Basit ipuçlarıyla başarılı portre çekimleri
Günümüzde dijital fotoğraf makineleri sunduğu pek çok otomatik ayarla çekimlerinizi basitleştiriyor. Ancak bunlar yine de yüksek kalitede fotoğrafları garantilemiyor.
İyi bir portre sadece doğru ayarları seçip deklanşöre basmaktan ibaret değildir. Eğer böyle olsaydı pek çok profesyonel fotoğrafçı işsiz kalırdı. Ancak bu, profesyonel olmayan fotoğrafçıların da birkaç basit ipucu ve püf noktasıyla etkili çekimler yapamayacağı anlamına gelmiyor. Bazen fotoğraflarınızın beğenilmesi minik detaylarda gizli.
KONU: Portreler için standart bir odak aralığı bulunmuyor. Göz
önünde bulundurmanız gereken, lensinizin odak aralığının hangi
etkiyi sağladığı. Genellikle diyafram aralığı sabit kalıp, odak
aralığı düştüğünde netlik artar. Aynı zamanda arka plan da artık
nettir. Doğal fotoğrafların çekimi için 50 mm'lik lensler uygun bir
seçenek çünkü bu lensler insan gözünün görme açısına en yakın
değeri oluşturuyor. 28-35 mm. arasındaki geniş açılı lensler ise,
tüm çevreyi tek bir karede bir araya getirebildiğinden oldukça
çarpıcı sonuçlara imza atıyor. Ancak geniş açılı lenslerde dikkat
etmeniz gereken şu: Eğer çektiğiniz nesneye fazla yakınsanız,
fotoğrafınızda dışbükey bir görünüm oluşuyor. Daha yüksek odak
aralıklarında ise
uzaktaki nesneleri daha kolay çekmeniz mümkün oluyor. Kısık
diyafram kullanımıyla, modelinizin keskin bir arka planın önünde
görüneceğinden emin olabilirsiniz. Ayrıca tele zumlu lenslerin
diğer bir avantajı da, modelinizle arasındaki farkı kapatacak zum
değerlerine sahip olmasıdır.
MODAYA DİKKAT: Belki bu biraz sıra dışı bir tavsiye olacak ama
çekimlerinizde modelinizin tarzına ve çekim konseptine yakışır bir
kıyafet giydiğinden emin olun. Bu seçimlerde de özellikle siyah ya
da beyaz kıyafetlerden mümkün olduğunca kaçının. Siyah çok fazla
detay kaybına neden olacaktır. Beyaz kıyafetler ise pozlama
değerlerinizi genellikle bozar. Karmaşık renklerden kaçınmanız
da fotoğraf makinenizin sensörünün ton değerlerini atamada güçlük
yaşamasının önüne geçecektir. Arka planı gizlemekten
mümkün olduğunca kaçının. İyi bir arka plan için açık diyafram
(daha düşük f/ değeri) ve kısa bir odak aralığı tercih etmeniz
(genellikle 80-120 mm arası) idealdir. Kesinlikle gözlere netleme
yapın.
KALİTELİ SAHNELER: Herkesin hoş bir görünümü vardır. Ancak bazıları bunu zaman zaman açığa çıkartsa da kimileri bu tatlı hallerini gizlemekten yanadır. İşte bu şeker ifadeyi açığa çıkartırken ışık ve gölgelerden olduğu kadar, konum ve kadrajdan da yararlanmasını bilmeniz gerekiyor. Tabii doğru açıyı yakalamak için sık sık konumunuzu değiştirmenizde yarar var. Örneğin modelinizi niye bir merdivene çıkıp üstten çekmeyesiniz ki? Sakin vücut dili de oldukça önemli. Kollarını kavuşturup, röntgen çektirecek gibi duran bir model genellikle istediğiniz sonucu vermez. Ayrıca muhtemelen olduğundan daha şişman da görünecektir.
GÖRÜNÜM KURALLARI: Fotoğraftaki kimi detaylar sandığınızdan çok daha fazla önemli olabiliyor. Örneğin modelinizin konumuna göre gözleri sağa ya da sola doğru bakarken bunlardan biri geçmişe, diğeri geleceğe bakıyormuş izlenimini verebilir. Örneğimizdeki fotoğrafta bu etkiyi sezmeniz mümkün.
KURALLARI YIKIN: En son önemli notumuz şu olacak: Kesinlikle hiçbir kurala uymayın ve hiç akla gelmeyen çekimler deneyin. Ama tabii kuralları yıkma adına da fotoğrafınızı çirkinleştirmeyin.