G1'in Türkiye'ye geliş tarihini bekleyemedik ve ön seriden temin edilmiş bir cihaz ile Google cep telefonunu uygulama testine tâbi tuttuk. Testte Google cep telefonunun iPhone, N96 ve Windows cep telefonlarını korkutmayı başarıp başaramadığını açıkladık.
Google'ın açık kaynak kodlu işletim sistemi "Android" i kullanan ilk cep telefonu ABD'de piyasaya sürüldü. Hem de ekstra uygulamalar satın alabileceğiniz yazılım mağazası ile beraber. G1'in Türkiye'ye ne zaman geleceği henüz belli değil. Aynı durum fiyatı içinde söz konusu.
Cihaz akıllı telefon uzmanı HTC tarafından inşa edildi, yazılım ise çoğunlukla Google tarafından sağlandı. Web tarayıcıdan kamera ve navigasyona kadar: G1'in kasasının altında neler sakladığını teker teker inceledik.
Donanım: İztopu (Trackball) ve modüller
HTC çoktan beridir akıllı telefon üretiyor, o yüzden G1'in tüm önemli fonksiyonlar ile donatılmış olmasına şaşmamalı. Cihaz sadece kamera konusunda aynı iPhone gibi zayıflıklar gösteriyor.
G1, 3 Megapiksel kamerası ile tatmin edici fotoğraflar çekiyor, fakat otomatik odaklama özelliği yok. Eksik olan bir diğer yanı ise video çekimi: Aynı iPhone gibi G1'de kısa videolar çekemiyor. Google'ın YouTube gibi bir video platformunu elinde bulundurduğunu düşününce bu duruma bir anlam veremiyoruz. Ayrıca kullanıcılar G1'in hızlı internet bağlantısı ile videolar internetten hemen yükleyebilirdi.
Hızlı veri aktarım zamanı: T-Mobile'a göre G1 UMTS hızlandırıcısı HSDPA, veri alımı (7,2 MBit/s) ve veri aktarımı (maksimum 2 MBit/s) yapabiliyor. Fakat yaptığımız testte bunu doğrulayamadık. G1 web sitelerini hızlıca gösteriyor ama bu süreç DSL bağlantılı normal bir PC veya notebook'a göre çok daha yavaş gerçekleşiyor.
İnternet merkezi
G1'in merkezi yönetim öğesi 320 x 240 piksellik dokunmatik ekranı. Ekranın altında beş tuş ve mini iztopu, arkasında ise tam teşekküllü bir klavye saklanıyor. Google Maps aracılığıyla güncel pozisyonu gösteren GPS modülü, WLAN, bir web tarayıcı, e-posta istemcisi, Google uygulamaları ile web üzerinden sürekli iletişim halinde olan bir takvim ve kişisel veri bankası cihazın sunduğu diğer özellikler arasında yer alıyor.
Bu hizmetleri kullanmak için tek şart bir Google-Mail hesabınızın olması: G1'de bir kez oturum açtıktan sonra takvim ve adres defteri girdilerinin yanında e-posta ve IM-haberler otomatikman uygun web uygulamaları ile eşitleniyor. Ayrıca kullanıcı cep telefonu masaüstünden Google'da arama yapabiliyor ve "Android Market" üzerinden cep telefonu programları satın alabiliyor ve anında cihaza kurabiliyor. Daha fazla detay ilerleyen sayfalarda...
Kurulumsal kullanıcılar buna ek olarak Google'ın web uygulamaları ile eşitleme imkânı yerine Outlook veya Exchange Server eşitleme imkânı arayacaklardır fakat G1 fabrika çıkışı olarak bunları desteklemiyor. Açık kaynak konsepti sayesinde yüksek bir ihtimalle ilerde bu fonksiyonlar telefona eklenebilecektir.
Uygulama 1: Masaüstü ve Market
İlk izlenim pozitif: G1 sağlam bir hava veriyor, kızak mekaniği son derece kuvvetli ve tam teşekküllü klavye ufak metin girdilerine fazlasıyla yetiyor.
