Bilgisayar oyunları ilk ortaya çıktığında ekranlar renksiz, ufacık ve pahalıydı. Günümüzde dev ekranlarda, en son oyun konsollarıyla ya da PC ile türlü oyunun keyfini çıkartıyoruz.
Ses efektleri son derece kısıtlıydı "Ping" "Pong" sesleri, onboard hoparlörlerden gelen MIDI müzikler derken, günümüzde bir savaş alanını evimize taşıyan surround ses kalitesine sahibiz.
Her şey kaliteli grafik ve sesten ibaret de değil. Bir zamanlar metin tabanlı macera oyunlarını yalnız başımıza oynuyorduk. Oysa günümüzde binlerce oyuncuyla sanal şehirlerdeki meydanları ya da uzay istasyonlarını dolduruyoruz. Online olarak alışveriş yapıyor, sanal işlerde çalışıyor ve hatta sanal evlilikler yapıyoruz.
Üstelik oyunlar masaüstü ya da oturma odası konsollarıyla kısıtlı değil, elde taşınabilen PSP, DS gibi sistemler de var.
En çok oynana oyunlar en gelişmiş oyunlar mı?
El konsollarının ötesinde akıllı cep telefonlarında oyun da günden güne gelişiyor ve sırf bu iş için tasarlanan cihazlara bile meydan okuyor.
Her zaman uç noktada donanım gerekmiyor, dahili ve oldukça zayıf ekran kartına sahip netbooklar, dizüstü bilgisayarlar üzerinden de bol bol oyun oynanıyor. Oyuncular internet tarayıcılar üzerinden 2D grafiklere sahip oyunlar oynuyor. Hatta bu tür oyunların ulaştığı kitleler, gelişmiş grafiklere ve kompleks bir oyun yapısına sahip oyunları oynayan kitlelerden daha büyük.
Özellikle World of Warcraft'ın damgasını vurduğu oyun dünyası, bir zamanlar kısıtlı bir grubun eğlencesiydi. Ama artık sokaktaki vatandaş da oyun nedir biliyor ve bildiği için de eskisi gibi şüpheyle ya da korkuyla yaklaşmıyor.
2020 yılına gelindiğinde şüphesiz en büyük değişim sosyal açıda yaşanmış olacak, oyun nedir bilmeyen ve oynamayan kalmayacak.
Toplumda büyük değişim
Önümüzdeki 10 yıl içerisinde bilgisayarsız insan neredeyse kalmayacak. Televizyon uzaktan kumandasını öğrenmekte zorluk çeken nesiller oldukça azalmış olacak.
Sinema endüstrisini çoktan geride bırakan bilgisayar oyunları, kültürel hayatta daha da önemli bir yere gelecek. İnsanlar uzun zamandır en son film, en son haber vb kadar çıkan en son oyunları da konuşmaya başladı.
Oyunların medyada ve haberlerde tuttuğu yer artacak. Bunları bir zamanlar çocuk işi olarak görenler heyecanla yeni oyunlardan bahsediyor, işte 2020 yılında bu durum tamamen tarih olacak.
Oyunlar konusunda sosyal olgunlaşmanın ötesinde sanal dünya ekonomisinin ve sosyal yapının denetlenmesi konusunda devletlerin de başı ağrıyacak. Gerçek ve sanal dünyalar arasında kanun ve uygulama farkları yeni bir anlayış ve sosyal evrimleşme gerektirecek.
Donanım gücü nasıl olacak?
İşin sosyal yanını bir kenara bırakırsak 2020 yılında oyunlar ses ve grafik olarak inanılmaz bir seviyeye gelmiş olacak.
Bilgisayar donanımında işlemci hızı, bellek miktarı artışının ötesinde, artık dikkatler kontrol sistemlerine ve bulut bilgi işleme yönelmiş durumda. Bu değişim oyunlarda da etkisini hissettirecek.
Oyuncuların 2020 yılında evlerine alacağı yeni nesil bilgisayar ve konsollar, bugüne kıyasla süper bilgisayar gibi kalacak. Kaldı ki ucuz ve yaygın donanımlar gücünü kendi içinde tutmayacak, bulut bilgi işlem sistemleri üzerinden sınırsız güç sunabilecek. Bu da oyun yapımcılarının özgürce daha gerçekçi ve etkileyici oyunlar tasarlayabilmesine imkan verecek.
Sinema sektörünü geçti dedik, oyun ekonomisinin büyümesi bütün bu imkanların arkasındaki itici güç olacak.
Geniş görüş açısı
Günümüzde oyunculara daha geniş bir görüş açısı sunmayı amaçlayan ve tek bir ekran kartından pek çok monitörün çalışmasına izin veren Eyefinity gibi teknolojiler, sadece bir başlangıç.
3D, holografik ve farklı teknolojilerin birleşimi 360 derece görüş açısı sunabilir. 2020 yılında surround ses kadar surround görüntü de yaygınlaşabilir. Böylece Star Trek dizisinde gördüğümü holodeck, gerçek olabilir.
Biraz daha hafif tahminler yaparsak, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde gözlük takmaya gerek bırakmayan 3D TV ve monitörlerle tanışabiliriz. Ucuz, hafif ve verimli ekranlardan bol bol alıp evimizi ekranlarla doldurabiliriz.
Ancak en önemlisi Zeki Müren'in de bizi görebilecek olması. Yani etrafı ekranla doldurmanın ve daha geniş bir açıda oyunları daha iyi görmenin ötesinde, oyunların hareketlerimizi ve durumumuzu görerek bize tepki vermesi söz konusu.
Beden dili okuyan oyun konsolları
Sony'nin yeni geliştirdiği kontrol cihazı, üç boyutlu hareket algılaması ile Wii'nin yaptığından çok daha fazlasını yapıyor.
