Canan Dağdeviren icatları ile insanlara umut oluyor! Giyilebilir kalp pili ve ultrason cihazını icat etti
İcat ettiği giyilebilir ultrason cihazını uzaya göndererek tekrar gündem olan Dr. Canan Dağdeviren, daha önce de giyilebilir kalp pilinin mucidi olmasıyla herkese ilham vermişti. Dağdeviren, ailesinden ilham alarak geliştirdiği projelerle bilimi insanlara umut kaynağına dönüştürüyor.


Giyilebilir kalp pilinin ve giyilebilir ultrason cihazının mucidi ve Harvard Üniversitesi Genç Akademi üyesi, Massachusetts Institute of Technology'de (MIT) görev yapan Dr. Canan Dağdeviren, ailesinde karşılaştığı sağlık sorunlarından yola çıkarak geliştirdiği projelerle insanlara umut oluyor.
Harvard Genç Akademi’ye seçilen ilk Türk bilim insanı olan Dağdeviren, aynı zamanda MIT Technology Review’in "35 Yaş Altı 35 Yenilikçi" ve Forbes’un "30 Yaş Altı 30 Bilim İnsanı" listelerine adını yazdırarak uluslararası alanda dikkat çekti.
Depremle Değişen Hayat ve Bilime Giden Yol
1999 Gölcük Depremi sonrası ailesiyle birlikte Adana’ya taşınan Dağdeviren, eğitimine burada devam etti ve ÇEAŞ Anadolu Lisesi'nden mezun oldu. Fizik alanında ilerlemeye karar veren Dağdeviren, bu süreçte ailesinden büyük destek gördüğünü vurguladı.
Bilim tutkusu ise küçük yaşta babasının aldığı bir kitaptan ilhamla başladı. Kitaptaki Fransız fizikçi Pierre Curie’ye hayranlık duyması, onun bu alanda ilerlemesinde etkili oldu. Dağdeviren, özellikle annesinin fizik alanındaki desteğinin kendisi için çok kıymetli olduğunu belirtiyor.
Kayıptan Doğan Buluş: Giyilebilir Kalp Pili
Dağdeviren, 28 yaşında kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden dedesinden çok etkilendiğini ifade ederek, "Dedesinin vefat ettiği yaşa gelene kadar kalp hastaları için bir şeyler yapmaya karar verdim" diyor. Tam da 28 yaşındayken, bu amaçla geliştirdiği "giyilebilir kalp pili"ni tamamladı.
Bu yenilikçi cihaz sayesinde "yılın girişimcisi" seçilen
Dağdeviren, buluşunun işleyişini şöyle anlatıyor:
“Kalp ritmi bozuk olan hastalar için kullanılan kalp pilleri
genelde 6-7 yılda bir değiştirilmek zorunda. Oysa benim
geliştirdiğim bu sistemde, kalbin kasılıp gevşemesi ve nefes alıp
verme hareketleriyle doğal bir şekilde elektrik üretiliyor ve bu
enerji kalp piline güç sağlıyor.”
Bilimsel Projelerde Ailenin Rolü
Dağdeviren’in çalışmaları yalnızca kalple sınırlı değil. Ailesinde görülen hastalıklar ve talepler, onun araştırmalarında ilham kaynağı oluyor.
“Pek çok bilim insanı doğadan ilham alır, ben ise ailemin yaşadığı hastalıklardan besleniyorum. Onların ihtiyaçları, benim cihazlarımın çıkış noktası oldu” diyor.
Annesinin kullandığı kremlerin gerçekten işe yarayıp yaramadığını sorması üzerine sadece annesi için değil, cilt hastalıklarıyla mücadele eden herkes için bir cihaz geliştirdiğini belirtiyor. Bu cihaz sayesinde kremlerin cilt üzerindeki etkileri analiz edilebiliyor.
Kanserle Mücadele İçin Yeni Hedefler Belirlemişti
Anneannesi ve teyzesini kanser nedeniyle kaybeden Dağdeviren, 2016'da Anadolu Ajansı'na yaptığı bir açıklamada, bu süreçlerin de bilimsel çalışmalarına yön verdiğini dile getirmişti:
“Anneannemi meme kanseri, teyzemi ise kolon kanseri sebebiyle kaybettik. Bu nedenle meme kanseri tedavisinde kullanılacak bir cihaz ve kolonoskopi sırasında yardımcı olacak bir aparat üzerinde çalışıyorum.”
Giyilebilir Ultrason Cihazı
Dağdeviren, kadın sağlığına yönelik geliştirdiği çığır açıcı bir teknolojiyi de geçtiğimiz günlerde tüm dünyaya tanıttı: Giyilebilir ultrason cihazı. Kamuoyunda "elektronik sütyen" olarak da bilinen bu yenilikçi cihaz, meme kanserinin erken teşhisinde devrim yaratma potansiyeline sahip.
Dağdeviren’in geliştirdiği bu cihaz, kadınların günlük yaşamlarında rahatça kullanabilecekleri bir formda tasarlandı. Bu taşınabilir ve vücuda takılabilir cihaz, cilde doğrudan temas eden küçük ultrasonik sensörler içeriyor. Cihaz, vücudu belirli açılarla tarayarak kanserli dokuların oluşumunu çok erken evrede algılayabiliyor.
Umut Veren Bir Yolculuk
Canan Dağdeviren’in hikayesi, bilim insanı olma yolculuğunda ailesinden aldığı ilhamla, kişisel kayıplarını evrensel çözümlere dönüştürdüğü etkileyici bir başarı öyküsü. Onun projeleri sadece yakınlarını değil, dünyadaki pek çok insanın yaşamına dokunmayı hedefliyor.