Tablet dünyasına girmeye hazır mısınız?
Yeni bir tablet almayı mı düşünüyorsunuz? Öyleyse bu rehberimiz tam da sizin için...
Cep telefonlarının evrilip akıllı telefon olarak kullanılmaya başlamasıyla yaygınlaşan dokunmatik yüzey kullanımı, tabletlerle birlikte şu sıralar doruk noktasına ulaşmış durumda. Ancak tablet teknolojisi her ne kadar teknolojik bir yenilik olarak yakın geçmişten bu yana gündemi yoğun olarak meşgul ediyor olsa da, aslında onlarla tanışmamız yıllar öncesine uzanıyor. Pek çok bilim kurgu filminden aşina olduğumuz tabletler, hayal gücünün gerçeğe yansımasının en etkili kanıtlarından biri olarak avuçlarımızı dolduruyor. Hikayenin geri kalanını anlatmayacağım, zira pek çok defa ele alındı ve önümüzde, tabletlere dair uzun bir yolculuk bizi bekliyor; hazırsanız başlayalım.
Akıllı telefonların artık lüks sayılmadığı bir dönemde, tabletleri de lüks olarak etiketleyemiyoruz elbette; o günler artık geride kaldı. Günümüzde herkesin tablet kullanımı için iyi bir sebebi var. Kimi eğitim, kimi iş, kimi oyun, kimi sosyal medya, kimi... Bu kimseleri çoğaltmamız pek tabii ki mümkün. Ancak sebebine uygun tablet seçimi yapabilme aşaması bir o kadar zor. Zira piyasada aslında çok fazla çeşit olmasa da, çok fazla markanın bulunduğunu ve bu nedenle aralarında seçim yapmanın bir o kadar zor olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha sonra pişman olmamanız için satın alma aşamasında isteklerinizi karşılayacak kriterlere dikkat etmeniz gerekiyor. Bu noktadan hareketle bu yazıda sizlerle adım adım bazı ipuçlarını paylaşacağız, umarız seçim yapmanızda biraz da olsa katkımız olur.
Başlangıç noktası: "Nasıl bir tablet almalıyım?"
Sokakta, otobüste, mekanlarda, kısacası çevrenizde insanların
elinde gördüğünüz tabletlerden artık siz de bir tane almak
istiyorsanız, ilk yapmanız gereken ne televizyon kanallarındaki
reklamları, ne de internet üzerindeki kampanyaları dikkate almak
olmalı. Zira tablet seçiminde (aslında tüm teknolojik cihaz
alımlarından önce) cihazların fiyat avantajlarına veya öne çıkan
özelliklerine bakarak kendinizi ona göre konumlandırmak yerine,
önce kendi ihtiyaç ve isteklerinizi belirlemelisiniz.
İhtiyaçlarınıza yönelik hareket etmeniz, size hem doğru bir seçim
yapmanızı, hem de aslında ihtiyacınız olmayan bir cihaz satın
alarak bütçenizi yormamanızı sağlayacaktır.
Satın alacağınız tablette, eğer iş ve sosyal medya için
kullanacaksanız internet bağlantıları, oyun oynayacaksanız grafik
performansı, tüm gün yanınızda taşıyacaksanız pil ömrü, video
izleyecekseniz ekran kalitesi ve tüm bunları sağlayabilmesi için
belli kalitede bir işlemci ve bellek seviyesi dikkat etmeniz
gereken kriterler arasında kendini gösteriyor. Elbette fiyat da
üzerine uzunca konuşulması gereken bir diğer kriter. Hepsini
konuşacağız. Eğer henüz ne istediğinize karar veremediyseniz, bu
yolda kendinize uygun bir tablet şablonu da çıkartabilirsiniz. O
halde ilk seçimi yapalım; hangi işletim sistemini
kullanacaksınız?