G1'in dokunmatik ekranı parmakla rahatlıkla kontrol ediliyor, ekstradan bir kaleme çok az ihtiyaç duyduk. Son derece hızlı olan tepki süresi de pozitif bir etki yarattı: Diğer birçok Windows akıllı telefondan farklı olarak (HTC'ninkiler de dâhil) G1 vuruşlara hemen tepki veriyor. Birden çok ekran arasında geçiş yapmak veya uzun listeleri kaydırmak parmakla rahatça yapılıyor. Fakat G1'in ekranını iPhone'unki kadar beğenmedik, zira Apple cep telefonundaki gibi kaygan bir şekilde çalışmıyordu. Bazen biraz sarsılabiliyordu.
Üç masaüstü
G1 size üç adet sanal masaüstü sunuyor; bu masaüstlerine en önemli uygulamaların kısayollarını koyabilirsiniz. Sol taraftaki masaüstünde Google aramaları için bir giriş kutucuğu bulunuyor. Giriş yaptıktan sonra telefon doğrudan internete bağlanıyor ve sonuçları tarayıcıda gösteriyor. Masaüstleri arasında parmakla sayfa çevirir gibi geçiş yapabiliyorsunuz. İyi bir fikir, bu şekilde kullanıcılar kısayolları farklı kullanım ihtimalleri için tematik olarak sıralama yapabilir ve hemen en önemli fonksiyonlara ulaşabilir.
Masaüstlerinde ikonları kaygısızca silebilirsiniz, çünkü ana menü her şeyi göstermeye devam ediyor. Eğer uygulamaları masaüstüne çekmek isterseniz uygun ikonun üzerine gelin, basılı tutun ve istediğiniz yere sürükleyin. Duruma göre içerik menüsünden farklı fonksiyonlara erişebilirsiniz.
Android Market
G1'in işletim sisteminin adı Android. Diğer cep telefonu sistemlerinden farklı olarak Android için uygulama yazmanın daha kolay olduğu iddia ediliyor. Yazılan bu programlar Android Market üzerinden dağıtılıyor. Apple'dan farklı olarak Google hangi yazılımların çevrimiçi olarak sunulduğunu kontrol etmiyor. Android lisans sözleşmesini kabul eden her programcı yazılımını bu mağazada satabilir veya hediye edebilir. YouTube'dakine benzer bir kullanıcı değerlendirme sistemi uzun vadede sadece en kaliteli yazılımların baskın gelmesini sağlayacak. Eğer birisi gerçek bir zararlı yazılımı (örneğin bir virüs) mağazaya sokmayı başarırsa Google bunu operatör şebekesi yoluyla Android cep telefonundan silebiliyor.
"Market" ağaç yapısına benzer bir konsepte göre şekillendirildi. Öyle ki, kullanıcı programları kullanım alanlarına göre sıralayabiliyor. Yazılımı seçtikten sonra Google kısa bir metin ve kullanıcı yorumları aracılığıyla bilgilendirme yapıyor. "Install" tuşuna bastıktan sonra G1 yazılımı arka planda indirmeye başlıyor. İndirme süreci bittikten sonra kullanıcı program ikonunu ana menüde buluyor, buna ek olarak ekranın üst kısmında bulunan bir satır çubuğu güncel durum hakkında bilgi veriyor.
Uygulama testinde Android Market'ten program indirme süreci sorunsuzca gerçekleşti. Güvenlik için sistem, indirilen dosyanın hangi donanım bileşenlerine erişeceği hakkında kullanıcıyı bilgilendiriyor ve böylece kullanıcı yazılıma bu hakları tanımak isteyip istemediğine karar verebiliyor.
Uygulama 2: Google-ağının içinde - Web tarayıcı
Google, Android cep telefonları ile sadece mobil interneti kullanılır hale getirmek istemiyor, bilakis "gerçek" interneti sınırlama olmadan ekrana yansıtmak istiyor. Ön seri cihazın web tarayıcısı hoşumuza gitti ama tamamen ikna edemedi.
