Monster Semruk S7 V9.2.3 İnceleme
Monster’ın hem oyunlar hem de profesyonel çalışmalar için ürettiği Monster Semruk S7 V9.2.3 Core i9 işlemcisi, NVIDIA GeForce RTX 4070 ekran kartı ve geniş depolama seçenekleriyle üst klasmanda yer alıyor. Peki, gerçek hayatta da kâğıt üzerinde olduğu kadar güçlü mü?
- Güçlü donanım
- Oyun performansı
- Yüksek depolama alanı
- 240 Hz Ekran
- Bağlantı noktaları
- Soğutma performansı
- SteelSeries klavye
- Özelleştirilebilir RGB seçenekleri
- Ses kalitesi
- Yüksek fan sesi
Bildiğiniz gibi Monster Notebook’un ürün yelpazesi fazlasıyla geniş. Oyun bilgisayarlarından iş istasyonlarına, oyuncu monitörlerinden daha hafif günlük notebook’lara ve Pusat markası altında topladığı oyuncu aksesuarlarına kadar kadar birçok ürünü var. Ancak Monster Notebook dendiğinde birçoğumuzun aklına pek tabii o “Canavar” adını almasına sebep oyun bilgisayarları geliyor. Bugüne kadar çoğu kez bu aileden Tulpar ve Abra oyun bilgisayarlarını sizlerle inceledik. Ancak Monster’ın oyun bilgisayarı serisi Tulpar ve Abra ile sınırlı değil; Semruk adında bir başka serisi de var ki, “Canavar” adını sonuna kadar hak ediyor. Sebebiyse Monster’ın ürün ailesi içerisinde en yüksek güç ve performans bu serideki bilgisayarlara ait; en azından Monster’ın iddiası bu. Peki, Monster Notebook’un bu iddiası ne kadar doğru; bugün bu sorunun cevabını masamızdaki Monster Semruk S7 V9.2.3 üzerinden arayacağız.
Monster Semruk S7 V9.2.3 Teknik Özellikleri Neler ve Performansı Nasıl?
Monster’ın amiral gemisi olarak adlandırabileceğimiz bu serisini aslında sadece oyun odaklı düşünmemek lazım. Zira oyunlarda olduğu kadar grafik tasarımda, siber güvenlikte, video düzenleme ve post prodüksiyonda, sinema sektöründe, mimarlık ve mühendislik uygulamalarında de yüksek işlem gücüne ve sağlam bir grafik kartına ihtiyaç var. O yüzden Semruk için hem oyun hem de profesyonel düzeyde iş bilgisayarı diyebiliriz.
Elimizdeki Semruk S7 ise bu ihtiyaçların hepsini karşılayabilecek donanımda. Öncelikle Semruk S7’nin içerisinde ilk başta konuşulması gereken bileşen NVIDIA GeForce RTX 4070 ekran kartı. Az önce bahsettiğimiz çalışma şekillerine de oyunlara da hayat veren asıl bileşenin bu olduğunu söylemek lazım. Özellikle NVIDIA’nın RTX teknolojisi hayatımıza girdiğinden beri oyun dünyası epey değişti. Artık oyunlardaki karakter modellemelerinden çevre detaylarına kadar her şey daha gerçekçi görünüyor. Bunun sebebiyse Ray Tracing denilen “Işın İzleme” teknolojisi. Bu teknoloji, oyunlarda fotorealistik grafikler için en önemli öğeler olan ışık, global aydınlatma, ışık saçan dokular ve gölge, yansıma ve çevresel perdeleme gibi ışığın hareketleri sonucu ortaya çıkan efektler gerçeğe çok daha yakın bir şekilde oyun dünyası içerisinde oluşturulan sanal ışınlar izlenilerek hesaplanıyor. Yani ışık ve ışık kaynaklı efektler simüle edilmiş oluyor ve karşımıza çok daha gerçekçi grafikler çıkıyor.
