Yeni bir dizüstü alırken nelere dikkat etmeli
İhtiyaçlarınızı karşılayabilecek yeni bir dizüstü almayı düşünüyorsanız tavsiyelerimize bir göz atın
Dizüstü bilgisayarlar günden güne daha da popüler hale geliyor. İster kişisel kullanım için, ister iş için olsun masaüstü bilgisayarların yerine tercih edenlerin sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Değişen teknoloji ve alışkanlıklar insanları mobil hayata daha çok yönlendiriyor. Buna karşın sadece bir dizüstü bilgisayar satın almak etkin bir şekilde mobil hayata sahip olmak anlamına da gelmiyor.
Rekabetin de etkisiyle elektronik ürün satan pek çok mağaza düşük fiyatlar ve kampanyalarla kullanıcılara dizüstü satın alma şansı sunuyor. Ancak tam da bu noktada kullanıcılar adına dikkate alınması gereken bazı önemli noktalar söz konusu. Her düşük fiyatlı dizüstü, kaliteli donanıma sahip olmayabilir. İhtiyaçlarınızı karşılayabilecek yeni bir dizüstü almayı düşünüyorsanız sizler için derlediğimiz 10 temel kritere göz atmanızda fayda var.
İşletim sistemi
Piyasada satılan pek çok bilgisayar ön yüklemeli işletim
sistemleriyle geliyor. Bunların çoğunda da Microsoft'un
Windows XP Home ve Vista Home
Basic sürümleri yer alıyor. İlk başta bu bir problem
olarak görülmeyebilir. Hatta fiyat açısından uygun da gelebilir.
Eğer ofis programları kullanıp internette dolanmaya ve sadece
e-posta alıp göndermeye niyetliyseniz neden daha pahalı olan
sürümlere para ödeyesiniz ki?
Fakat şu da var ki pek çok şirket veya kullanıcı Microsoft'un daha donanımlı işletim sistemlerine (üst sürümlere) gerçekten ihtiyaç duyuyor olabilir. Bunun adına ister geniş kapsamlı bir ağ, isterseniz de daha yoğun kullanılacak multimedya uygulamaları deyin, her şekilde üst sürümler sizin kullanım alanınıza göre çeşitli artı yönlere sahipler. Dolayısıyla önce dizüstü bilgisayarınızla ne yapmak istediğinize karar vermekle işe başlamalısınız. Ardından bu ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir işletim sistemi seçmelisiniz.
İşlemci seçimi
Reklamlarda yer alan ve fiyatıyla ilgimizi çeken çoğu dizüstü modeli kuvvetli bir işlemciye sahip değil. Yani sadece fiyata aldanarak o bilgisayara yönelmek doğru bir adım olmayacaktır. Mümkün olduğu kadar ve bütçeniz el verdiği ölçüde yeni işlemcilere yönelmenizde fayda var.
Intel'in Core 2 Duo veya AMD'nin Dual Core işlemcileri ihtiyaçlarınızı fazlasıyla karşılayabilecek seviyelerde. İşlem gücünün yanında daha az enerji tüketiyor olmaları da dizüstünün pil ömrünü uzatacak bir etken. Ayrıca Pentium seviyesindeki işlemcilere oranla daha az ısındıkları da bir gerçek. 2.0 GHz ve üzeri bir işlemci yüksek ihtimalle birkaç yıllık ihtiyaçlarınızı karşılamaya yetecektir. Yeni işlemciler hakkında Chip dergisinde dönem dönem yapılan inceleme, karşılaştırma ve testleri gözden geçirmenizde de fayda var.
Ne kadar RAM yeterli?
Piyasada Vista'ya uygun diye raflarda yer alan dizüstü bilgisayarların çoğu yine fiyat kaygılarıyla 1 GB'lık belleğe sahip olacak şekilde satışa sunuluyor. Aslında 1 GB hafıza tüm Windows XP sürümleriyle gayet iyi performans gösterecektir. Hatta Vista'da da uzun soluklu kullanılabilir. Ancak Vista'yı performanslı ve layıkıyla kullanmak için yeterli sayılmaz. Eğer bilgisayarınızda birden fazla uygulamayı aynı anda çalıştırıyorsanız (mesela Photoshop, Flash ve Dreamweaver gibi) tavsiyemiz en az 2 GB hafızaya sahip bir modele yönelmeniz yönünde olacaktır.
Çoğu kullanıcı kendisini ileri düzey (power user) olarak görmeyebilir ve daha az hafızayı yeterli bulabilir. Ancak internette e-postalarını kontrol ettiği sırada ofis belgeleriyle çalışan ve aynı zamanda müzik dinleyen birisi için standart kullanıcı profilinde diyebiliriz. Hatta bu "ortalama" kullanıcı, dijital fotoğraflarını bir grafik programında düzenleyip bilgisayarında oyun oynuyor da olabilir. Tüm bu işlemler için yine tavsiyemiz en az 2 GB hafıza olacaktır.
