FINGER: E-posta adresine sahip olan kişiler hakkında bilgi almanızı sağlayan ilginç bir hizmettir. Bu hizmeti kullanarak bir insanın adını, adresini, telefon numarasını ve hatta internete bağlandığı tarihleri öğrenmeniz mümkündür.
FIREWALL: Bakınız; Güvenlik Duvarı.
FLOPPY DİSK: Sabit disklerin henüz yaygınlaşmadığı ve program boyutlarının kilobyte'larla ölçüldüğü dönemlerde yaygın olarak kullanılan; 5.25 veya 3.5 inç çapındaki düşük kapasiteli taşınabilir disketlere verilen isimdir. 5.25 inç'lik disketler artık kullanılmasalar da, 3.5 inç'lik disketlerin kullanımı bugün bile devam ediyor.
Disket kapasitesi, 1.44 MB ile sınırlıdır. Bu yüzden disketler, ancak metin dosyası gibi küçük boyutlu verilerin saklanmasında işe yarayabilirler. Ayrıca disket teknolojisinin çevre şartlarına karşı son derece dayanıksız olmaları, üzerlerindeki verilerin sağlığı açısından çok büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
1970 yılında IBM tarafından geliştirilen ilk disketlerde sadece tek bir yüz kullanılabiliyordu ve kapasite de yaklaşık 720 KB ile sınırlıydı. 80'li yılların başında yaygınlaşan çift taraflı disketler ise, 1.44 MB'lık bir kapasiteye ulaşabiliyorlar.
FONKSİYON TUŞLARI: Klavyenin üst kısmında, ayrı bir sıra halinde bulunan özel tuş takımına verilen isimdir (F1-F12). Bu tuşlar, o an açık olan programın kendilerine atadığı görevi yerine getirmekle yükümlüdürler. Herhangi bir fonksiyon tuşunun işlevi, kullanılan programa göre değişiklik gösterebilir. Örneğin Word XP ile çalışırken "F5" tuşuna basarsanız, arama penceresi açılır. Windows XP'de ise aynı tuş "Yenileme" işlevine sahiptir.
Sadece "F1" tuşunun görevi hiç bir zaman değişmez. Bu tuş, hangi programı kullanıyor olursanız olun, o programa ait yardım seçeneklerini açmanızı sağlayacaktır.
FONT: Yıllar öncesinin matbaalarında, harflerin kağıt üzerine basılabilmesi için kalıplar kullanılırdı. Bu kalıplar üzerinde yapılan değişiklikler ise, farklı harf tiplerinin ortaya çıkmasını sağlıyordu. "Font" kavramı ise, kullanılan harflerin büyüklük, tip, eğim ve genişliklerini belirtmek için kullanılır. Yani ister eski matbaalarda, ister bilgisayarda olsun; farklı her bir yazı tipine font adını veriyoruz.
Bilgisayarların gelişmesi ve basım-yayın sektörüne girmesiyle birlikte, fontlar da oldukça zenginleşmiştir. Önceleri kullanılan Bitmap tabanlı fontlar, artık vektör tabanlı yeni fontlarla birlikte kullanılabiliyorlar. Vektör tabanlı fontların bitmap fontlardan en büyük farkı, boyutları arttırıldığında kalite düşüşü ya-şamamalarıdır.
Vektör tabanlı fontları iki farklı standart altında toplayabiliriz. Bu standartlar "ATM" (Adobe Type Manager) ve "True Type"dır. Her iki standart da, Windows işletim sistemleri tarafından desteklenir. Günümüzde yazı yazarken kullanılan en yaygın yazı tipleri, "Times New Roman ve "Arial"dır. "Symbol" ve "Wingdings" gibi yazı tipleri ise, sadece sembollerden oluşmakladır. "Times", "Helvetica" ve "Courier" gibi yazı tipleri, Bitmap tabanlı fontlara verilebilecek güzel örneklerdir.
FORM FEED: Bu terime, özellikle yazıcıların üzerinde rastlayabilirsiniz. "Form Feed" adı verilen tuşa basarsanız, o an yazıcı içerisinde bulunan kağıdı dışarı çıkartabilirsiniz. Bazı yazıcılarda "Form Feed" terimi yerine "Page Eject" ya da "FF" gibi farklı tanımlamalarla karşılaşmanız da mümkün.
