MP3 ses formatının tüm bilgisayar kullanıcılarını ele geçirdiği konusunda şüphe yok. Son yıllarda piyasadaki yerlerini alan taşınabilir MP3 çalarların da bunda katkısı büyük. Siz de bir MP3 çalar almayı düşünüyorsanız, bu bölüm tam size göre.
MP3formatı neden bu kadar çok ilgi görüyor? Basit! Çünkü çok az yer kaplamasına rağmen mükemmel bir ses kalitesi sunuyor. Bir dakikalık müzik kaydı MP3for-matında yüksek kalitede kaydedildiğinde, ortaya yaklaşık 1 MB'lık dosyalar çıkıyor. Şu anda oldukça sıradan gibi görünen bu durum, ilk ortaya çıktığında mucize şeklinde değerlendirilmişti.
Gerçekten de, sıkıştırılmamış bir ses dosyasının boyutu, CD kalitesinde sıkıştırılmış bir MP3 dosyasının boyutunun yaklaşık 12 katıdır. Üstelik MP3 formatı, kaliteden küçük bir miktar ödün vererek dosya boyutunu 96 kata kadar küçültme imkanı sunar. MP3 formatının bu kadar yüksek sıkıştırma oranlarına nasıl ulaşabildiği, çoğu kişinin aklında bir soru işareti oluşturmaktadır. Bu soruya verilebilecek en basit cevap, MP3 formatının insan kulağının duyamayacağı sesleri orijinal ses dosyasından sildiğidir. Zira, işitme organımız olan kulak, sadece belli frekanstaki sesleri duyabilmektedir.
MP3 Nasıl Ortaya Çıktı?
MP3 NASIL ORTAYA ÇIKTI?
MP3formatının ortaya çıkış hikayesi, bilgisayar kullanıcılarının dinlemekten hoşlanacakları türdendir. Kişiler, olaylar ve isimler farklı olsa da, MP3 teknolojisinin ortaya çıkışıyla diğer birçok bilgisayar teknolojisinin ortaya çıkışı arasında büyük benzerlikler vardır.
1987 yılında, yüksek kaliteli müzik kayıtlarını düşük boyutlarda depolamak için çalışmaya başlayan bir grup araştırmacı, o zamanlar bu projeye "EUREKA" adını vermişlerdi. Şimdi MP3 (MPEG Audio Layer-3) olarak tanıdığımız bu müzik formatı, CD kalitesindeki bir ses kaydının 10 ile 12 kat daha küçük bir dosya boyutuna sahip olarak kaydedilebilmesine izin verir. Bu noktada MP3 ses sıkıştırma algoritmasının değişik sıkıştırma kalitelerini desteklediğini hatırlatmak uygun olacaktır. CD kalitesindeki bir ses kaydı için, MP3 dosyasının "bitrate" değerini 112 veya 128 kbps olarak belirlemeniz gerekmektedir; ki bu durum normal dosya boyutundan 10 ile 12 kat daha küçük bir MP3 dosyası elde edilmesi anlamına gelir. Benzer biçimde, FM radyo yayını seviyesinde bir ses kalitesi sağlayan 56 veya 64 kbps "bitrate" aralığı tercih edildiğinde ise, dosya boyutu orijinaline göre 24 ile 26 kat arasında daha küçük olacaktır.