RTX ekran kartlarının bir diğer avantajı da DLSS. Açılımı Derin Öğrenme Süper Örnekleme olan NVDIA tarafından geliştirilen bu teknoloji ise, orijinal düşük çözünürlüklü görüntünün daha yüksek çözünürlüklü bir görüntüsüne benzeyen bir görüntü üretmek için Derin Öğrenme tekniklerini kullanıyor. Daha basit olarak; yapay zeka yardımıyla ekran kartına yük olmadan düşük çözünürlüğü, yüksek çözünürlüklü görüntülere dönüştüren bir teknoloji olduğunu söyleyebiliriz. Hatta yakın dönemde DLSS’in 3.5 sürümüne güncellenmesiyle beraber bu teknoloji daha da etikleyici bir hal aldı. Zira Ray Reconstruction ile desteklenen DLSS 3.5, daha az lekelenme ve çok daha yumuşak gradyanlara sahip grafikler sunabiliyor. Ayrıca performansı artırma konusunda da oldukça başarılı. Örneğin Cyberpunk 2077’de, doğal 4K DLSS kapalı görüntülemeye kıyasla kare hızını toplamda 5 kata kadar artırıyor.
Tabii RTX’in faydaları bunlarla sınırlı değil. Eğer sadece oyun oynamıyor bir de oyun yayını yapıyorsanız, gücünü yapay zekadan alan NVIDIA Broadcast özelliği bir hayli işinize yarayacaktır diye düşünüyoruz. Özellikle sanal arka plan oluşturma, otomatik çerçeveleme ve mikrofonda parazitlenmeyi önleme tekniği oyun oynarken yayın yapanların fazlasıyla işine yarayacak şeyler.
Bunların dışında Monster’ın Semruk S7’de kullandığı RTX 4070’in 140 Watt’lık olduğunu ayrıca belirtmek gerekiyor. Buradaki 140 Watt detayı önemli; zira bu değer ne kadar yüksek olursa oyunlardan alacağınız performans da aynı oranda yüksek oluyor. Basitçe anlatmak gerekirse, Watt’ı benzin gibi düşünebilirsiniz. Motorun benzini tüketmesine ne kadar izin verirseniz o kadar performanslı çalışır. Ekran kartları için de durum böyle; yüksek Watt’lara çıkıldıkça performans artıyor. Ancak burada elzem olan ekran kartının düzgün soğutulması, yoksa fazla güç harcamaktan başka bir işe yaramaz tabii. Semruk S7 ise bu konuda oldukça yetenekli.
İçerisindeki 2 adet fan ve 6 soğutma borusuyla birlikte gayet serin bir performans gösteriyor. Ancak bilgisayarın oyunlarda veya yoğun güç gerektiren işlemlerde takdir edersiniz ki biraz sesli çalıştığını da söylemek lazım. Ancak oyuncular da çoğunlukla oyunun atmosferine girmek için kulaklık kullandığından bunda büyük bir problem yok. Elbette bu sadece Monster’la alakalı bir durum da değil. Yüksek donanımlı oyun notebook’larının çoğu, alanlarının dar olmasından kaynaklı aynı sorunu yaşıyor. Dolayısıyla sessiz ama ısınan bir notebook yerine böylesi çok daha iyi diyebiliriz. Bu arada hazır işlemci ve ekran kartından bahsediyorken, Semruk S7’nin MUX Switch teknolojisine sahip olduğunu da ekleyelim. Bu teknoloji de ne anlama geliyor bu derseniz; MUX Switch teknolojisi, işlemcinin tükettiği gücün bir kısmını ekran kartına aktarmaya yarıyor. Yani bu da demek oluyor ki aynı özellikteki bilgisayarlarla karşılaştırıldığında oyunlarda daha yüksek FPS’ler görebilmek mümkün.
Şimdi ekran kartı bu kadar yetenekli olunca, haliyle yanına güzel de bir işlemci lazım. Monster’ın bu tarafta tercihi Intel’in en üst düzey mobil işlemcilerinden biri olan Intel Core i9-13950HX’ten yana olmuş. Kendisi 8 performans, 16 verimlilik çekirdeği ve 32 iş parçacığına sahip, dolu dolu bir paket. Toplamda 24 çekirdeği bulunan bu işlemci, tek çekirdekte 5.50 GHz’e kadar saat hızına ulaşabiliyor. Yani hem oyunlar hem de yüksek performans gerektiren işler için fazlasıyla yeterli.
