Altın Zehirli Kurbağa (Golden Poison Frog, Zehir Oku Kurbağası) , dünyadaki en zehirli canlılar arasında gösteriliyor. Bir atışta saniyeler içerisinde 10 ila 20 insanı öldürme kapasitesine sahip. Kurbağanın toksini kürar bitkisinden daha etkili ve siyanürden bin kat daha ölümcül. Bir kurbağada 20 binden çok fareyi veya 15 yetişkin insanı öldürebilecek kadar zehir bulunuyor.
Altın Zehirli Kurbağalar, Zehirli Ok Kurbağası ailesindeki birçok zehirli kurbağadan yalnızca biri. Bu denli zehirli olmaları sizi yanıltmasın. Altın zehirli kurbağalar oldukça küçüktür. Boyları 6 santimetreden kısadır. Peki bu küçük ve güzel canlılar nasıl bu kadar zehirli bir hale geldi? Ve morfinden 200 kat daha güçlü bir toksine nasıl direniyorlar?
Orta veya Güney Amerika'daki balta girmemiş ormanlara bir seyahat planlamıyorsanız bu altın zehirli ok kurbağalarından korkmanıza gerek yok. Hatta eğer biriyle ola ki karşılaşırsanız ve sizi ısırırsa endişelenmeyin, çünkü yalnızca onlara dokunduğunuz zaman ölümcüller.
Aynı familyadan Altın Zehirli Ok Kurbağası, zehrini derisinin altındaki salgı bezlerinde tutuyor ve zehir insan vücuduna deriden giriyor. Bu kurbağaların cephanelerindeki en ölümcül toksinin adı batrakotoksin. Bu nörotoksin vücuttaki sodyum iyon kanallarına müdahale ediyor. Sinir hücrelerine sodyumun hücum etmesi o hücrenin aktifleşmesini sağlıyor, ancak batrakotoksin sodyum kanallarının kapanmasını engellediği için bu hücreler pasifleşemiyor ve felç ile kalp krizine neden oluyorlar. Bu toksin sebebiyle ölüm 10 dakikadan az sürüyor ve tedavisi yok.
Haber ilginizi çekti ve internette bir araştırma yapmaya başladıysanız mutlaka görmüşsünüzdür. Bu hayvanları evlerinde besleyenler var. Şaşırtıcıdır ama aslında bu zehirli canlıların beslenmesinde bir zarar yok. Çünkü esaret halinde altın ok kurbağasının beslenme şekli toksin üretimine izin vermiyor. Bu çok ilginç çünkü bu demek oluyor ki altın ok zehirli kurbağaları kendi zehirlerini üretmiyor. Vahşi yaşamda altın zehirli ok kurbağaları güçlü toksinler üreten böcek türlerini yiyorlar ve bu besinlerinden kaynaklı toksinleri derinlerinde depoluyorlar, böylece yırtıcı hayvanlara karşı güçlü bir savunma geliştiriyorlar.
Kurbağaların bir diğer silahı ise renkleri. Zehirli ok kurbağaları canlı renkler ve farklı desenler barındırıyor. Sarı, beyaz, açık yeşil veya turuncu olabiliyorlar. Doğada canlı renkler genelde bir uyarı anlamına geliyor. Tavus kuşu gibi bazı hayvanlar canlı renklere sahip olmalarına rağmen bir tehlike teşkil etmiyorlar. Ancak altın zehirli ok kurbağalarının şakası yok. Canlı renkleri, yırtıcı hayvanlara kendilerinden uzak durmaları gerektiğine dair net bir mesaj yolluyor.
İlginç bir şekilde, bu kurbağaların sinir sistemleri zaman içinde güçlü kimyasallarla savaşacak bir şekilde evrildi. Sodyum iyon kanal proteinlerindeki bir mutasyon sayesinde batrakotoksine karşı bağışıklık kazandılar. Bu mutasyon sodyum iyon kanalının özelliklerini değiştirmiyor, ancak batrakotoksine karşı direnç sağlıyor, böylece kurbağalar ölüm riski taşımadan bu toksini toplayabiliyorlar. Yapılacak çalışmalar batrakotoksinin insanlar üzerindeki etkilerini azaltmanın yolunu bulabilir. Bu çok olumlu bir gelişme olurdu çünkü henüz bir panzehir yok.