Rotten Tomatoes’ta %100 puan alan, gelmiş geçmiş en iyi 3 film
Popüler sinema sitesi Rotten Tomatoes’ta çok sayıda incelemeye sahip olsa da %100 puandan aşağıya düşmemeyi başaran en iyi filmler...

1
5
Son yıllarda karşımıza çıkan filmlerin pek çoğu, nerede o eski efsane filmler dedirtecek kadar sıradan olabiliyor. Yine de bir filmin “iyi” olduğuna nasıl karar verileceği konusunda muhtemelen çoğu kişinin farklı bir fikri vardır. Bazıları kadroları ve sergilenen aktörlük yetenekleri sebebiyle bir filmi “iyi” diye tanımlarken, bazıları ise satış / izlenme sayılarına veya ne kadar kar getirdiğine bakarak bir filmin “iyi” olup olmadığına karar verebilir. İnternet üzerindeki eleştirmenler de filmler için farklı bakış açıları sunabilir.
Yine de çoğu eleştirmen, aldıkları yorumların sayısına ve Rotten Tomatoes’da (RT) ulaşmayı başardıkları %100 puanlarına göre “en iyi” filmler olarak tanımlanabilecek üç film olduğunu düşünüyor. Dediğimiz gibi bu filmlerin ne kadar “iyi” olduğu kişiden kişiye değişecek olsa da, en azından “en iyi eleştirmen yorumu alan” filmler oldukları söylenebilir.

2
5
Leave No Trace
(İz Bırakma, RT üzerinde 251 inceleme ve %100 değerleme)
Ben Foster, Bleecker Street’in 2018 yapımı bu bağımsız dramasında 13 yaşındaki bir kızın babasını canlandırıyor. İki karakter Portland, Oregon’daki geniş bir şehir parkında yaşıyor ve temel olarak sistemden uzakta ve bağımsız bir şekilde yaşamaya çalışıyor. Sonunda yetkililer onları yakalıyor ve Foster’ın bir Irak savaşı gazisi olan karakterini ve kızını daha geleneksel yaşam tarzlarına uymaya zorluyor.

3
5
Toy Story 2
(Oyuncak Hikayesi 2, RT üzerinde 171 inceleme ve %100 değerleme)
Pixar’ın Oyuncak Hikayesi serisinin ikinci ve çoğu kişinin yorumuna göre tartışmasız en iyi bölümü olan 1999 çıkışlı bu film, Woody’nin onu Japonya'daki bir müzeye satmayı planlayan bir oyuncak koleksiyoncusu tarafından çalınmasını anlatıyor. Buzz Lightyear ve Andy’nin odasındaki diğer oyuncaklar, Woody’yi geri getirecek bir kurtarma görevi için bir araya geliyor. Bütün bunlar olurken Woody, 1950’lerde Woody’s Roundup adlı bir TV serisinin yıldızı olduğunu da öğreniyor.

4
5
Man On Wire
(Teldeki Adam, RT üzerinde 160 inceleme ve %100 değerleme)
2008 yılında yayınlanan bir belgesel filmi olan Man On Wire, 1974’te New York City’deki Dünya Ticaret Merkezi’nin İkiz Kuleleri arasında yürüme cesaretini gösteren Fransız ip cambazı Philippe Petit’i anlatıyor. Aslında yasa dışı olan bir gösterinin gerçekleştirilmesini sunmasının, bu filmin en iyi filmlerden biri olarak sınıflandırılmasının sebeplerinden biri olduğu söylenebilir. Belgesel sırasında tel yürüyüşünü gerçekleştirmeyi titizlikle planlayıp hazırlarken gösterilen Petit’in kendisi bile bunu “yüzyılın sanatsal suçu” olarak nitelendirmişti.