Diğer taraftan Monster, hem RAM hem SSD konusunda da bonkör davranmış. Bu bilgisayarın içerisinde 5200 MHz hızında çalışan 2 adet 32 GB DDR5 bellek bulunuyor. 64 GB şu an için fazla fazla yeterli olduğu gibi ileriye dönük düşünüldüğünde de yıllarca yetebilecek düzeyde. Eğer 64 GB benim için fazla derseniz, satın alırken 2 adet 16 GB RAM de seçebiliyorsunuz. Monster Notebook internet sitesinden satın alım noktasında çeşitli ekleme çıkarmaları yapabilirsiniz. Bilgisayarda SSD olarak ise her şeyi rahatlıkla sığdırabileceğiniz 2 TB’lık SOLIDIGM P41 PLUS M.2 SSD tercih edilmiş. Yalnız 1 TB olarak ayrı ayrı değil, tek bir SSD var. İhtiyacınız olursa diye diğer M.2 slotu boşta bırakılmış. Yani buraya da bir ekleme yapabilirsiniz.
Buraya kadar bakıldığında kâğıt üzerinde her şey mükemmel. Ancak bizim için önemli olan bilgisayarın gerçek hayattaki performansı. Bu yüzden sistemleri zorlayacak RTX destekli oyunlardan günümüzün popüler rekabetçi oyunlarına kadar birçok test gerçekleştirdik.
Öncelikle testimizin ilk durağı, The Game Awards’ta yılın oyununa aday olarak gösterilen Resident Evil 4 Remake. Sonuçlara baktığımızda, grafik ayarlarının neredeyse hepsi en yüksekte ve Ray Tracing normal ayardayken aldığımız fps ortalama 80-90 arası. Tabii yer yer 100’lere de çıktığı oluyor, ancak gözle görülür bir fark yok. Bilgisayarı biraz daha zorlamak için Ray Tracing ayarını yükseğe çektiğimizdeyse değişen pek bir şey olmuyor; 70-80 arası bir fps ile karşılaşıyoruz. Bu arada Resident Evil 4’te DLSS desteği olmadığını da belirtelim, buna rağmen gayet akıcı şekilde oynanabiliyor.
Peki, işler DLSS tarafında nasıl? Bu noktada bir sonraki durağımız kimilerinin çok sevdiği, kimilerininse bir kere girip sonrasında bug’lardan dolayı bir daha uğramadığı Cyberpunk 2077. Neyse ki bu sorunların hepsi artık giderilmiş durumda ve oyunda DLSS 3.5 desteği de bulunduğundan performans anlamında daha iyi sonuçlar elde edebiliyoruz. DLSS ayarını performansa çektiğimizde aldığımız 110-120 arası fps değeri de bunu kanıtlıyor. Öte yandan DLSS’i kalite moduna aldığımızda 70-80 arası bir fps görüyoruz. Bu bağlamda Cyberpunk 2077 de testimizi başarıyla geçiyor.
Sonraki oyunumuz geçtiğimiz sene PC oyuncularıyla buluşarak büyük beğeni toplayan Marvel's Spider-Man: Miles Morales. DLSS Kalite modunda ve Frame Generation gibi tüm özellikler açıkken 80-90 fps elde ettiğimiz oyun, DLSS’i ultra performansa çektiğimizde 100-110 fps arası akıcı bir performans gösteriyor.
Sırada Potterhead’lerin sene başında nihayet kavuştuğu Hogwarts Legacy var. Aynı şekilde DLSS desteğine sahip oyun, kapalı alanlarda kalite modundayken 90 fps, performans modundayken 120-130 arası fps değerlerini rahatlıkla görüyor. Kapalı alanlardan açık alanlara çıktığımızda ise 5-10 fps bir oynama söz konusu. Kısacası Semruk S7’nin, hangi oyun olursa olsun her koşulda akıcı bir performans sağlamayı başardığını söyleyebiliriz.
