İnceleme
Kategoriler
Cep Telefonu
Notebook
Anakart
ADSL Modem
İşlemci
Tablet
Ekran Kartı
Televizyon
Fotoğraf Makinesi
Depolama
Klavye ve Mouse
Giyilebilir Teknoloji
Kulaklık
Ses Sistemi
Oyun İnceleme
Ev Elektroniği
Navigasyon
Son İncelenenler
Anker Soundcore P20i inceleme
Pusat Reflex Pro ve Pusat Reflex Ultra Kablosuz Oyuncu Mouse inceleme
AOC U27B3CF inceleme
Aqara Camera Hub G2H inceleme
PlayStation VR 2 inceleme
vivo V40 & v40 lite inceleme
Huawei WiFi 7 BE3 inceleme
Haber
Kategoriler
Kripto Dünyası
Cep Telefonu
Windows
Sosyal Medya
Oyun ve Eğlence
Bilim
Dijital Fotoğraf
Notebook
Ekran Kartları
Güvenlik
Mobil Uygulamalar
Twitter
Instagram
Facebook
CES 2024
Scooter
Araçlar
Netflix
Gitex 2022
En Son Haberler
Duşta idrar yapmak: Sağlıklı mı, sağlıksız mı?
Çernobil yasak bölgesi, insanlar için tekrar uygun olabilir mi?
Google Haritalar'da yeni dönem: Radarlar gidiyor, polisler geliyor
Çinli otomobil şirketinin marka elçisi Arda Turan oldu
Kemik iletimli Bluetooth kulaklık nasıl oluyor?
Cyberpunk 2077, daha dördüncü yılı dolmadan yakaladığı başarıyı kutluyor
Squid Game 2. sezon için yeni fragman yayınlandı
Forum
CHIP Online
Chip Dergisi
PDF Arşivi
2014
Kasım
CHIP Dergisi Arşivi: Kasım 2014 - Sayfa 35
33
34
35
36
37
Kategoriler
İnceleme
Cep Telefonu
Notebook
Anakart
ADSL Modem
İşlemci
Tablet
Ekran Kartı
Televizyon
Fotoğraf Makinesi
Depolama
Klavye ve Mouse
Giyilebilir Teknoloji
Kulaklık
Ses Sistemi
Oyun İnceleme
Ev Elektroniği
Navigasyon
Haberler
Cep Telefonu
Oyun ve Eğlence
Bilim
Notebook
Ekran Kartları
Mobil Uygulamalar
Yapay zeka
Sony Xperia Z3
Xiaomi
Xbox One
Windows 11
Windows 10
TikTok
Sinema
Samsung Galaxy S8
Samsung Galaxy S6
Samsung Galaxy S5
Samsung
Playstation 5
Oyun konsolu
Otomobil
Ofis ve Finans
Note 4
MWC 2018
MWC 2017
MWC 2015
Microsoft
LG G6
LG G5
LG G4
LG G3
İşletim Sistemleri
İş dünyası
iPhone SE
iPhone 7
iPhone 6S
iPhone 6
iOS
Instagram
IFA 2017
HTC One M9
HTC 10
Google
Diziler
Discovery 2
CES 2018
CES 2017
CES 2015
Blockchain ve Bitcoin
Bilgisayarlar
Xbox Game Pass
Xbox Series S/X
Uzay
Android
Forum
© 2024 Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.
› Larry ve siborglar Google'ın başı Larry Page, gözünde Google Glass ile: Geleceğimiz onun için gündelik bir gerçeğe çoktan dönüşmüş CM / Barış Emre ALKIMM enlo Park, California, 1999. Google'ın kurucuları Larry Page ile Sergey Brin atılmış bir yemek masasıyla çalışma tezgâhının arasına sıkışmış. Tezgâhın üstünde kasası açık bilgisayarlarla, karton kutularla ve bir kablo salatasıyla sarmalanmış, tüplü bir monitör duruyor. Loş garajda bir bisiklet duruyor ve içerisi hem ter hem de temizlik malzemesi kokuyor. Buraya ofis diyorlar. Larry Page'in o sıralar "Yapay zekânın en son hali olan Google" dediği vizyonun doğum yeri burası. Mountain View, California, 2014. Bu vizyon, Google'ın futuristik merkezinde şekilleniyor. Google, bilgiye ücretsiz erişim dendiğinde akla gelen ilk şey. Ama Page ile Brin daha fazlasını istiyor: Günlük yaşantımızı kolaylaştıran, bizi küresel olarak birbirimize bağlayan akıllı bir teknoloji. Bir gün, bizi ölümsüz kılacak bir teknoloji. Ünlü YZ (yapay zeka) araştırmacısı Carl Page'in oğlu Larry Page'i 2005'te California'nın Mojave Çölü'ndeki DARPA Challenge'e çeken de buydu. Orada gördükleri onu çok etkilemişti. Özerk olması gereken, yani sadece bilgisayarların kontrol ettiği 23 araç (bazıları çim biçme makinesine ve golf arabasına benziyordu) kendi başına giderken, 212 aracın da engelli parkurda birkaç kilometre sürülmesi gerekiyordu. Fakat araçların çoğu yol alamamıştı. İçlerinden biri kum tepesine saplanmış, diğeriyse bir çalılığa takılıp kalmıştı. Yazılımı çöken bir başkası ise kendi etrafında daireler çiziyordu. Yol kenarında yarışı izleyenlerin birkaç