İşletim sistemi muamması
Her ne kadar farklı marka ve modellerin ortak buluşma noktası şimdilik Google'ın Android platformu olsa da, Apple iOS ve Microsoft da Windows ile tabletler arasında dikkat çeken diğer işletim sistemleri. Eğer iOS işletim sistemini tercih ederseniz cihaz seçimini de otomatikman yapmış oluyorsunuz. Ancak Android ve Windows tarafında ise çok daha fazla ürün çeşitliliğiniz bulunuyor.
iPhone ile yakaladığı popülerliği iPad ile zirve noktasına taşıyan Apple, iOS işletim sistemiyle özellikle uygulama mağazası konusunda zengin bir içerik sunarken, diğer yandan kendine özgü kısıtlamalarıyla pek çok kullanıcı tarafından bağlayıcı olarak kabul ediliyor. iOS'un yanı sıra geçtiğimiz yıl pek çok tablet Android işletim sistemiyle piyasaya sunuldu ancak onun tarafında da uygulamalar çok çeşitli olsa da kalite konusunda sıkıntılar yaşanmıyor değil. Android'in kullanıcılara sunduğu uygulama geliştirme özgürlüğü, kaliteli içeriğe ulaşmanın zorluğu anlamında pek çok kullanıcıyı rahatsız ediyor durumda. Microsoft ise Windows 8 işletim sistemiyle geleneksel bilgisayar kullanıcılarının gönlüne taht kurmuş durumda olsa da, uygulama içeriğini arttırmak adına büyük bir çaba içinde.
Tabletler için sunulan yukarıda bahsettiğimiz işletim sistemlerinin artılarına eksilerine daha yakından bakmadan önce, alternatif işletim sistemlerinin de tablet kullanıcılarına sunulduğunu belirtelim. Tabletlerinde Ubuntu işletim sistemi ve alışkanlıklarından kurtulamamış olanların Windows 7'yi görebilmeleri mümkün. Tüm bunların yanında yine BlackBerry'nin kendi ismini verdiği işletim sistemini de unutmamak lazım. Ancak tablet pazarında üç büyükler şu an için elbette Apple, Google ve Microsoft. İsterseniz şimdi onlara yakından bakalım.
iOS: Zengin ve kaliteli uygulamalar
Oldukça gelişmiş ve güçlü bir mobil işletim sistemi olarak pek çok kullanıcının gönlünde taht kurmuş olan iOS, özellikle uygulama konusunda kaliteyi ve zenginliği beraberinde getirdiği için tercih ediliyor. Diğer yandan elbette işletim sisteminin çizgisi, düşük tepkime süresi ve sadeliğiyle de ön plana çıkmayı başaran iOS, iPad platformunda çalıştığı ve Apple'ın hem donanım hem de yazılımı üretmesinden dolayı, sunulan içeriklerden tam performans alabilmenizi sağlıyor. Ayrıca App Store'da bulunan tüm uygulamaların Apple tarafından onaylandığını ve bu sayede herhangi bir virüsle karşılaşmayacağınızı bilmek de güven verici. Ancak daha fazla çeşitlilik istiyor ve satın alma özgürlüğü diliyorsanız iOS size bağlayıcı gelebilir. Elbette iOS'u tercih etmenizde en önemli etken bir iPad sahibi olmak isteyip istemeyeceğiniz. Eğer iPad dışında diğer tabletlere yönelmek istiyorsanız iOS'u kolaylıkla eleyebilirsiniz.
Android: Daha fazla özgürlük
Uygulamalar konusunda kullanıcılara büyük bir özgürlük sağlayan Android platformu, bunu cihaz çeşitliliğiyle de yaratıyor. Pek çok tablet üzerinde Android işletim sistemini görmeniz mümkün. Bu sayede satın alma noktasında tek bir cihaza bağlı kalmak yerine, isteklerinize uygun farklı cihazlar arasında seçim yapabiliyorsunuz. Uygulama konusuna geri dönecek olursak, Google Play Store üzerinden rahatlıkla ulaşabileceğiniz uygulamaların yanı sıra orada bulamadığınız uygulamalara farklı kaynaklardan rahatlıkla erişim sağlayabildiğinizi de belirtelim. Ancak elbette bu özgürlük, beraberinde güvenilir içeriğe ulaşma konusunda da dezavantaj getirmiyor değil. Zira Android platformu için sunulan uygulamalar Google tarafından kontrol edilmiyor, yalnızca kullanıcı şikayetlerine karşılık veriliyor. Eğer Android'li bir tablet satın alacaksanız piyasada çok fazla sayıda virüslü uygulamanın bulunduğunu göze almanızda fayda olduğunu belirtelim. Eğer uygulamalardaki bu sakıncalara dikkat ederseniz, Android'in özgür dünyasının daha derin olduğunu görebilirsiniz.