MP3 teknolojisinin temel prensibini en basit haliyle şöyle açıklamak mümkündür: İnsan kulağı, teknik özellikleri nedeniyle bir müzik kaydının içerisindeki tüm sesleri duyamaz. Örneğin, yüksek frekanslardan sonra gelen ani frekans düşüşlerini insan kulağının algılaması mümkün değildir. MP3 sıkıştırma algoritması da, bir şekilde insan kulağını simüle ederek, ani frekans düşüşlerini (ve insan kulağının algılayamayacağı diğer frekans aralıklarını) orijinal ses kaydından siler. Bu durumda; dosya boyutu onda bire inmiş olmasına rağmen, ses kalitesi değişmez. En azından teorik olarak durum böyledir ve tüm dünya üzerinde gerçekleştirilen çeşitli dinleme testlerinde MP3 kalitesinin onda bir dosya boyutuna rağmen ses kalitesinde bir düşüşe yol açmadığı tespit edilmiştir. Buna rağmen, müzik kulağı çok gelişmiş olan kişilerin MP3 formatındaki ses kayıplarını fark ettikleri de bilinmektedir. Bu tip uzmanlar, özellikle frekans dağılımı sıra-dışı bir biçimde gerçekleşen müzik parçalarında ses kayıplarının rahatlıkla hissedilebildiğini savunmaktadırlar.
MP3'ün Dünü, Bugünü ve Geleceği
MP3'ÜN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ
MP3 formatı bugün ne kadar popülerse, gelecekte de o kadar popüler olacağa benziyor. Günümüzde MP3 formatına göre çok daha yüksek standartlara sahip ses sıkıştırma formatları (örneğin "OGG Vorbis" ve "WMA") bulunmasına rağmen, MP3 eski popülaritesinden hiçbir şey kaybetmiş değil.
MP3 formatının durdurulamaz popülaritesini şu nedenlere bağlamak mümkündür: 1997 yılında MP3 dosyalarını oynatmak için üretilen Winamp, sahip olduğu gelişmiş özellikleri son derece kullanıcı dostu bir arabirim ile birleştirmiştir. İlk başta ücretli bir program olan Winamp'ın 1998 yılında ücretsiz olarak dağıtılmaya başlanması ve tam bu sıralarda Winamp'a skin desteğinin eklenmesi, MP3 çılgınlığının bu kadar hızlı yayılmasının en önemli nedeni olmuştur. Buna ek olarak; internet bağlantısının tüm dünya üzerinde yaygınlaşması ve MP3 formatının internet üzerinden indirilebilecek kadar küçük dosya boyutları sunması, MP3'ün hızlı yükselişinin önünü açan bir diğer etken olmuştur.
MP3 formatının sahip olduğu gelişmiş özelliklere rağmen lisans haklarını korumaya yönelik özelliklere (Digital Rights Management) sahip olmayışı, telifli eserlerin bile kolayca MP3 formatında kaydedilmelerine ve hatta internet üzerindeki web sitelerinden indirilmelerine yol açmaktadır. Her ne kadar yasal olmasa da, belli bir ücret ödeyerek sevdikleri şarkıcıların CD'lerini almak yerine, internet üzerinden bu şarkıların MP3'lerini indirmeye başlayan kullanıcılar; daha sonrada kendilerini Napster fırtınasına kaptırmaktan alıkoyamadılar. Kullanıcıların sahip oldukları MP3 dosyalarını diğer kullanıcılar ile ücretsiz bir biçimde paylaşmasına izin veren Naspter, daha önceden MP3 formatına rağbet etmeyen kullanıcıların da bu teknolojiye ısınmasına yol açmıştır. Kendilerini MP3'ün cazibesine bir kere kaptıran kullanıcılar, bu muhteşem müzik formatını sadece bilgisayar başında dinlemekten sıkılmaya başladıkları sıralarda, teknoloji şirketleri MP3 Player (Taşınabilir MP3 çalar) cihazlarını ürettiler. İlk önce müzik setlerine MP3 çalabilme özellikleri eklendi, daha sonra da her an yanımızda taşıyabileceğimiz, Walkman tarzı MP3 çalar cihazlar piyasadaki yerlerini aldı. Böylece MP3 günlük hayatımızın her noktasına ulaşmış oldu.
