buradaki tek önemli etken hız da değil. Donanım hacker'ı Andrew Huang'ın birkaç yıl önce yaptığı bir konuşmada belirtildiği üzere "taşınabilir bellekler çok ucuz. O kadar ucuz ki, gerçek olduklarına inanmak zor. Gerçekte ise, bütün taşınabilir bellekler kusurlarla dolu; istisnasız..."
Yine de yolun sonu, bizi microSD'lerin cazibesine geri döndürüyor. microSD'lerin ucuz olması, özellikle telefonların dahili hafızalarının büyümelerinin getirdiği masraf düşünülürse bu cazibeye büyük bir katkıda bulunuyorlar.
Örnek olarak iPhone 12'ye bakalım. 64GB'lık giriş modeli ile 128GB'lık orta model arasında 500TL fark söz konusu. Eğer 256GB'ı tercih edecekseniz – ki bugün için en iyi seçenek bizce bu – 500TL'nin üzerine 1.000TL daha harcamanız gerekecek. Android cihazlar ise 256GB'a yeni yeni geçiyor. Piyasada daha çok 64 veya 128GB'lık telefonlara rastlıyoruz. Kısacası bir microSD kartın fiyatı ile karşılaştırıldığında, dahili hafızaların birkaç kat daha pahalı olduğunu görebiliyoruz.
Ürün için ödenen fazladan paranın, sorunları bulunmayan bir parça için normal bir fiyat olduğunu söyleyebilirsiniz. Ancak 500 TL'ye büyük bir harici disk alınabilirken, aynı para ile sadece 64GB fazladan hafıza almak yine de büyük bir fark yaratıyor. TechDaily'den Robert Leedham'ın bir dönem söylediği üzere "microSD kartlar, telefonlarda gereklilik değiller ama fazladan hafızaya sahip olmak için ucuz bir yöntem. Mobil ürününüzde fazladan 100-200 TL harcayarak 64 ya da 128GB fazladan hafızaya sahip olmak, herkesin kabul edeceği bir şey."
Dahili Depolama Artmadıkça...
Tabii ki bazı durumlarda yüksek hafızaya sahip olan bir telefon satın almak da yeterli olmayabiliyor. Sonuç olarak 128GB dahili hafızaya sahip olmak, ki şu anda piyasanın lideri halen 64GB olarak gözüküyor, iyi bir seçenek olsa da, bu hafıza da kolaylıkla doldurulabiliyor. Bu yüzden de yakın zamanda 256GB dahili hafızanın yaygınlaşması kaçınılmaz.
Akıllı telefon hafızaları, daha doğrusu sizin kullanımınız için ayrılan depolama alanı aslında ilk anda görüldüklerinden daha küçük. Bunun sebebi de, sunulan hafızanın bir kısmının işletim sistemi ve silinemeyen uygulamalar tarafından kaplanıyor olması. Leedham'ın söylediğine göre, en büyük problemden biri de bu: "Üreticiler, eğer insanların telefonlarını satın almalarına yardımcı olacağını düşünürlerse daha fazla hafıza sunmaya başlayacaklar. Gerçekçi bir şekilde bakılırsa, işletim sistemlerinin var olan hafızanın önemli bir kısmını kullanmamasını sağlamaları gerekiyor."
İyi haber ise dahili telefon hafızalarının artıyor olması. iPhone 3G 8 ve 16GB seçeneklerini sunarken, iPhone 12 64GB'tan başlıyor ve 256GB'a kadar ulaşıyor.Samsung da orta seviye ve amiral gemisi telefonlarında genellikle128GB sunuyor; bazı modellerde 256GB da bulabiliyorsunuz.
Hafıza boyutlarının şu ana kadar yaşadığı artış düşünülürse, yeni bir artışın çok yakında olduğunu söylemek de mümkün ve her yeni artış ile beraber, microSD kartların cazibelerini biraz daha kaybedecekleri bir gerçek.