FORUM: Internet üzerinde, önceden belirlenmiş konularda yapılan müzakere veya tartışmalara verilen isimdir. Bir forum sayfası, çok sayıda konuya ayrılmış çeşitli bölümlerden oluşabilir. İlginizi çeken bölümün başlığına tıklayarak foruma gönderilmiş mesajları okuyabilir ve istediklerinize cevap yazabilirsiniz. Forumlar, genellikle bir başkan tarafından düzenlenirler ve yönetilirler. Forumların büyük kısmına herkes katılabilir. Ancak bir çok forum sayfası, mesajları okumak ya da cevap yazmak için ücretsiz olarak üye olmanızı isteyecektir.
FPS: İngilizcedeki "Frame Per Second" teriminin kısaltmasıdır ve "saniyedeki kare sayısı" anlamına gelir. Çoğu zaman ekran kartlarının hızını ölçmek için kullanılır. Hız, tek bir saniye içerisinde ekranda oluşan kare sayısı ile eşdeğerdir. Bu sayı arttıkça, video veya animasyonun kalitesi de önemli oranda artar.
FRAME: Türkçe'deki karşılığı "çerçevedir ve bir web sayfasının sahip olduğu her bir alanı temsil eder. Örneğin sayfanın sol kısmındaki ana menü ve sağ kısımdaki içerik, çoğu zaman ayrı birer pencere içerisinde oluşturulur. Bu pencereler, genel olarak birbirlerinden bağımsız çalışırlar ve kendi kaydırma çubuklarına sahip olabilirler. Yani Internet Explorer penceresinde iki farklı sayfa açılmış gibi bir görünüm söz konusudur. Ama aslında açılan sayfaya tek bir adresten ulaşılır ve tüm çerçeveler de tek bir sayfaya aittir.
FREE-MAIL: Web tabanlı ücretsiz elektronik posta servislerine verilen genel isimdir. Kullanıcının Outlook Express gibi bir program yerine, Internet Explorer ile mesaj alıp göndermesini sağlar. Bu hizmeti sunan web siteleri, üyelerine belli bir posta kutusu alanı ayırırlar ve gelen mesajları bu posta kutusunda biriktirirler. Sizin yapmanız gerekense önce adres çubuğuna adresi yazarak sayfanın açılmasını sağlamak, hemen ardından da kullanıcı adınızı ve şifrenizi girmektir. Böylece gelen e-postalarınıza ulaşabilir; hatta isterseniz başkalarına e-posta gönderebilirsiniz.
Neredeyse tüm arama motorları ve portallar, ücretsiz elektronik posta servisi sağlamaktadır.
FREEWARE: Dağıtımı ve kullanımı tamamen ücretsiz olan programlara verilen genel isimdir. Çoğu zaman amatör programcılar tarafından geliştirilen Freeware programları internet üzerinde rahatça bulabilirsiniz. Bu tip yazılımları yaratan insanların amacı hem kendilerini geliştirmek, hem de diğer bilgisayar kullanıcılarına faydalı olabilmektir. Sonuçta sizden beklentileri ise, sadece küçük bir teşekkürün ötesine geçmez.
FTP: "File Transfer Protocol" teriminin kısalt maşıdır. Internet üzerinde birbirine bağlı olan bilgisayarların dosya veya program değiş tokuşu yapmalarına izin veren protokolü belirtmek için kullanılır.
FX: Filmlerde ya da bilgisayar oyunlarında kullanılan özel efektleri temsil eden kısaltmadır. Bahsettiğimiz özel efektler, çoğu zaman bilgisayar yardımıyla oluşturulur. Ancak ortaya çıkan sonuç, genellikle gerçekten ayrılamayacak kadar başarılıdır. Örneğin bir bilim-kurgu filminde görebileceğiniz uzay savaşlarının hemen hepsi, aslında bilgisayar tarafından yaratılmıştır ve özel efektler ile desteklenmiştir.