Rode PodMic USB İnceleme

• Hem XLR hem USB bağlantı seçeneği
• Ses kalitesi
• Kaliteli Pop Filtre
• Malzeme kalitesi
• Mobil cihaz uyumluluğu
• Kullanıcı dostu uygulama
• Önceki modele göre yüksek fiyat

Hepimiz görüyoruz ki video ve ses teknolojilerine olan talep son birkaç yılda büyük ölçüde arttı. Sektörde rakipler çoğaldıkça, dijital içerik üreticilerinin öne çıkabilmesi için standartlarını kesinlikle yükseltmesi gerekiyor. Bu noktada da en önemli şey içeriğin ses kalitesi. Çünkü YouTube videoları, röportajlar, podcast'ler ve yayınlar için ses kalitesi hayati bir önem taşıyor.

Söz konusu karşı tarafa sesi kaliteli olarak aktarmak olduğunda, aklımıza gelen ilk markalardan biri Rode oluyor. Rode, kısa süre içerisinde yayın dünyasındaki yerini oldukça sağlamlaştırdı. Avustralya topraklarında ürettiği mikrofonlar, dünyanın 4 bir yanındaki profesyonel veya amatör yayıncıların en önemli ekipmanlarından biri haline geldi. Böylesine geniş kitlelere yayılan bir başarı elbette tesadüf değil. Çünkü Rode’un ürettiği mikrofonlar hem rekabetçi fiyatlara sahip hem de ses kaliteleri çok iyi.

Bugün ise elimizde markanın dijital içerik üreticiler için yeni çıkardığı Podmic USB mikrofonu var. Aralık 2018'de piyasaya sürülen ikonik PodMic'ten esinlenerek tasarlanan bu mikrofon, çoğu yönden önceki modele benzer şekilde yapılmış. Podmic USB’nin en büyük farkı, adından da anlaşılacağı üzere bir USB-C bağlantı noktasına sahip olması. Tabii bu XLR’ın olmadığı anlamına gelmiyor, bu modelde de XLR bağlantısı mevcut. Ayrıca kendi sesinizi duyabilmeniz için sıfır gecikmeli izleme sağlayan bir kulaklık girişi ve dahili amplifikatörü bulunuyor.

Gövdesi tamamen metalden yapılmış, çok sağlam bir yapıda olduğunu elinize alınca anlıyorsunuz. Mikrofon size görünürde kompakt geliyor olabilir, fakat 900 gram ile boyutuna göre oldukça ağır. Bu yüzden mikrofon standını iyi seçmeniz lazım ki kazalara sebebiyet vermesin.

Mikrofonla birlikte kutuya pop filtre de dahil edilmiş. Üzerinde gördüğünüz bu pop filtre, ses patlamalarını engelleme konusunda gayet iyi iş çıkarıyor ve stüdyo kalitesinde podcast yayını yapmak isteyenlerin işini görecek bir kalitede.  

Alt tarafını çevirdiğimizde, XLR yuvasını görüyoruz. Hemen yanında bir adet USB-C bağlantısı ve bir kulak girişi bulunuyor. XLR yuvasının hemen üzerinde gördüğünüz teker, kulaklığın sesini ayarlamanıza ve üstüne bastığınızda sessize almanıza yarıyor. Fakat kulaklık çıkışını kullanabilmek için mikrofonu bilgisayarınıza USB-C üzerinden bağlamanız gerekiyor. Neden derseniz; bilgisayarınız bunu bir ses çıkışı olarak algılıyor ve bu sayede hem bilgisayarınızdaki sesleri duyabiliyor hem de aynı anda mikrofonda izleme yapabiliyorsunuz.