İşletim sisteminizi rahatlıkla kişiselleştirebilmenize izin veren Google, sunduğu son sürümüyle birlikte Android işletim sistemini performans açısından da iyi bir seviyeye kavuşturduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra Android 5.0 Key Lime Pie'ın da eli kulağında. Bugünlerde hakkında çıktı çıkıyor dense de, Android 5.0'lı cihazları görmemize biraz daha zaman var.
Windows 8: Yepyeni bir deneyim
Piyasaya hızlı bir giriş yapan Windows 8, şu sıralar pek çok tablet markası tarafından tercih ediliyor. Bu sayede çeşitliliğini arttırmayı başaran Windows 8, özellikle yıllarını Windows işletim sistemiyle geçirmiş kullanıcılar tarafından tercih edilebilir. Alıştığınız Windows kalitesini, Windows 8'in yepyeni görünüm ve deneyimiyle kullanıcılara sunan Microsoft, performans açısından da oldukça ideal bir görünüm sergiliyor. Ancak işletim sisteminin rakiplerine göre yeni olması, şu sıralar en büyük handikabı uygulama konusunda yaratıyor. Ancak Microsoft bu konuda da çalışıyor ve kullanıcılara da uygulama geliştirme konusunda serbestlik tanıyor. Dileyen kullanıcılar Windows 8 için uygulamalar geliştirebiliyorlar. Bu sayede uygulama konusundaki kısıtlılık yakın zamanda ortadan kalkacaktır diye düşünüyoruz.
Ne kadar mobil?
İlk etapta ortalama 10.1 inç ekran boyutuna sahip tabletlerle karşılaşmış olsak da şu an yeni trend küçük ekrana sahip tabletler. Büyük ekranların getirdiği hantallığı geride bırakmak isteyenlere iyi bir seçenek olan 7, 8 ve 9 inç ekran boyutuna sahip tabletler, elbette tasarıma da büyük katkıda bulunuyor. Böylece daha küçük ve kompakt bir yapıya bürünen tabletleri yanınızda daha rahat dolaştırabiliyorsunuz. Eğer daha portatif ve rahat taşınabilen bir tablet arayışındaysanız küçük ekranlı modellere, "Hayır, benim için ekran ferahlığı ve görüş alanı daha önemli," diyorsanız ise, o halde büyük ekranlı modellere göz atmanız yararınıza olacaktır. Piyasada neredeyse dizüstü bilgisayar ekranı boyutunda olan 13.3 inçlik tabletler dahi bulunabiliyor.
Hazır ekrandan bahsetmişken, ekran seçiminde dikkat etmeniz gereken diğer etkenlerin ise çözünürlük ve parlaklık değerleri olduğunu belirtelim. Ekran parlaklığı özellikle dış kullanımlarda öne çıkıyor. O nedenle cihazı satın alırken ekranın parlaklığına ayrıca göz atmanız yararınıza olacaktır. Çözünürlük ise yine tercihinize kalmış durumda. Piyasada 800x480, 1024x600, 1280x800 piksel gibi farklı çözünürlük değerlerine sahip modeller bulunuyor. Eğer satın alacağınız tabletten video ve oyun gibi multimedya uygulamaları konusunda performans bekliyorsanız çözünürlük değerinin yüksek olmasına önem göstermeniz daha iyi olur elbette. Tercihiniz internet ve e-posta trafiğini kontrol etmekse, orta karar bir çözünürlük de fazlasıyla yeterli olacaktır. Ayrıca daha iyi bir görüş için retina ekranlı ve IPS panelli ekranlara da yönelebilirsiniz. Ekran hassasiyetini de unutmamakta fayda var.
