BackBeat Sense'i inceliyoruz.
Plantronics'in yeni kulaklığı BackBeat Sense'i inceliyoruz.
- Konforlu tasarım
- Kaliteli malzeme ve işçilik
- Vokal sesler gayet güzel
- Taşıma kılıfı
- Kullanımı kolay
- Uygun pil ömrü
- Smart Sensor
- Derin baslarda ses kalitesi
- Dış ortamda sesli görüşme yaparken gürültü alabiliyor
Plantronics, son zamanlarda sunduğu yeni kulaklıklarıyla isminden sık bahsettirir oldu. Daha önce farklı modellerini de inceleme şansı bulduğumuz Plantronics'ten bu defa ofisimize BackBeat Sense modeli geldi. 2014 yılında piyasaya çıkan BackBeat Pro ile dikkat çekici bir modele imza atan Plantronics, bu defa da yine o modeldeki tasarım ve işçilik çizgisini koruyan, ancak daha ince detaylara sahip bir model yaratmış.
Tasarım
Tasarımıyla oldukça şık duran BackBeat Sense, konforlu bir yapıya sahip. Gerek kulak yastıkları üzerindeki malzeme, gerek kafa bandı altında yer alan yumuşak zemin çok rahat bir kullanım sağlıyor. İnce bir taca sahip olan BackBeat Sense, zaten ince olduğu kadar da hafif. Yalnızca 140 gram ağırlığında olan kulaklık, çok kolay kullanılıyor.
Biz kulaklığı incelerken hem mobil ortamda hem masa başında uzun süre kullanma şansı bulduk. Dış kullanımlarda tasarımıyla çok şık duran kulaklık, masa başı kullanımlarda da konfor sağlıyor. Fakat şunu da söylemek gerek: Yaklaşık 3 – 4 saatlik kullanım sonrasında biraz rahatsız olmanız olası. Ancak bu yalnızca BackBeat Sense'e özel bir durum değil; o kadar uzun süre kullanılan her kulaklık, kulakları rahatsız edecektir. O nedenle bunu Sense için bir eksi puan olarak görmüyoruz.
Konfor ve kullanım
BackBeat Sense'in kutu içeriğinde ek bir kablo ve taşıma çantası bulunuyor. Bunlarla beraber takımı tamamlayan Plantronics, BackBeat Sense'te Bluetooth desteği sağlıyor. Yani bu kulaklığı ister Bluetooth yoluyla cep telefonu veya tabletinizle kullanabilir, isterseniz masa başındayken de bilgisayarınıza kablo yoluyla bağlayarak müzik dinlemeyi sürdürebilirsiniz.
Bluetooth yoluyla kolayca bağlanan kulaklık, sonrasında hem müzik hem cep telefonu çağrıları için tüm kontrolü kulak üniteleri üzerinde toplamış. Sağ kulak ünitesi üzerine dokunarak çağrıları cevaplayabiliyor, sol yüzden ise şarkılar arası geçişi ve Play / Pause kontrolünü sağlıyorsunuz. Sesi açıp kapatmak içinse ünitenin etrafına yerleştirilmiş olan tekerleği ileri geri çekmeniz yeterli.
BackBeat Sense'de, daha önce farklı Plantronics modellerinde de karşılaştığımız Smart Sensor özelliği yer alıyor. Bu özellik sayesinde kulaklığı kulağınızdan kaldırdığınızda müzik kesiliyor, tekrar kulağınıza oturttuğunuzda kaldığı yerden devam ediyor. Bu güzel özellik, hem şarkının boşta çalarak çevreyi rahatsız etmesini engelliyor, hem de şarj korumasına yardımcı oluyor.
Başarılı özellikler
BackBeat Sense'i aktif hale getirmek için sağ kulak ünitesi üzerindeki anahtarı kaldırmanız yeterli oluyor. Cihazı şarj etmek için yine aynı ünitenin altında bir microUSB bağlantısı da yer alıyor. Bu noktada kulaklığın yaklaşık 2.5 saatte şarj olduğunu da söyleyelim. Yaklaşık 18 saate kadar da pil ömrü sunan kulaklık, 21 güne kadar da bekleme süresinin sahibi. Bu değerlerle pil ömrünün gayet uygun olduğunu söylemek lazım.
BackBeat Sense'in bir başka özelliği ise üzerinde bir mikrofon bulundurmasına dayanıyor. Müzik dinlerken bir an çevrede neler olup bittiğini duymak isterseniz, kulaklığı çıkartmadan sol kulak ünitesinin altında yer alan kırmızı butona basarak mikrofonu aktif hale getirebiliyor ve çevre seslerini duyabiliyorsunuz.
Performans
BackBeat Sense'i performans açısından da değerlendirelim. Kulaklığı kullandığımız süre boyunca pek çok farklı türde müzik dinleme şansı bulduk. Açıkçası kulaklığın derin baslar konusunda hayal kırıklığı yarattığını söylemek lazım. Fakat tizler ve özellikle vokaller mükemmel. Metalik ve elektronik tonlarda gayet net ses aldığımız kulaklık, bu anlamda genel performansıyla tatmin edici bir grafik çiziyor. Ancak dinlediğiniz müzikte baslar yüksek ve bunun yanında ses seviyeniz de tepedeyse, o zaman performansın düştüğünü gözlemleyebilirsiniz. Bu nedenle bu senaryoda dengeli bir kullanım şart.
BackBeat Sense'in çağrı kalitesi ise gayet başarılı. Kulaklıkla telefon görüşmelerinizi rahatlıkla yapabiliyorsunuz. İç mekanlarda daha yüksek hassasiyet gösteren kulaklık, dış kullanımlarda da nispeten başarılı. Fakat çevre gürültüsünün yoğun olduğu noktalarda kayıpsız bir görüşme için uygun olmadığının da altını çizelim. Çevre gürültülerini görüşmelerinize büyük ölçüde yansıtabiliyor.
Özetle
Kullandığımız süre boyunca BackBeat Sense'ten hayli memnun kaldık. Konforlu kullanımı ve kaliteli yapısıyla gayet şık ve kullanıcı dostu olan kulaklık, mobilde kullanmak üzere şık bir kulaklık seti arayanlar tarafından beğenilebilir. Pil ömrü noktasında uzun kullanımları desteklemesiyle başarısını arttıran BackBeat Sense, hafifliği, rahatlığı ve ses performansıyla da tatmin edici. Ancak yoğun baslar altında ezildiğini de söylememizde yarar var. Buna göre dengeli kullanmak gerekiyor.
BackBeat Sense'in fiyatı ise 550 TL civarında.
Kimler Almalı
BackBeat Sense, özellikle mobil kullanımlara uygun, başarılı bir kulaklık seti olarak dikkat çekiyor. Bu anlamda mobil kullanıcılar tarafından daha fazla rağbet göreceği aşikar.
Alternatifleri
BackBeat Sense'e alternatif olarak daha fazla tasarım odaklı bir kulaklık arayanlar Marley Exodus Harvest'i tercih edebilirler.