İnternette MP3
İNTERNETTE MP3
MP3 formatındaki müzik parçalarına ulaşmanın en kolay yolu internetten geçiyor. Ancak bu yolun zaman zaman dikenlerle ve hatta şaşırtmacalarla dolu olduğunu belirtmeliyiz. Zira internet üzerinde "ücretsiz" olarak MP3 kaynaklarına ulaşmak isteyen kullanıcıları kandırmayı amaçlayan çok sayıda site bulunuyor. Bu sitelerin bazıları ufak bir programı bilgisayarınıza indirip çalıştırmanız durumunda, ücretsiz olarak ve sınırsız sayıda MP3 dosyası indirmenize izin vereceklerini iddia ediyorlar; ki böyle bir siteyle karşılaşırsanız oradan hemen uzaklaşmanızı öneririz. Çünkü bu programların çoğu yurtdışındaki numaraları arıyorlar ve telefon faturanızın kabarmasına yol açıyorlar.
Bazı siteler ise belli bir ücret karşılığında size sınırsız sayıda MP3 ve DivX indirme hakkı tanıyacaklarını iddia ediyorlar; ki bu sitelerin büyük bir çoğunluğu sizin kredi kart bilgilerinizi öğrenmeyi amaçlıyor. Bazı siteler ekranınızı pop-up reklam pencereleri ile doldurmaktan başka bir işe yaramıyor. Tüm bu tehlikelere rağmen, internet üzerinden MP3 ve DivX kaynaklarına ulaşmak tabii ki mümkün. Yasal ve ücretsiz olarak MP3 dosyaları sunan en meşhur siteye "www.mp3.com" adresinden ulaşmanız mümkün. Gelişmiş arama seçenekleri ve kategorize yapısı sayesinde aradığınıza ulaşmanızı kolaylaştıran bu sitenin, telif haklarına son derece saygılı davrandığı söylenebilir. İnternetteki MP3 arşivlerine ulaşabileceğiniz diğer iki site ise "www.mp3search.com" ve "www.yourmp3.net" adreslerinde sizleri bekliyor.
Bilgisayarınızda MP3
BİLGİSAYARINIZDA MP3
MP3 formatı, bu yazının konusunu oluşturan harici cihazlara esin kaynağı olmadan önce sadece bilgisayar üzerinde dinlenebiliyordu. Üstelik, bu işlem için harici yazılımlara ihtiyaç duyuluyordu. Günümüzde ise işler oldukça değişti. Windows'un en son sürümlerinde, MP3 dosyalarını dinlemek için herhangi bir harici programa ihtiyaç duyulmuyor. Windows Media Player içerisinden MP3 dosyasını seçerek ilgili şarkıyı dinlemeye başlayabiliyorsunuz. Yine de, MP3 dosyalarını dinlemek için sahip olduğunuz en iyi seçeneğin Windows Media Player olmadığını belirtmeliyiz.
MP3 fanatiklerinin gönlünde taht kurmayı başaran ve daha önce ayrıntılı olarak bahsettiğimiz Winamp, MP3 formatındaki şarkıları dinlemek için kullanabileceğiniz en başarılı programlardan birisi. Günümüzde bilgisayara ilgi duymayan kişiler bile, Winamp programının varlığından haberdarlar. İlk başlarda sadece MP3 formatındaki dosyaları çalmak için özelleşen Winamp, en son sürümü olan 5.0 ile "WMA", "OGG" gibi daha gelişmiş ses formatlarım ve "DivX" de dahil olmak üzere çok sayıda video formatını oynatabiliyor. Bu popüler medya oynatıcısını "www.winamp.com" adresinden ücretsiz olarak indirebilirsiniz.
Taşınabilir MP3
TAŞINABİLİR MP3
Eskiden büyük boyutlu müzik setlerinde dinlenebilen kasetler, Sony'nin efsanevi buluşu "walkman" sayesinde yürürken bile dinlenebilir hale gelmişti. Günümüzün en popüler müzik formatı MP3 için de benzer gelişmelerin yaşanması kaçınılmazdı. Telif haklarıyla ilgili sorunlar üreticilerin bu konuda geç kalmasına yol açsa da; portatif MP3 çalar cihazlar son yıllara damgasını vurmayı başardı.