Ancak Microsoft'un Natal projesi bambaşka, çünkü fiziksel olarak taşınacak, tuşlarına basılacak bir kontrol cihazı yok. Konsolun önündeki algılayıcı, odanın içerisinde nereye gittiğimizi, ne yaptığımızı konsola aktarıyor. Pandomim ile araba yarıştırmak, ateş etmek, oyun karakterleriyle el sıkışmak ve daha fazlası mümkün.
Oyunlar hem hareketlerimizi, hem de halimizi algılayabilecekleri için oyunlar bambaşka olacak. Bölümü geçemediği için kızan bir oyuncunun yüz hali, oyunun bölümü fark ettirmeden biraz kolaylaştırması için bir sinyal olacak. Tam tersi de uygulanırsa, oyuncunun ruh haline göre zorluğu değişen, her koşulda insanı eğlendiren, heyecanlandıran ya da sakinleştiren oyunlar mümkün olacak.
Gamepad tarihe mi karışacak?
Peki gamepad, klavye ve fare tarihten silinecek mi? Fiziksel kontroller bu tür tahminleri yanıltmayı yıllardır başarıyor. İşte bu yüzden yeni teknolojiler ile eski teknolojilerin, oldukça uzun süre bir arada varolacağını söylemek çok daha gerçekçi olacaktır.
Bu yeni nesil oyunlar bir yanda süper gelişmiş, bir yanda çok basit olacaktır. Seçenek çokluğu, esneklik ve imkanlar gerçekten çok daha geniş olacak.
Herkes bir anda son teknoloji oyun imkanlarını kavrayıp kullanmaya başlamayabilir. Ancak nasıl MSN ile birlikte webcam kullanımı yaygınlaştıysa, insanlar bu yeni etkileşim şekillerini de günlük hayat ile bağlantılı bir şekilde kavramaya başlayacaktır.
Oyunlar, sosyal platformlar olarak oyuncuların kendi yüzlerini, seslerini oyuna aktarmasına izin verecek. Natal gibi özellikler sunan webcam türü ürünler yaygınlaştıkça, oyuncular sanal ortamlarda yazı, ses ve görüntünün üzerine jest ve mimikleriyle, el işaretleriyle de oyuna dahil olacaktır.
Oyun ortamı nasıl olacak?
Bir yarış aracının kokpitinde otururken sağa sola kafayı çevirip bakabilmek, gözleri oynatınca görüntünün de oynaması, el işaretlerinin oyundaki karakterin el işaretlerine aktarılması 2020'de oldukça mümkün.
Philips'in Ambilight özelliğine sahip TV'lerinin ortam ışıklandırması, daha geniş bir çapta oyun oynanan mekana uygulanabilir. Sesler, müzikler ve grafiklerin yanında, ekranın dışına taşan ve oyuncunun bulunduğu mekanı ışık ve renk olarak da değiştiren, oyunun içine çeken teknolojiler üzerinde çalışmalar sürüyor.
İnsan gözünün megapiksel değerine ulaşan televizyon ve monitörler üzerine çalışmalar da devam ediyor. Daha yumuşak görüntüler için antialiasing gibi teknolojilerin yerini, 100MP çözünürlükte grafikler alabilir.
iConsole?
Oyunların ekonomik öneminin artmasıyla birlikte, Mac bilgisayarlarda oyunlara çok önem vermeyen Apple gibi şirketlerin de tavrı değişecektir.
Apple'ın iPhone App Store üzerinden sattığı oyunların artması, bu tür platformlardaki oyun desteğinin de gelişmesine sebep olacaktır. Hatta Apple'ın 2020'ye kadar PlayStation, Xbox ve Wii gibi bir oyun konsolu üretmesi, bu piyasaya girmesi hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.
Ekran kartı üreticileri olan Nvidia ve ATI'nin piyasasına göz diken Intel, şimdilik rafa kaldırdığı CPU-GPU harmanı işlemcileri o zaman kadar yoluna koymuş olabilir. Belki de sürpriz şirketler, şaşırtıcı ürünler ile yıllardır alıştığımız "oyun için yeni ekran kartı" trendini sallayabilir.
Piyasaya rakip donanım üreticilerinin girmesi kadar, son tüketiciyi hedef alan ekran kartı üretiminin yerini bulut bilgi işlem merkezleri için geliştirilen süper bilgisayar parçaları da alabilir.
2020 dünyasında oyunlar...
2020 yılına bugünden baktığımızda, oyunların her açıdan gelişeceğini görüyoruz. İnsan hayatındaki yeri artan oyunlar toplumun bütün kesimleri için alışıldık bir unsur halini alacak.
Eğlencenin ötesinde okullarda eğitim için de oyun kullanılmasını bekleyebiliriz. Kuru ders anlatımının yerini, tarihi savaş alanlarının sanal modellemeleri alabilir. Tarihe, geçmişe ve geleceğe sanal turlar düzenlenebilir. Öğrenciler oyun olarak atomların ve moleküllerin sanal evreninde bir yolculuğa çıkabilir. Bu yolculuklarda, kısa sürede ve eğlenceli bir şekilde çok daha hızlı bir eğitim ve öğretim alabilirler.
Sanal dünya ile gerçeğin birlikteliğinin yeni bir boyut alacağı yıllar bizi bekliyor. Donanım ve yazılım endüstrisinin büyük ilerlemelerine şahit olacağımız, yaşam tarzımızın teknoloji etkisinde daha da değişeceği yeni bir devir, çoktan başladı bile.
2020 yılında oyun dünyası sizce nasıl bir yer olacak? Bizimle forumda paylaşın...