G1 ile internet girmek için birçok yol var. Mesela "Web'n Walk" sembolü üzerinden, posta ikonuyla veya masaüstünde arama yapmak kaydıyla tarayıcıyı başlatabilirsiniz. HSDPA ile internet erişimi sayesinde tarayıcı web sitelerine son derece hızlı erişebiliyor fakat görüntüleme için HSDPA ağına bağlı bir notebook'tan daha fazla süreye ihtiyaç duyuyor.
Hızlandırılmamış yatay format
G1 cihazın yatay mı yoksa dikey mi tutulduğunu anlayan bir hareket sensoruna sahip. Google'a göre web tarayıcı bu bilgiden yararlanıp sayfayı uygun bir şekilde yatay veya dikey moda geçirebilecek. Test cihazımızın keyfi pek yerinde değildi ve ekran biçimini ancak klavyeyi açtığımızda değiştiriyordu. Unutmadan belirtelim G1'in klavyesi iPhone'dan farklı olarak gerçek bir klavye. Doğal olarak uzun metinleri girmek Apple cep telefonuna nazaran daha çabuk gerçekleşiyor.
Dokunmatik ekran üzerinden tarayıcı keskin bir şekilde kullanılabiliyor. Ayrıca G1 tecrübeli kullanıcıların için ekstra yardıma ihtiyaç duymadan menülere erişebilecekleri birçok klavye kısayolu sunuyor. Klavye kısayolunu ezberlemek istemeyenler tarayıcının kullanımı için önemli olan fonksiyonları öğrenmek için menüleri derinlemesine incelemeli.
Ayrıca tarayıcı bazı web sayfalarını görüntülemede problem yaşıyor ta ki, biz görünümü büyütene kadar. Zum yapma işlemleri ekranda beliren büyüteç üzerinden gerçekleşiyor. Pratikte çok sezgisel bir kullanım sağlasa da seviye seviye çalışmıyor ve iPhone'daki gibi güzel değil. Test cihazında "keşke olsaydı" dediğimiz bir diğer unsur ise belli bir metni "çift dokunuş" ile ekran genişliğine göre otomatik olarak büyütebilmekti. Umuyoruz ki, bu durum sadece test cihazına has olur ve çıkacak olan asıl seride Google bu konuda bir gelişme kaydeder.
Sonuç: Windows ve iPhone arasında
G1 test sırasında büyük bir heyecan fırtınası koparmış olmasa da hoşumuza gitti. HTC'nin donanımı sağlam bir hava veriyor ve Google işletim sistemi Android bazı zekice özellikler sunuyor. Fakat unutmamak lazım ki, Google Phone G1 güçlü yanlarını ilerleyen zamanlarda kademe kademe gösterecek.
G1'in en büyük kozu şüphesiz Android platformu için şık uygulamalar geliştirebilecek sayısız programcısının olması. Programcılar Android ateşine yakalandığında yazılım kaynaklı sınırlamalar sadece fazla rahatsız edemez. Geliştirici topluluğu kısa bir süre içinde yardıma koşacaktır.
Toplamda ise G1 bize göre iPhone ve Windows tabanlı akıllı telefonlar arasında bir yerde duruyor; hem iyi hem de kötü açıdan. Windows Mobile cep telefonlarının dokunmatik ekran yönetimi daha çok hoşumuza gitti ama iPhone'daki kadar değil. Diğer yandan G1 donanım yönünden şu anki top model akıllı telefonlara göre biraz kötü donatıldı ama iPhone'dan daha sağlam bir yapı sunduğu kesin.
Açık kaynak kod projesinin güzel yanı da bunlar arasında iyi olanların aynı kaliteli şarap gibi zamanla olgunlaşması oluyor: Yazılım sürekli olarak gelişiyor, buna ek olarak önümüzdeki seneler birçok cep telefonu üreticisi Android yüklü modeller sunacak. Şurası kesin ki, Android ile uzun vadede çok daha eğleneceğiz.