İnceleme
Kategoriler
Cep Telefonu
Notebook
Anakart
ADSL Modem
İşlemci
Tablet
Ekran Kartı
Televizyon
Fotoğraf Makinesi
Depolama
Klavye ve Mouse
Giyilebilir Teknoloji
Kulaklık
Ses Sistemi
Oyun İnceleme
Ev Elektroniği
Navigasyon
Son İncelenenler
Anker Soundcore P20i inceleme
Pusat Reflex Pro ve Pusat Reflex Ultra Kablosuz Oyuncu Mouse inceleme
AOC U27B3CF inceleme
Aqara Camera Hub G2H inceleme
PlayStation VR 2 inceleme
vivo V40 & v40 lite inceleme
Huawei WiFi 7 BE3 inceleme
Haber
Kategoriler
Kripto Dünyası
Cep Telefonu
Windows
Sosyal Medya
Oyun ve Eğlence
Bilim
Dijital Fotoğraf
Notebook
Ekran Kartları
Güvenlik
Mobil Uygulamalar
Twitter
Instagram
Facebook
CES 2024
Scooter
Araçlar
Netflix
Gitex 2022
En Son Haberler
Kemik iletimli Bluetooth kulaklık nasıl oluyor?
Cyberpunk 2077, daha dördüncü yılı dolmadan yakaladığı başarıyı kutluyor
Squid Game 2. sezon için yeni fragman yayınlandı
Google, Avrupa ülkelerinde yeni arama sonuçlarını test ediyor
Mercedes, şarj sorununu "güneş boyasıyla" çözecek
2024'ün en önemli kelimesi hangisi? Belli oldu...
Uyumadan en fazla dayanan insan rekoru kime ait?
Forum
CHIP Online
Chip Dergisi
PDF Arşivi
2010
Temmuz
CHIP Dergisi Arşivi: Temmuz 2010 - Sayfa 11
9
10
11
12
13
Kategoriler
İnceleme
Cep Telefonu
Notebook
Anakart
ADSL Modem
İşlemci
Tablet
Ekran Kartı
Televizyon
Fotoğraf Makinesi
Depolama
Klavye ve Mouse
Giyilebilir Teknoloji
Kulaklık
Ses Sistemi
Oyun İnceleme
Ev Elektroniği
Navigasyon
Haberler
Cep Telefonu
Oyun ve Eğlence
Bilim
Notebook
Ekran Kartları
Mobil Uygulamalar
Yapay zeka
Sony Xperia Z3
Xiaomi
Xbox One
Windows 11
Windows 10
TikTok
Sinema
Samsung Galaxy S8
Samsung Galaxy S6
Samsung Galaxy S5
Samsung
Playstation 5
Oyun konsolu
Otomobil
Ofis ve Finans
Note 4
MWC 2018
MWC 2017
MWC 2015
Microsoft
LG G6
LG G5
LG G4
LG G3
İşletim Sistemleri
İş dünyası
iPhone SE
iPhone 7
iPhone 6S
iPhone 6
iOS
Instagram
IFA 2017
HTC One M9
HTC 10
Google
Diziler
Discovery 2
CES 2018
CES 2017
CES 2015
Blockchain ve Bitcoin
Bilgisayarlar
Xbox Game Pass
Xbox Series S/X
Uzay
Android
Forum
© 2024 Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.
