Astronomlar, muazzam bir mesafede gerçekleşen, bilinen en güçlü patlama tiplerinden birini tespit etmeyi başardı. Bilim insanları Hawaii'deki Gemini-North (İkizler-Kuzey) Teleskobunu kullanarak evrenin öteki ucunda, bizden 10 milyar ışık yılı uzaklıkta gerçekleşen bir kısa gama ışını patlamasının (SGRB) ışımasını görmeyi başardı. Yapılan açıklamada Northwestern Üniversitesi astrofizikçisi Wen-fai Fong, "Çok nadir ve çok zayıf oldukları için kesinlikle bir uzak SGRB'yi keşfetmeyi beklemiyorduk" dedi. Fong, Salı günü Astrophysical Journal Letters'da yayımlanan ve keşfin detaylarını sunan makalenin kıdemli yazarı konumunda.
SGRB'lerin, iki nötron yıldızının birbirine çarpması ile oluştuğu düşünülüyor ve ortaya çıkan ışıma, evrensel mesafede çok hızlı ve geçici olduğundan bu kadar uzakta bir tanesinin görülmesi oldukça etkileyici bir başarı. Astronomların gördükleri ışık muhtemelen sadece birkaç saat sürdü ve sonra bizim yönümüzde 10 milyar yıl boyunca seyahat ederek Dünya'daki teleskopların aynalarına ulaştı. Bunun anlamı da, gözlemlenen patlamanın aslında evrenin gençlik yıllarında, Büyük Patlama'dan 4 milyar yıldan daha az bir süre içerisinde gerçekleştiği oluyor.
Araştırmacılar, SGRB181123B olarak adlandırılan bu güçlü patlamanın – gama ışınları ışığın en enerjili biçimlerinden biri ve SGRB'ler güneşten bir milyon trilyon kat daha parlak olabilir - optik ışıması ile kaydedilen en uzak SGRB olduğuna inanıyorlar.
Bu ışımayı gözlemlemek, şansın ve hızlı bir şekilde eyleme geçmenin bir birleşimi sayesinde gerçekleşti. Uzaklardaki bu ışık gösterisi ilk olarak NASA'nın Neil Gehrels Swift Observatory'si (Neil Gehrels Hızlı Gözlemevi) tarafından 2018 yılının 22 Kasım'ında fark edildi. Ekip, saatler içerisinde Hawaii'deki Gemini teleskobuna uzaktan erişti. Şili ve Arizona'da yapılan takip gözlemleri de patlamanın tam görüntüsünü oluşturmayı ve nereden geldiğini bulmak için gerekli bilgileri tamamlamaya yardımcı oldu.
Bu keşfin çok güçlü ve çok uzakta olmasının yanı sıra, yıldızların ve galaksilerin hızlı bir şekilde genç evren içerisinde oluştukları zamana bakış imkanı sunması açısından büyük bir fırsat olarak görülüyor. Bilim insanları, bu keşfin evrenin sıkıntılı bir döneminde yaşanan zamandan yakalanan tek an olmamasını umuyor.