kez kaçıp canını kurtarması gerekmişti. Zekâya giden yolda Alman katkısı Finiş çizgisine sadece beş araç ulaşabildi. Kazanan, Stanley takma adlı bir Volkswagen Tuareg'di. Çatısındaki kutu biçimli çevre tarayıcı haricinde normal bir araçtan hiçbir farkı yoktu. Sürücüsü ise bagajdaydı: Altı adet Pentium M işlemciyle donatılmış (her biri 1,6 GHz hızında) bir bilgisayar sistemi. Bu sistem lazerli tarayıcıdan, kameralardan ve GPS modüllerinden aldığı verileri işleyerek finiş çizgisine giden rotayı otomatikman buluyordu. Larry Page bundan o denli etkilenmişti ki Stanley'nin geliştiricisi Sebastian Thrun'u dört yıl sonra Google'a çağırdı. Solingen doğumlu bu adam işte burada, Google vizyonuna doğru büyük bir adım atarak sürücüsüz otomobili geliştirmeye başladı. Sürücüsüz otomobilleri birçok iddialı proje izledi: ana bilgisayar Google Brain, insansı robotlar, internet balonlarının oluşturduğu küresel ağ ve daha birçok şey. Google bir süredir sadece bir arama motoru sağlayıcısı olmaktan çıkmış durumda. Google kampüsü insanlığın geleceğine adanmış bir laboratuvar sayılabilir. En büyük soru, acaba bu devrimci ürünler için heyecanlanmalı mıyız, yoksa dâhi beyinlerin yönettiği, ardına akıl almaz bir finansal destek ve bilgisayar desteği almış bu küresel şirketten korkmalı mıyız? Şirketin misyonu halka, ürkütücü olmayan bir biçimde tarif ediliyor. Google'ın ana sayfasında şöyle diyor: "Google dünyadaki bilgeyi organize etmeyi, her an herkesin erişimine ve yararına sunmayı amaçlamaktadır." Kısa süre önce Larry Page "Kulağa tuhaf gelebilir, çünkü bu işi on beş yıldır yapıyoruz ama daha emekleme aşamasındayız," dedi. Fakat klasik, klavye kontrollü Google araması kimi zaman, örneğin akıllı telefon üzerinde çok kullanışlı değil. Michiel Bacchiani, CHIP'e verdiği demeçte "Burada sesle kontrol, bilgiye erişmek için çok daha iyi bir seçenek," dedi. Bacchiani, Google'da ses tanıma algoritmaları üzerine çalışmalar yürütüyor. Ona göre, akıllı telefonunuz daha siz sormadan, bağlamdan yola çıkarak ne aradığınızı tahmin edebilirse (söz gelimi, havaalanının çıkış kapısını) bu çok iyi olacak. Zeki sistemlerin özelliği, bilgiyi kendilerinden talep edilmeden sunmaları. "Bilgisayarların biz insanların ne yaptığını ve ne istediğini bilmediğini görüyoruz," diyor Larry Page. Bu, arama sorgularının otomatik tamamlanması, mobil aygıtlarda sesle kontrol ve Google'ın asistan hizmeti Now'daki veri bağlantıları için geçerli. Google, zeki bir sistemin eksikliğini çekiyor. Veriyi sabit kurallar üzerinden işleyen bir arama algoritmasının burada faydası dokunmuyor. Peki, hangi sistem sayısız sinyali kaydedebilir, önemli bilgiyi göz açıp kapayana dek süzebilir ve bu bilgiden yola çıkarak karar verebilir? Yanıt hem bariz hem de iddialı: insan beyni. Google bilgisayarları düşünmeyi öğreniyor Google beyni denenmiş ve onaylanmış bir yöntemle simüle ediyor: yapay sinir ağlarıyla. Bunlar beyindeki sinir hücrelerinin örgüsünü, özellikle de birbirleriyle olan bağlantısını (sinaps) tanımlıyor. Basitçe anlatmak gerekirse, bağlantı ne denli güçlüyse bilgiyi o kadar hızlı aktarıyor ve daha uzun süre saklıyor. İnsan beyni söz konusu olduğunda, bu bağlantılar öğrenme süreciyle güçleniyor. Yapay sinir ağları da bunu başarabiliyor. Google'ın peşinde olduğu şeyi, yani "Derin Öğrenme" denilen, insan müdahalesi olmadan özerk öğrenmeyi yapabiliyorlar. Sinir ağları onlarca yıldır beyni simüle etmede kullanılıyordu. Ama Google araştırmacısı Bacchiani, "Fakat günümüzde hesaplama gücü ve mevcut veri hacmi çok arttı," diyor. "Bu da söz konusu modellerin performansını artırdı." Android'deki ses tanıma hataları Derin Öğrenme algoritmaları girişim yapan gürültüyü daha etkili filtreleyebildiği için %25 azalmış. 3511/2014