11 WWW.CHIP.COM.TR 07/2010 insanı küçük düşürüp, toplum karşısında zor durumda kalmasına neden olacak, temeli ve kaynağı belli olmayan iddiaların yazılması gazetecilik etiğinin en hassas olduğu konuyken, internette yeni bir şey keşfetmiş genç, hevesli, yetenekli, anneciklerinin her akşam başını okşayıp "aferin güzel oğlum" dediği 'parlak' çocukların, internetin en şanslı 'kaymak' tabakasını oluşturan bu anasının kuzucuğu ergen yavrularımızın, bu etikten tamamen bihaber şekilde aklına gelen her şeyi yazması sonucunda, yasal olarak bir yaptırıma uğramayacak, kurallara uygun ama insaniyete ve etiğe aykırı bir çok metin ortaya çıkmaya başladı. İşte medya bu noktada sözlükle çatışmaya başladı. Ancak sözlüğün yazarları onlara gelen her uyarıyı, her eleştiriyi "sen bizi kıskanıyorsun, senin kuyruk acın var, sen yaşlısın anlamıyorsun," anlamına gelecek ukalaca tavırlar ve yorumlarla umursamazlıktan gelirken bile medya hala onları sahiplenip bir gün aklı selimin yolunu bulacaklarına inanıyordu. Ta ki, sözlük Fatih Altaylı'nın köşesinde, mahkeme kararıyla alınmış bir tekzip yayınlatana kadar. Yazarlar dünyasında, adı konulmamış, önemli bir detayı gözden kaçırdı. Sadece yasalara uygun içeriklerin yayınlanmasının yeterli olacağını kabullendi. Dolayısıyla sözlükte hakaretler, kişilere, kurumlara yönelmiş küfürler silinmeye başlandı. Hukukçular vasıtasıyla içerik tamamen yasal hale getirildi. Ancak bu makyaj, problemin kaynağını temizlemek için yeterli değildi, aksine sorunu daha da büyüttü çünkü insanların Ekşi Sözlük'ten asıl şikayeti iftiralardı. Yani, bir kişi hakkında, aslı astarı olmayan, temeli olmayan bir iftira, bir yalan ortaya atılabiliyor, bunun açıkça bir iftira olduğunun görülmesi halinde sözlüğün yöneticileri içeriği yayından kaldırıyordu ama bir kez yayınlanmış bir içerik, okuyanların aklında yer ediyor, kulaktan kulağa, siteden siteye, forumdan foruma yayınlanıyordu. Üstüne iftiralar atılmış bir kişi, yıllar sonra bile "sözlükte senin için şöyle denmişti bir zamanlar" yorumlarıyla karşılaşabiliyordu. Kaldı ki, formatına, yasaya, kurallara uydurarak bir kişi hakkında iddialar ortaya atıp şerefiyle, namusuyla oynamanın çok kolay olduğu bir mecrada, yani internette, sadece yasal yükümlülüklere uyması bir içeriğin yayınlanması için yeterli olmamalıydı. Bir yazıya geçmemiş, sözlü bir anlaşma vardır. Fiziksel saldırı olmadığı sürece tartışmalar ne kadar ağır ve hatta küfürlü bile olsa, taraflar mahkemeye gitmez. Zira bir yazarın, kendini, düşüncelerini savunması için kendi kalemi yeterli olmalıdır. Eğer bir düşünür, kendini anlatamıyor, derdini ifade edemiyor ve karşısındakini yasaları kullanarak zorla susturmaya çalışıyorsa, bu düşünsel sermayesinin iflası anlamına gelir. Her gazeteci, her yazarı haberdar olmasa da veya önemsemese de bu etik kural yine de tüm dünyada, medya camiasında, düşün insanları arasında kabul edilmiş genel bir uzlaşma olduğu için kendi çapında bir şeyler yazıp çizen, alay edip küçük düşürerek de olsa düşüncelerini dile getirmeye çalışan Ekşi Sözlük yazarları da bu koruma şemsiyesinden yararlanıyordu. Ancak Fatih Altaylı'nın, sözlükte insanların haysiyetine zarar veren yorumlara duyduğu tepkiyi sertçe dile getirdiği yazısı için Ekşi Sözlük'ün kendi ifade gücünü kullanmak yerine yasaları devreye sokup kolluk kuvvetlerinin zoruyla bir gazeteciyi yazısı yüzünden mahkeme yoluyla uyarmaya kalkışması, onları düşünürler arasında uygulanan yasal dokunulmazlık geleneğinin şemsiyesi altından çıkardı. O güne dek, HaberTürk programcılarının ekranlarda, canlı yayınlarda, kimi internet gruplarının e-posta ile programa küfürler ve hakaretler gönderdiğini dile getirdiğini söyleyip yakındıklarını çok görmüştük ancak Fatih Altaylı'nın yasal savaş açma ilanından sonraki ilk programında noterle bu hakaret mektuplarını tespit ettirip, ilgili kişilerin IP adreslerinin bulunması için bilişim suçları polisine başvurulacağını ve tespit edilen kişilere dava açılacağını canlı yayında dile getirmesi, gazetecilerin artık sözlükçülere, düşüncelerini küfürlerle bile dile getirseler, yasal dokunulmazlıkları olması gereken genç düşünürler olarak bakmayı bıraktığının en güzel kanıtıydı. İçeriğin çok sayıda avukat tarafından denetlendiğini ve her şeyin yasalara uygun olduğunu dile getiren sözlük sahipleri ise yasaların bile adaleti sağlamak için yapıldığını, adaletin ise şeklen değil, vicdanen doğruluk olduğunu unutmuş görünüyorlar. Bir içeriğin yayınlanması için yasalara şeklen uygun olmasını yeterli görüp vicdani sorgulamasını yapmamak çok büyük bir yayıncılık ayıbıdır ve bu kez medya bu etiği Ekşi Sözlük'e hiç unutamayacağı bir şekilde öğretmeye kararlı görünüyor. cemsanci@chip.com.tr