Elbette DLSS 3.5 desteğiyle fark yaratan Alan Wake 2 de incelediğimiz önemli oyunlardan biri. Monster Semruk S7 V9.2.3, Alan Wake 2'de de gayet akıcı bir performans gösterirken, RTX ve DLSS 3.5 ile renklerin canlılığı oyun keyfini artırıyor.
Son olarak sırada rekabetçi oyunlardan vazgeçemeyen oyuncular için gerçekleştirdiğimiz Counter Strike 2 ve Valorant testleri var. Counter Strike 2 tarafına baktığımızda tüm ayarlar en yüksekte 110-120 fps arası, düşükte de 250-260 arası kare hızlarıyla karşılaşıyoruz. Elbette kimse böyle rekabetçi oyunlarda ayarları en yüksekte çekmediği için, optimize edildiği takdirde kare hızının 250’den aşağı düşmeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Valorant cephesinde ise karşılaştığımız manzara çok daha güzel. Zira tüm ayarlar en yüksekteyken fps 300’den aşağı düşmüyor. Dolayısıyla diğer ayarlara bakma gereksinimi duymadık bile.
Oyunları bir kenara bırakırsak, başta da söylediğimiz gibi bu notebook yalnızca oyuncuların değil, profesyonel düzeyde iş yapmak isteyenler için de güçlü bir seçenek. En basitinden, ekran kartında bulunan tensör çekirdekleri sayesinde yapay zeka işlemleri hızlandırılabiliyor. Özellikle bizim gibi video edit ve render işleriyle uğraşanlar için tam aranan cihaz diyebiliriz. RTX ekran kartı olmayan bir bilgisayarla karşılaştırdığımızda, 4K olarak aldığımız çıktıların render sürelerindeki fark epey fazla. Öte yandan teknik donanımlar ve ekranının 17 inç boyutunda olması, her şeyi çok daha güzel hale getiriyor.
Şimdi Semruk S7’yi profesyonel düzeyde iş amaçlı kullanacaksanız, muhtemelen yanınızda her yere götürmeniz gerekecek. Dolayısıyla uçakta yolculuk ederken bile işinizi halledebilmeniz lazım. Ancak bildiğiniz gibi dizüstü bilgisayarların pil kapasitelerinin yasal bir sınırı var. Bu sınır aşıldığında ne yazık ki bilgisayarı kabine sokamıyorsunuz. Semruk S7 ise 99,9 Whr yasal uçuş sınırına uygun bir pil kapasitesine sahip. Yani yolculuklarınız sırasında yanınıza almanızda bir sakınca yok. Bununla birlikte pil süresi bir oyun bilgisayarından beklediğimiz şekilde. Oyun oynadığınız takdirde yaklaşık 1.5 – 2 saat içinde tamamen boşalıyor -ki en iyi performans için her zaman prizde kullanmanız gerektiğini her zaman söylüyoruz. O yüzden bu noktada her şey normal görünüyor.
Teknik tarafta değinmemiz gereken son şey ise Semruk S7’nin sahip olduğu kablosuz ağ gücü. Zira Killer Wi-Fi 6E üzerinden 5 GHz ve 6 GHz kullanarak toplamda 5.5Gb/s gibi yüksek hızlara çıkabiliyor. Kapsama alanı da bir hayli geniş, test ettiğimizde modeme uzak noktalardan dahi hızda azalma olmadı ve gecikme süreleri oldukça iyiydi.
Monster Semruk S7 V9.2.3 Ekran Özellikleri Neler?
Evet, Semruk S7’nin gücü ortada. Ancak bu güç tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. Sonuçta ne kadar stabil ve sorunsuz bir oyun deneyimi yaşasak da karşımızda bir çıktı var. Ve bu çıktıyı en doğru ve en net şekilde görmek istiyoruz. Dolayısıyla ekran kalitesi en mühim konulardan biri.
Semruk S7’nin 17 inçlik dev ekranıysa bu konuda kesinlikle üzmüyor. 2560x1600 QHD çözünürlüğündeki ekranda IPS bir panel kullanılmış. Sunduğu renkler canlı ve keskinlik seviyesi yüksek. Ayrıca ekranda kullanılan mat yüzey parlamayı engellediğinden, her türlü ışık koşulu altında görünürlükte herhangi bir sorun yok.