USB-C demişken, kabloyu bilgisayara taktığınız anda bilgisayar mikrofonu algılıyor ve kullanıma hazır hale getiriyor. Çalıştırmak için herhangi bir yazılıma gerek olmasa da daha detaylı ayarlar yapmak için mecbur uygulamasını yüklemek gerekiyor. Uygulama tarafında Rode oldukça fazla seçenek sunuyor. Rode Central, Connect, UNIFY veya Capture gibi birçok seçenek mevcut. Ancak hepsinin kullanım alanı farklı sayılır. Deneyimlerimize göre söylersek, Rode Central uygulaması özelleştirme açısından en rahat kullanımı vadediyor.

Rode Central’ı açtığımızda gayet sade bir arayüz karşılıyor bizi. Audio Setup kısmına tıkladığımızda önümüze birkaç seçenek çıkıyor. Sol taraftan kolayca “Gain” ayarını azaltıp çoğaltabiliyoruz. “Processing” alanında ise 3 farklı ayar tekerleği var. Buradaki ayarları fare yardımıyla basitçe değiştirebilmek mümkün olduğu gibi, “Advanced” kısmından daha ayrıntılı bir şekilde tercihinize göre özelleştirmek de mümkün. Tabii burası biraz karışık; içine girdiğinizde ses terimlerine hakim olmanız şart. Yoksa Advanced modundan çıkıp istediğiniz bas, tiz veya derinlik gibi ayarları yapmak daha kolay oluyor. Bunun yanı sıra Rode USB’yi iOS veya Android cihazlarınızla da kullanabiliyorsunuz. Aynı şekilde Rode Central uygulaması mobil cihazlarda da mevcut. Yalnız bu tarafa Advanced modu dahil edilmemiş, sadece ses ayarı ve bas, tiz ve derinlik ayarı var.

Şimdi, gelelim en önemli meseleye; ses performansına. Burada önemli olan tek şey sadece sesin netliği değil tabii ki. Mikrofonun çevresel gürültüleri ne derece etkili engelleyebildiği de büyük önem arz ediyor.

Podmic USB, yüksek hassasiyeti sayesinde net ve berrak sesler üretmeyi başarıyor. Zaten ses kalitesi bakımından orijinal Podmic’ın ne kadar başarılı olduğunu biliyoruz, burada da aynı kalite devam ettirilmiş.

Kendisi kardioid desene sahip dinamik bir mikrofon. Bu yüzden en iyi sesi verebilmek için yakınında durmanız gerekiyor. Gürültüyü engelleme konusunda oldukça başarılı olan dinamik mikrofonlar, stüdyoda kullanılmadığında bile her koşulda iyi ses verebiliyor. Çoğumuz akustik olarak uygun alanlarda yaşamadığı için, tercih edebileceğiniz en iyi mikrofonlar bunlar diyebiliriz. Kardioid desen ne anlama geliyor deseniz de; basitçe mikrofon sadece baktığı yönden sesi alıyor. Diğer yönlerden gelen sesler engelleniyor.

Sonuç

Evet, etraflıca incelediğimizde Rode kalitesiyle yine bizleri şaşırtmadı. Orijinal versiyonun hem iyi yanlarını korumuş hem de USB bağlantısının rahatlığıyla kullanıma yepyeni bir boyut kazandırmış. Tabii fiyat olarak orijinaliyle arasında 3 bin lira civarı bir fark söz konusu. Bu farkı vermeye değer mi kararı size bırakıyoruz.

Eğer dijital içerik üretimine yeni başladıysanız, büyük ihtimalle tasarruflu davranarak hemen bir ses kartı almak istemeyeceksiniz. Dolayısıyla USB’den bağlanan bir mikrofon sizin için en ideal seçeneklerden biri olacak. Üstelik ileride bir ses kartı alırsanız, mikrofonun üzerindeki XLR bağlantısı sayesinde mikrofonu yenilemeye gerek kalmadan daha kaliteli kayıtlar alabilmeniz de bir artı.

Şu anda Podmic USB’yi internette en ucuz 7 bin 48 TL’ye bulabildik. Elbette bu video yayınlanana kadar her şey değişebilir, siz yine bir kontrol edebilirseniz daha sağlıklı olur.