PAGE SETUP: Bir yazıcı yardımıyla çıkış almak istiyorsanız, öncelikle gerekli ayarları yapmanız gerekecektir. İşte bu ayarları yapabileceğiniz pencereye "Page Setup" adı verilmektedir. Programların ya da Windows'un Türkçe sürümlerinde "Sayfa Yapısı" adı ile karşımıza çıkan bu pencere, sayfa boyutu (A4, A3, zarf gibi), sayfanın yönlendirilmesi (dikey ya da yatay) ve kenar boşlukları gibi çok sayıda farklı ayarı içermektedir.
PAINT: Windows donatıları içerisinde yer alan ve basit çizimler yapmanıza olanak sağlayan bu program, Windows işletim sistemlerinin ilk sürümlerinden beri varlığını sürdürmektedir. Çok fazla çizim aracına sahip olmayan Paint, yine de başlangıç için yeterli sayılabilir.
PAKET: Herhangi bir sektörün farklı ihtiyaçlarını karşılamayı ve kullanıcıları memnun etmeyi amaçlayarak piyasaya sürülen uygulamalar serisine verilen addır.
PATCH: Türkçe'de "yama" olarak geçen "patch" terimi, bir program içerisinde yer alan hatayı ya da hataları düzeltmek için geliştirilen veya programa yeni fonksiyonlar eklemeye yarayan küçük program parçacıklarını tanımlar. Örneğin piyasaya sürülen yeni bir oyunda gözden kaçan hatalar, kısa süre sonra ücretsiz olarak dağıtılan bir patch yardımıyla giderilmektedir. Kullanıcılar, ihtiyaç duydukları patch 'leri genellikle internet üzerinden temin edebilirler.
PAY TV: Ücretli TV yayınlarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu tip yayınları izleyebilmek için, hizmeti sunan kuruluşa abone olmalı ve sinyali çözebilecek bir dekoder edinmelisiniz. Abonelik sözleşmeleri, çoğu zaman bu dekoderi de içermektedir.
PASTE: Windows'un "kes-kopyala-yapıştır" mantığındaki "Yapıştır" komutunun İngilizce karşılığıdır. Herhangi bir belgeden kesilmiş ya da kopyalanmış bir metnin / resmin, istenilen başka bir yere eklenmesi anlamına gelir.
PASSWORD (ŞİFRE): Bir sisteme ya da programa izinsiz olarak girilmesini önlemek amacıyla kullanılan yöntemdir. Çoğu zaman, şifre ile birlikte bir de kullanıcı adı (User ID) gerekmektedir. Bir şifre ile korunan programları açmak ya da korumalı bir sisteme girmek, ancak şifrenin doğru olarak tuşlanması ile mümkün olabilir.
PCI: PC türü bilgisayarlarda, sistem içerisindeki veri akışını sağlayan veriyolu tiplerinden birisidir. Bu veriyolunu kullanan donanımlar, anakart üzerindeki uygun PCI girişlerine takılmalıdır. Yeni nesil modemler, ses kartları ve TV kartlarının hemen hepsi, bilgisayar bağlantısı için PCI veriyolunu kullanıyorlar. Ekran kartları ise, daha çok AGP veriyolunu tercih ediyorlar.
PCMCIA: Genellikle kredi kartı boyutlarında olan ve dizüstü bilgisayarlar ile birlikte kullanılmak üzere geliştirilen kartlara verilen genel addır. Bu tür kartlar arasında modem, hafıza modülü ve daha pek çok değişik donanım bulunabilir. Boyutları dışındaki en önemli özellikleri ise, sistem çalışırken de sökülüp takılabilmeleridir.
PCX: Bir tür resim dosyası formatı-dır. Bu tip dosyaların uzantısı da ".pcx" dir.
PENTIUM: Intel'in yaklaşık 10 yıl önce geliştirdiği ve 486 serisi işlemcilerin yerini alan işlemcilere verilen genel addır. Bu serinin çok popüler olması üzerine Intel, daha sonraki işlemci modellerine de aynı adı vermeyi sürdürmüştür. İlk Pentium işlemcileri, sırasıyla Pentium II ve Pentium III takip etmiştir. Bugün kullanılan yeni işlemci serisi ise Pentium 4 adını taşıyor.