Taşınabilir MP3 çalarlar, karşımıza farklı ihtiyaçlara yönelik olarak değişik biçimlerde çıkıyorlar. Örneğin, CD üzerindeki MP3'leri dinlemenizi sağlayan cihazlar bu zincirin ilk halkasını oluşturuyor. Son derece küçük boyutlara sahip olan ve içerisinde flaş bellek bulunduran MP3 çalarlar ise, bilgisayara sürekli erişimi bulunan kullanıcılar için ideal olarak gözüküyor.
Üçüncü MP3 çalar ailesini ise, içerisinde sabit disk bulunan modeller oluşturuyor. 40 GB gibi yüksek kapasiteler sunan bu modeller, geniş MP3 arşivi olan kişiler için ideal bir çözüm olarak karşımıza çıkıyorlar. Dördüncü ve en güncel uygulamayı ise MP3 desteği sunan cep telefonları oluşturuyor. Yanında ekstra bir cihaz taşımak istemeyen, ama MP3 keyfinden vazgeçmeyi göze alamayan kullanıcılar, MP3 desteği sunan cep telefonlarını tercih edebiliyorlar.
Bu dört teknolojiden hangisini tercih edeceğiniz ise tamamen size bağlı. Eğer yanınızda saatlerce dinleyebileceğiniz kadar çok MP3 dosyası taşımak istiyorsanız, sabit diske sahip olan cihazlar tam size göre. Ancak amacınız sadece 1-2 saatlik MP3 dosyası ile idare etmekse, bu durumda flaş bellek kartları ile desteklenen küçük cihazları tercih edebilirsiniz. Tabii MP3 CD'lerini okuyabilen taşınabilir CD çalarları da asla göz ardı etmemenizde büyük yarar var.
Bilgi: Okuma Problemleri
BİLGİ: OKUMA PROBLEMLERİ
Dünya çapında bu kadar çok ses getiren MP3 teknolojisinin ülkemizde ortaya çıkardığı en büyük sorun, bu terimin nasıl okunacağı olmuştur. Zira MP3, değişik kişiler tarafından "em pe üç", "em pi üç", "me pe üç" veya "em pi tri" biçimlerinde okunmaktadır. Üstelik bu değişik okunuşlardan hangisinin gerçekten doğru olduğu konusunda ortak bir karara varılamamıştır.
Belirttiğimiz dört farklı okunuş biçiminden en yaygın olanı "em pe üç" olsa da, bu tür bir okuyuşun Türkçe ve İngilizce telaffuzların karışımından ortaya çıktığı da bir gerçektir. Yine de, teknoloji devlerinin bile MP3 desteği sunan ürünlerinin reklam filmlerinde, bu teknolojiyi "em pe üç" olarak seslendirmeleri dikkat çekicidir.
Bilgi: Yasalara Dikkat
BİLGİ: YASALARA DİKKAT
İnternetteki MP3 kaynaklarının büyük bir kısmının yasal olmadığını hatırlatmakta büyük yarar var. Telif haklarıyla korunan ve üretimi İçin büyük paralar harcanan eserlerin MP3 formatında ücretsiz olarak dağıtılması, müzik endüstrisi için ciddi bir sorundur.
Bu durumun uzun süredir farkında olan müzik endüstrisi, özellikle son yıllarda, yasal olmayan bir biçimde MP3 dosyalarını dağıtan kişiler hakkında ciddi yaptırımlarda bulunmaktadırlar. Ücretini ödediğiniz bir müzik CD'sini MP3 formatına dönüştürmek İse (tabii ki bu MP3 kopyalarını diğer kullanıcılarla paylaşmadığınız sürece) yasal bir işlemdir.