Geçtiğimiz on yıl içinde inanması zor birçok şey yaşadık. Samsung'un telefonları patlamış mısır gibi birbiri ardına patladı, Microsoft'un gözünü kamaştıran akıllı telefonlar, Windows 8'in pek tutmayan kutucuklarını doğurdu, firmaya pencereleri (Windows) unutturdu. Bu sırada bir türlü başarılı olamayan Windows Phone, türlü çabalara rağmen tarihin derinliklerine karıştı, ona güvenenleri de utandırdı.
Korkunç ve aptalca şeylerin bazılarından kurtulmuş olsak da, bazıları hayatımıza adeta yapıştı ve gitmeye niyeti yok gibi görünüyor. Yükseltilmeyen donanımlar, değiştirilmeyen piller, engellenemeyen izleme teknolojisi, platforma özel diziler, Windows'u bozan Windows güncellemeleri, bunların başında geliyor. Ancak elbette daha fazlası var. İşte 2020'de ölmesini umduğumuz teknoloji trendleri.
İçerik Yerine Stil
2010'lar, Apple tasarımcılarının pratikliği ortadan kaldırdığı yıllar oldu. Firmanın "sadece çalışıyor" sloganı, adeta "çalışmıyor, ama müthiş görünüyor" haline geldi (benzer sloganlar duymaya alıştık diyebiliriz). MacBook Pro'nun sorunlu klavyesi, aynı anda şarj olup, USB bellek kullanmaya izin vermeyen tek USB portlu MacBook, bunun örnekleri arasında.
Neyse ki Apple bu durumu fark etti ve yeni 16 inç MacBook Pro'nun çalışan bir klavyesi var.
Her Şey için Üyelik
Bir kafedesiniz ve kahve almak istiyorsunuz. Ancak bir anda paranızın geçmediğini fark ediyorsunuz, çünkü kahve içebilmek için Çok Avantajlı Çılgın Kahve Planı'na üye olmanız ve ayda 99,99 TL ödemeniz gerekiyor. Elbette ilk yedi gün bedava deneyebilirsiniz ve istediğiniz zaman çıkabilirsiniz.
Şu sıralarda teknolojide her şey, buna benzer şekilde işliyor. TV ve filmlerle kalmayan üyelik hizmetleri, dosya depolama, fotoğraf depolama, Adobe Creative Cloud, destek verdiğiniz Patreon'lar, hatta parola yöneticilerine kadar uzuyor. Üstelik bunların birçoğunu aynı anda kullananlar var.
Peki, bu nasıl oldu? Bir süre önce kredi kartlarını ücretsiz para sayan yüksek zekamız, şimdi de üyelik hizmetlerinin aslında ucuza geldiğini hesap etti. Elbette gelen kutunuz, aylık ödemeyi yapamadığınıza dair epostalarla dolana kadar her şey yolundaydı...
Çalışmayan Şeylerin Tanıtılması
Samsung'un katlanan Galaxy Fold'u piyasaya sürmek için koşuştururken yaptığı tanıtımda cihazı katlamayı unutmasını biz unutmadık. Bu adeta bir paraşüt firmasının yüksekten atlarken paraşütü çantasına koymayı unutması gibiydi.
Apple hayranlarının ağzı sulanmadan, tek sözcükle hatırlatalım: AirPower. Bu şarj cihazı o kadar gelişmiş ki, Apple bile onu üretemiyor.
Benzer tanıtımlar, son zamanlarda iyice etrafımızı sarar oldu.
Teknoloji sektöründen isteğimiz şu: Bir şey duyuruyorsanız, üretebildiğiniz ve üretebileceğiniz şeyi tanıtın. Hiçbir zaman üretemeyeceğiniz hayal ürünlerinizi ve bunların gereksiz derecede havalı tanıtımlarını kendinize saklayın!
Yapay Zeka ile Her Şeyi Yapan Şey
Bu madde aslında bir öncekinin bir türevi, ancak kendi başına bir madde olmayı hak ediyor.
Otonom araçlardan tıbba, oyunlardan bilimsel sorunların araştırılmasına yapay zekadan hiç olmadığı kadar faydalandığımız doğru. Bundan dolayı yapay zeka sözcükleri, özellikle teknolojiye yakın olmayanlar için sihirli bir görünüme sahip. Ancak şimdilik ayaklarınızın yerden fazla kesilmemesinde fayda var.
Burada kar edecek bir şey olduğunu fark eden firmalar ve bu firmaların reklam bölümleri, bize aslında pek yapay zeka ürünü olmayan şeyleri öyleymiş gibi gösterebiliyorlar. Samsung'un henüz sızan ve gerçek insana çok benzeyen Neon yapay zeka videosu gibi. Aslına bakarsanız bu videonun "ortalığı biraz karıştırmak" için bilerek "sızdırılıp" sızdırılmadığı da şüpheli. Birçok yeni teknolojiye "yapay zeka" veya "makine öğrenimi" etiketinin yapıştırıldığını görüyoruz, ancak aslında yapay zekanın ne kadar kullanıldığı dahi şüpheli. Sanırız insanlık olarak bir şeylere insanlık kazandırmak istiyoruz, tıpkı aslında hala çok akıllı olmayan telefonları akıllı diye adlandırmamız gibi.
Yapay zeka gerçekten müthiş ama bizimle konuşup insan taklidi yapması için önünde uzun bir yol var. Örneğin sıkça gördüğümüz videolardaki değiştirmenin pek de basit bir iş olmadığını görmek için bu yazıyı okuyabilirsiniz (İngilizce).
Facebook Portal
Diğer dijital asistanların çok güvenilir olduğunu söylemiyoruz. Ancak yıllardır çeşitli skandallarla gizliliğinizi ayakları altında ezen ve buna devam ederken hep özür dileyen Facebook'un Portal'ını kullanmak istediğinize emin misiniz?
Neler olacağını biz size şimdiden söyleyelim. Facebook, Portal'ı aldığınızda sizi izlemeyeceğine ve dinlemeyeceğine söz verecek. Ancak bir kaza veya sızıntı yaşanacak ve Facebook'un sizi dinlediği ve izlediği ortaya çıkacak. Aynı Facebook uygulamasında konum özelliğini kapattığınızda bile konumunuzu izlemesi gibi. Ardından Facebook, kendi yüksek güvenlik standartlarını karşılayamadığı için özür dileyip, daha iyi davranacağına söz verecek.
Facebook'un Portal'dan toplayacağı verileri paraya dönüştürmemesine inanmak, mutfakta bıraktığınız sosisleri siz evde yokken köpeğinizin yemeyeceğine inanmaktan çok farklı değil. Eve geldiğinizde köpeğinizin pek üzgün görüneceğinden eminiz, tabi sosisleri yerinde bulacağınızdan pek emin değiliz.