PHOTO CD: Kodak tarafından geliştirilen ve resim dosyalarını CD-ROM üzerinde saklamaya yarayan özel bir formattır.
PHOTOSHOP: Adobe tarafından geliştirilen ve bugün de yaygın olarak kullanılan bir fotoğraf düzenleme yazılımına verilen addır. Herhangi bir dijital resim üzerinde istediğiniz değişikliği yapmanıza olanak tanıyan tüm araçlar ile birlikte gelen yazılım, esmer bir insanı kolaylıkla sarışın yapmanızı ya da iki gözün ortasına üçüncü bir göz eklemenizi sağlayabilir. Tüm bu gelişmiş özellikler, Photoshop'un grafik tasarımcılar ve fotoğrafçılar tarafından yoğun olarak kullanılmasını sağlamaktadır.
PIN: "Personal Identification Number" teriminin kısaltmasıdır. Kredi kartı gibi birçok farklı unsurun güvenliğini sağlamakta kullanılan sayısal şifreleri temsil eder.
PİKSEL: Bir ekranda ya da yazıcı çıkışında ölçülebilen en küçük noktaya verilen genel addır. Hem ekran çözünürlüğü, hem de yazıcı çözünürlüğü, desteklenen piksel sayısı ile doğru orantılıdır. Ne kadar çok sayıda piksel destekleniyorsa, görüntü veya baskı kalitesi de o kadar yüksek olur.
PLOTTER: Çok büyük kağıtlar üzerine baskı yapmak için kullanılan bir tür yazıcıdır. Uzun bir hat boyunca hareket eden kalemlerden ve kağıdı iki farklı yönde hareket ettirmeye yarayan paletlerden oluşur. Fiyatları oldukça yüksektir; bu yüzden sadece profesyonel kullanıcılar tarafından tercih edilirler. Örneğin bir mimar ya da şehir plancısı, çizdiği projeleri basmak için "plotter"a ihtiyaç duyacaktır.
PLUG-IN: Herhangi bir program için geliştirilen ve o programa ekstra birkaç özellik katmayı amaçlayan küçük yazılımlara verilen addır. Örneğin Real Audio Player, internet tarayıcıları ile birlikte kullanılabilen bir plug-in'dir ve internet üzerinden yapılan müzik yayınlarını dinlememizi sağlar. Aynı şekilde Photoshop için geliştirilmiş sayısız plug-in bulmanız da mümkün. Bu plug-in'ler, programa çok sayıda yeni efekt ve filtre eklemenizi sağlayacaktır.
PLUG&PLAY: Sisteme monte edildiği an çalışmaya başlayan ve özel bir işleme ihtiyaç duymayan donanımları tanımlamak için kullanılan terimdir. Windows işletim sisteminin bu konuda son derece yetenekli olduğu söylenebilir. Çünkü Windows, mevcut donanımların bir çoğunu kolayca tanır ve özel bir sürücü yükleme işlemine ihtiyaç duymaz. "Plug & Play" teriminin Türkçe'deki karşılığı "Tak ve Kullarındır.
POP: "Point of Presence" teriminin kısaltmasıdır ve "bulunma noktası" şeklinde çevrilebilir. İnternet bağlantısı kurmak amacıyla bir servis sağlayıcıya bağlanmak, ancak bir POP numarası (bağlantı numarası) ile mümkün olabilir.
PORT: Bilgisayarın arkasında yer alan ve harici donanımları sisteme bağlamak için kullanılan girişlere verilen genel addır. Paralel, seri ve USB gibi değişik port türleri bulunmaktadır.
PORTABLE: "Taşınabilir" anlamına gelen İngilizce bir terimdir. Bilgisayar terminolojisinde, çoğu zaman dizüstü ya da avuç içi sistemleri tanımlamak için kullanılır. Ancak bazı durumlarda, taşınabilir küçük yazıcılar ve harici CD sürücü gibi donanımlar da bu terimin kapsama alanına girebilir.
PRINTER: Baskı yapmak için kullanılan yazıcıların İngilizce karşılığıdır. Bilgisayardan aldığımız ve monitörde izlediğimiz görüntüleri kağıda dökmeye yarayan donanımlara bu ad verilmektedir.