Diğer taraftan ekran, rekabetçi oyunlardan vazgeçemeyenler için 240 Hz yenileme hızıyla birlikte geliyor. Tabii bu sadece rekabetçi oyunlar özelinde değil, çoğu oyun için muazzam bir seviye. Özellikle bizim gibi görsel tasarımı güçlü indie oyunlardan hoşlanıyorsanız akıcılığın verdiği keyif apayrı oluyor.
Monster Semruk S7 V9.2.3 Tasarım Detayları
Son olarak, Semruk S7’nin tasarım anlamında oldukça dikkat çekici durduğunu söylemek lazım. Öncelikle ön taraftaki boydan boya uzanan RGB şerit gerçekten hoş bir detay olmuş. Aynı şekilde kapaktaki Monster logosu ve klavye de RGB aydınlatmalı. Üstelik SteelSeries GG uygulaması üzerinden her birinin renklerini değiştirebilmek veya efekt verebilmek mümkün.
Semruk S7’nin klavyesi standart notebook klavyeleri gibi değil; üzerindeki klavye SteelSeries’e ait. Zaten ilk dokunduğunuzda farkı hissediyorsunuz. Tuşların sesi de verdiği hissiyat da güzel. Böylece notebook, bu alanda da bize farklılık gösteriyor.
Bununla birlikte klavyenin sağ ve solundaki 2 adet hoparlör ve 4 adet woofer’dan oluşan ses sistemi, DTS teknolojisiyle birlikte iyi bir iş ortaya çıkarıyor. 48 KHz örnekleme hızındaki hoparlörler, kalite anlamında net ve berrak bir sese sahip. Ayrıca ses seviyesi de epey yüksek. Eğer yüksek seste oyun oynamaktan hoşlanıyorsanız, fan seslerini bastırmak için birebir diyebiliriz.
Söz konusu bağlantı noktaları olduğunda ise Semruk S7 ihtiyaç duyacağınız her şeyi barındırıyor. Sol tarafta hızlı veri aktarımı için Thunderbolt 4 destekli bir USB-C, SD kart okuyucu ve 3,5 mm’lik mikrofon girişi yer alırken, sağ tarafta biri USB-C, ikisi USB-A olmak üzere 3giriş bulunuyor. Arka kısımdaysa ekstra bir USB-A dışında HDMI ve Ethernet portu gibi standart girişler var.
Sonuç
Evet, yavaştan toparlamak gerekirse, Semruk S7 dolu dolu bir oyun notebook’u olmuş. Performansına diyecek yok; işlemcisinden ekran kartına kadar her şey en üst düzeyde. Bununla birlikte 64 GB RAM ve 2 TB’lık geniş depolama alanı da tuzu biberi oluyor. 17 inç ekran desek zaten oyun için en ideal boyutlardan biri. Üstelik tüm bunların yanında Monster, ömür boyu ücretsiz bakım ve ilk 15 gün içinde koşulsuz iade garantisi veriyor. Bu ömür boyu ücretsiz bakımın içerisine klavye, ekran ve fan temizliğinden termal macun değişimine kadar her şey dahil. Dolayısıyla bakımları düzenli yaptırdığınız takdirde daha uzun ömürlü ve performanslı bir cihaza sahip olmuş oluyorsunuz. Ek olarak Monster, ilk 30 gün içinde ekranda 1 adet dahi ölü piksel çıksa birebir panel değişimi yapıyor. Siz yine de karar vermeden önce Monster Notenook’un internet sitesine girip dijital mağaza üzerinden müşteri temsilcisiyle online olarak konuşursanız daha iyi olur. Sonuçta vereceğiniz para az değil ve aklınıza takılan tüm soruları sormanız lazım. Sizin için aşağıya link de bırakıyoruz, oradan ürünün detaylarına ulaşabilirsiniz.
Monster Semruk S7 V9.2.3 Hakkında Daha Fazla Bilgi İçin: https://www.monsternotebook.com.tr/semruk/monster-semruk-s7-v9-2-3/