Bellek Kartı Yoksa, Bulut Depolama Var
Bu arada, microSD kartlara karşı en azından bir alternatifin bulunduğunu ve bu alternatifin çok daha çekici olduğunu söylemek mümkün. Tabii ki burada bahsettiğimiz alternatif, bulut depolama. Sonuç olarak dosyalarınıza her yerden ulaşma seçeneğiniz varken neden tek bir ürün ile sınırlanmayı tercih edesiniz ki?
Fiyat olarak bakıldığında da bulut depo hizmetlerinin microSD kartlar ile yarışabilecek seviyelerde olduğu gözüküyor. Pek çok hizmet sağlayıcısı, belli bir boyuta kadar depo seçeneğini bedavaya sunuyorlar. Ancak üyelikler bile kişilerde ekonomik krizlere yol açacak miktarlarda değiller.
Tabii ki bulut depolamanın da kendine göre sınırları var. Büyük dosyaları yüklemek uzun zaman alabiliyor ve Leedham'ın da belirttiği üzere "telefonunuz her zaman kablosuz bağlantıya sahip olmak zorunda. Yani dahili hafıza bir kez daha önemli hale geliyor. Ancak buradaki en önemli soru, uygulamaların da hafızalar gibi boyut artışı yaşayıp yaşamayacağı."
Aslında bu çok doğru bir yaklaşım. Bugünün uygulamaları, bazen 3-4GB boyutlara kadar ulaşabiliyor. Ve bir uygulamayı bulut üzerinden çalıştırmak mümkün değil. Yani yine dönüp dolaşıp dahili depolamanıza dönmek zorundasınız.
Yine de telefonlarda bir çeşit internet bağlantısının bulunmaması artık standart bir durum. Ayrıca pek çok hizmet sunucusunun akıllı telefon uygulamaları sunması ile beraber bütün depolama işlemi kolaylıkla gerçekleştirilebiliyor ve verilerinizin dengesiz bir microSD karta göre daha güvende olduğunu söylemek, genellikle, mümkün.
Akış Hizmetleri ile Gelen Rahatlık
Bir de akış hizmetleri gerçeğimiz var. Örneğin, bir Netflix üyeliği ile binlerce filme ulaşabilirken, Spotify ile milyonlarca şarkıya ulaşabiliyorsunuz. Tabii ki bu miktarların, bulabileceğiniz en büyük hafıza ürününe sığması mümkün değil. Ayrıca bütün bunları bir şekilde depolasanız bile bütün cihazlarınızdan ulaşmanız pek mümkün gözükmüyor. Yani akış hizmetleri ile birlikte, bellek kartlarının gerekliliğinin tartışmaya açılması normal bir durum. Artık telefonunuzda videoları ya da müzikleri tutmak zorunda değilsiniz. Bu öğelerin çok fazla yer tuttuğunu biliyoruz ve onları depolamak zorunda olmamak, telefonları (ve üreticileri) rahatlatıyor.
Peki ya Sonuç? Bellek Kartı Olmalı mı; Olmamalı mı?
Kısacası, microSD kartları tamamen yerin dibine sokmak da, onlarsız olmaz demek de doğru değil. Müzik, video veya fotoğraf (ki özellikle çok fazla fotoğraf ve video çekiyorsanız) gibi içerikler söz konusu olduğunda microSD kartlar oldukça kullanışlı. Bu kartların telefondan ayrılarak diğer cihazlarda kullanılabilmeleri, daha rahat bir veri aktarım yöntemi seçeneği sunarken, telefonunuzun bozulma durumda çektiğiniz resimleri veya videoları kaybetmemek de oldukça çekici bir özellik.
Mobil cihazınızda bir bellek kartı yuvası bulunması ve bu yuvada da 128 ya da 256GB'lık bir kart olduğunu bilmeniz hiç de fena olmasa gerek. Bu alana büyük miktarda resim, müzik ya da video dosyası atmanızın yaratacağı hiç bir sorun yok. Ama konu uygulamalar ve performans olduğunda, elinizden geldiğince dahili hafızayı kullanmaya bakın.