1917’de Portekiz’in Fátima kentinde üç çocuk, koyunlarıyla ilgilenmeyi tamamladıktan sonra evlerine dönerken Meryem Ana’nın kendilerine göründüğünü iddia etti.
Üç çocuğun söylediğine göre Meryem Ana, altı ay boyunca her ayın 13’ünde yeniden ortaya çıkacağını söyledi ve kayboldu. Bu "mucizenin" haberi yayıldı ve ziyaretçiler kasabaya gelmeye başladı. Ancak Meryem Ana, yalnızca çocukların en büyüğü olan Lucia’ya görünüyordu ve Lucia, gördüklerini başkalarına anlatmak zorunda kalıyordu. Çocukların anlattıklarına göre Meryem, 13 Ekim 1917’deki son ziyaretinde başkalarına mucize niteliğinde kanıtlar sunacağına söz verdi.
Bu haber hızla yayıldı ve tahminen 70.000 kişilik bir kalabalık vaat edilen hayalete ve mucizeye tanık olmak için kasabaya geldi. Kalabalığın büyük bir kısmı hayal kırıklığına uğramadığını söyledi, çünkü yukarı bakıp “Güneş mucizesi” olarak bilinen şeyi gördüklerini iddia ettiler. Çeşitli tanıklar, genellikle gökyüzünde sabit bir damla olarak görülen Güneş’in, orijinal konumuna dönmeden önce Dünya’ya doğru hızla ilerlediğini, kendi etrafında döndüğünü ve renkli ışık parıltıları ürettiğini bildirdi.
Olaya tanık olan bilim profesörü José Maria de Almeida Garrett “Güneşe baktığımda her şeyin kararmaya başladığını fark ettim. Önce yakındaki nesnelere baktım, sonra bakışlarımı ufka kadar genişlettim. Her şeyin ametist rengine büründüğünü gördüm. Etrafımdaki nesneler, gökyüzü ve atmosfer aynı renkteydi. Hem yakındaki hem de uzaktaki her şey değişti, eski sarı Şam gülü rengine büründü” dedi ve devam etti: “İnsanlar sarılık geçiriyor gibi görünüyorlardı ve onların bu kadar çirkin ve itici görünmelerini görmekten keyif aldığımı hatırlıyorum. Kendi elim de aynı renkteydi. Açıkladığım tüm olaylar benim tarafımdan sakin ve dingin bir ruh halinde, herhangi bir duygusal rahatsızlık olmadan gözlemlendi. Bunları yorumlamak ve açıklamak başkalarına aittir.” Ancak bazıları bu olayın aslında oğlu tarafından anlatıldığını iddia ediyor.
Ancak, bu olay aynı zamanda kişiye göre çok fazla değişiklik gösteriyordu. Tanıklar, gördüklerini dönen Catherine çarkı olarak tanımlanan havai fişek gösterilerine benzeyen ışık şovlarından Güneş’in disko topu gibi renk değiştirmesine kadar pek çok farklı şekilde anlatıyorlardı. Ayrıca, heyecanla mucizeyi bekleyen 70.000 kişilik kalabalığa ve basının katılımına rağmen Güneş’in bu garip davranışına dair hiçbir fotoğraf bulunmuyor.
Güneş Mucizesi aslında neydi?
Bu mucizeyi açıklamaya çalışanlar, olaya Dünya’nın başka hiçbir yerinde tanık olunmadığı göz önüne alındığında, o gün Güneş’e olağandışı hiçbir şey olmadığını söylüyor. Yani gerçekleşen olay neredeyse kesinlikle yerel bir olaydı.
Lodz Teknoloji Üniversitesi’nden Artur Wirowski’nin önerdiği açıklamalardan biri, tanıkların atmosferin yükseklerindeki buz kristali bulutlarından kaynaklanan bir “yalancı güneş” görmüş olabileceğini öneriyor. Bu bulutlar aynı zamanda gökyüzüne renk de saçabildikleri için, tanıkların gördüğü renk değişimlerini de açıklayabilir.
Çok daha muhtemel olabilecek bir açıklama, kalabalığın baş döndürücü bir toplu histeri yaşaması ve güneş retinopatisinin ya da Güneş’e çok uzun süre bakmaktan kaynaklanan retina yanmasının bu anlatıları desteklemesi. Bu durum, daha sonraları ortaya çıkan olaylarda, dini ayinler sırasında Güneş’e çok uzun süre bakan dindar bireylerde belgelenen bir durum.