Mobiliteyi yakından ilgilendiren tasarım ve ekran boyutunun yanında elbette pil ömrü de büyük önem gösteriyor. Tabletinizi gün boyu yanınızda taşımak istiyorsanız satın alacağınız pil ömrüne dikkat etmeniz gerekiyor. Özellikle iş nedeniyle mobilite sizin için çok büyük önem arz ediyorsa, daha düşük enerji tüketimi için ekran çözünürlüğünden ve sistem özelliklerinden bile vazgeçmeniz gerekebilir.
Performansınızı belirleyin
Piyasada farklı işlemci türü ve hızlarında pek çok seçenek bulunuyor. Her birine kafa yormak yerine ihtiyacınıza göre kriteri daraltarak ilerlemeniz hedefe ulaşmanız adına daha doğru olacaktır. Tek çekirdekli, çift çekirdekli ve dört çekirdekli işlemci karmaşasını, satın alacağınız tabletten yüksek performans beklentisi içindeyseniz çoklu çekirdekli işlemcili modellere yönelerek çözebilirsiniz. Aksi durumda da tek çekirdekli işlemcili modeller tercih edilebilir.
Eğer tabletinizi iş ve internet için kullanacaksınız 1 GHz ve üzeri hızlardaki tabletler sizin için yeterli olacaktır. Yine bunun yanında 1 GB'lık bellek seviyesi de beklentinizi karşılayacaktır. Bu adımda grafik işlemcisi konusunda ise çok fazla seçici olmanıza gerek yok. Grafik işlemcisi konusu özellikle oyun ve video gibi uygulamalarda ön plana çıkıyor. Bu durumda gerek işlemci seçiminizi gerekse de grafik tercihinizi çoklu çekirdekli modellere yöneltmeniz iyi olacaktır; çift çekirdekli işlemciler ve dört çekirdekli grafik çözümü size iyi gelecek.
Dahili hafıza ne kadar olmalı?
Depolama konusu özellikle microSD kart desteğiyle sorun olmaktan çıkıyor olsa da, dahili depolama alanına ihtiyacın önemi aşikar. Ancak depolama konusuna da yine bir önceki adımda olduğu gibi ihtiyacınıza göre rahatlıkla açıklığa kavuşturabilirsiniz. Satın alacağınız tableti çok fazla oyun ve uygulamalarla dolduracaksanız veya video ile müzik gibi multimedya dosyalarını her zaman yanınızda taşımak istiyorsanız o halde 16 GB'lık modellerle yakından ilgilenebilirsiniz. Yoksa ortalama olarak 8 GB size yeterli olacaktır. Elbette tabletin sunduğu dahili hafızayı genişletebilmeniz için bağlantıları arasında mutlaka microSD kart bulunduran modelleri önde tutmanız yararınıza olacak -ki piyasada bulunan cihazlardan pek çoğu bu arabirimi üzerinde bulunduruyor. Bu sayede kapasite arttırmak istediğinizde mağdur olmazsınız.
Bağlantı seçenekleri
Piyasadaki tüm tabletler doğası gereği internetle iç içe ve bu nedenle Wi-Fi desteği gösteriyor. Ancak satın aldığınız tablette yalnızca Wi-Fi olması, çevrenizde Wi-Fi ağlarının olmadığı ortamlarda, yani mobil olduğunuz zamanlarda çevrim dışı olmanıza neden olacak. Elbette Wi-Fi desteğinin yanında ek olarak 3G desteği de sunulması fiyatı arttıran önemli bir etken. Eğer nerede olursanız olun daima internete bağlı kalmak istiyorsanız, o halde birkaç yüz lira daha fazla verip cihazın SIM kart girişi bulunan 3G'li modelini almak durumundasınız. Bu arada bazı tablet modellerinin üzerinde bulunan USB girişlerini kullanarak da 3G modeminizle internete bağlanabilirsiniz. Bu durumda herhangi bir SIM kart girişine ihtiyaç duymayacaksınız.
Bağlantı seçenekleri arasında önem gösteren diğer bir noktaysa elbette HDMI arabirimi. Eğer tableti televizyonunuza bağlamak gibi bir niyetiniz varsa o halde satın alacağınız tablet üzerinde HDMI bağlantısı aramanız gerekiyor. Böylece tabletinizde bulunan uygulama ve video gibi içerikleri televizyonunuza kablo vasıtasıyla aktarabilirsiniz. Elbette veri aktarımını kablosuz olarak yapabilmeniz de mümkün. Bu durumda aramanız gereken bağlantı özelliği DLNA olacak. Ancak yalnızca tabletin DLNA desteği göstermesi yetmiyor, televizyonunuz da bu teknolojiden nasibini almış olmalı. Böylece video, müzik ve fotoğraf gibi veri aktarımlarını tabletinizden televizyonunuza kablosuz olarak yapabilirsiniz.
Kamera performansı
Hazır fotoğraftan bahsetmişken kameraya da değinelim. Tabletlerin pek çoğu gövdesinin hem ön hem arka tarafında kamera bulunduruyor. Elbette bunun yanında yalnızca ön tarafında düşük megapiksel değerine sahip kamera bulunduran tablet modelleri de var ve fiyatları diğerlerine oranla daha düşük seyrediyor. Ön yüzdeki kamerayla yalnızca görüntülü görüşmeler gerçekleştireceğiniz için kalitesi çok mühim değil. Ancak tabletle fotoğraf çekecekseniz arka kamera üzerine yoğunlaşmanız gerekiyor.
Arka kameranın kalitesi yalnızca sunduğu megapiksel değerinde değil, aynı zamanda çekim hızıyla da kendini gösteriyor. Eğer arka kameraya sahip bir tablet alacaksanız, cihazı yakından incelerken kamerasını açıp seri çekimler yapın ve performansını gözlemleyin. Bunun yanında yalnızca fotoğraf değil, video kalitesi de iyi olsun istiyorsanız 720p veya 1080p çözünürlüğünde çekim yapan kameralı tabletleri dikkate almanız iyi olacaktır. Fotoğraf ve video çekimlerini gece veya karanlık ortamlarda da yapacağınızı düşünüyorsanız, o halde kamerasının yanında flaş bulunduran tabletler tam size göre.
Fiyata ilişkin tavsiyeler
Yukarıda bahsettiğimiz adımlar arasında elbette en önemli kriter fiyat. Piyasada çok düşük fiyatlara da, aşırı yüksek fiyatlara da rastlamanız mümkün. Her ikisine yaklaşırken de temkinli olmanızda fayda var. Zira piyasanın ortalamasını, sahip olmak istediğiniz özellikleri taşıyan tabletleri yan yana koyarak kolayca çıkartabilirsiniz. Ancak en temkinli yaklaşmanız gereken tablet türleri, televizyon satış kanallarında sunulan ve her özelliği çok büyük bir artıymış gibi anlatılan tabletler arasında karşımıza çıkıyor. Markasını tanımadığınız ürünlerden kaçınmanız, daha uzun süre kullanım sağlamanız ve bir sorun yaşadığınızda karşınızda muhatap bulmanız açısından önemli. Fakat ismi her ne kadar kulağa yabancı gelse de, aralarında kaliteli ürünlerle ülkemizde yeni yeni yaygınlaşmaya başlamış olan markaları da görebiliyoruz. Arada kaldığınızda marka hakkında internette kısa bir araştırma yapmanız karar almanızda önemli rol oynayacaktır.
Elbette kaliteli ve uzun ömürlü kullanımın yanında çocuğunuzun kullanımı veya boş zamanlarınızı internet ve pek performans gerektirmeyen basit oyunlarla değerlendirmek için de tablet almak isteyebilirsiniz. O halde 200 TL civarındaki cihazlara yönelebilir, getirdikleri karşısında şaşırabileceğiniz gibi bozulduğu zaman da çok üzülmezsiniz. Kullanırken uzun pil ömrü ve işletim sistemi güncelleme gibi özelliklerle karşılaşmayacağınıza da kendinizi hazırlayın elbette. İyi bir kullanım, kaliteli bir malzeme ve güvenirlilik arıyorsanız ise, belli bir miktarı gözden çıkarmanız gerek.