Ekran kartını seçerken
Görüntü performansı dizüstü bilgisayarlarının adı kötüye çıkmış en belalı özelliğidir. Gittikçe ucuzlayan fiyatları sayesinde 500$ seviyesine de dizüstü bulmak mümkün. Ve maalesef fiyat olarak çok avantajlı görünseler de bu modeller çoğu zaman görüntü kaliteleri açısından pek tatmin edici sayılmazlar.
Özellikle Vista ile birlikte işletim sistemi, ekran kartının sistem kaynaklarını daha da zorlayan uygulamalar içermeye başladı. Aero arayüzü, Flip 3D teknolojisi veya yarı saydam pencereleri buna örnek verebiliriz. XP'de ise yine üç boyutlu mühendislik gerektiren uygulamalar ve özellikle de oyun bilgisayarlarında kaliteli ekran kartlarına ihtiyaç duyuluyor.
Seçiminizi yaparken ekran kartınızın da en az 256 MB hafızaya sahip olmasına dikkat edin. Video uygulamaları, oyunlar veya üç boyutlu grafiklerle işiniz varsa tercihiniz 512 MB seviyelerinde olmalı. ATI ve Nvidia arasındaki fiyat ve performans kriterlerini de yine dergimizdeki testlerden veya internetten karşılaştırarak bir sonuca ulaşabilirsiniz.
Port sayısı önemli
Çoğu kullanıcı yeni dizüstü bilgisayarlarda pek çok USB, VGA, DVI, seri ve paralel portlar olduğunu düşünür. Ancak bu düşünceye sahip olan bir kullanıcı eğer kontrol etmeden ürün seçimine giderse nurtopu gibi acı bir tecrübeye de sahip olabilir. Fiyatları düşürmek adına üreticiler dizüstü bilgisayarlarda çok çeşitli sayılarda port sunabiliyorlar. Sadece tek bir USB portunun yer aldığı bir dizüstü işinize yarar mıydı? Öyleyse dikkat etmekte fayda var.
Özellikle bütçeye uygun, düşük fiyatlı dizüstü bilgisayarlarda karşılaşabileceğiniz bu durumlarda modelin teknik özelliklerini inceleyerek kaç porta sahip olduğunu kontrol edin. Dizüstünü televizyona bağlayacak mısınız? Veya bilgisayara USB portu üzerinden birkaç aygıt bağlayacak mısınız? Dijital kameranızın hafıza kartını doğrudan bilgisayara yerleştirmek ister miydiniz? Tüm bu soruların cevabı evet ise yapmanız gereken şey de bilgisayarın özelliklerini kontrol etmek olmalı.
Kaç inç ekran boyu olmalı?
Şöyle güzelinden geniş ekran 17 inçlik bir dizüstü cazip görünüyor değil mi? Görsel alan olarak tatmin edici gelse de bu sizin için fazlasıyla büyük bir ekran boyu olabilir. Dizüstü bilgisayarı ne şekilde kullanacağınızı bir düşünün. Yolculukta, uçakta, trende, iş görüşmesine giderken, yanınızda olmasını istediğiniz herhangi bir anda, belki bir kafe belki benzeri başka bir yerde... Her şekilde elinizde koca bir çanta ve 2-3 kg ağırlığında bir yükle dolaşıyor olacaksınız.
Eğer sürekli hareket halindeyseniz ortalama değer olarak 12 inçlik ekrana sahip bir dizüstünü yanınızda taşımak hem ölçüleri hem de ağırlığı açısından daha rahat olacaktır. Aynı zamanda bilgisayarı koyacağınız masada veya kucağınızda kaplayacağı alanı da hesaba katarsanız daha mantıklı bir seçim olacağını göreceksiniz.
Yok ben hareket etmiyorum, masaüstü bilgisayarımın yerine sabit kalacak iyi bir dizüstü arıyorum derseniz o zaman daha yüksek inç değerlerine çıkmanız tabii ki en mantıklısı. Masaüstü kullanımına yönelik bir diğer seçenek de geniş ekran bir monitör alıp küçük inç ekrana sahip olan dizüstünüzü bu ekrana bağlamak olabilir.
Kaç inç bir ekrana sahip olacağınızı belirlerken tabii ki bu ekranın desteklediği çözünürlük değerini de dikkate alarak bir karar vermeniz gerekir. Aynı inç değere sahip daha düşük bir çözünürlük almamak için ürünler arası karşılaştırmalarda bu kriteri de göz ardı etmeyin.
Ekran kalitesini test edin
Her ne kadar son dönemde dizüstü bilgisayarların ekran kalitesi gittikçe arttıysa da halen en önemli seçim kriterlerinden birisi diyebiliriz. Farklı açılardan bakıldığında fazla parlayan veya renkleri düzgün göstermeyen bir ekran almayı kimse istemez.
Donanım olarak sizi tatmin edecek ve fiyatını kabulleneceğiniz bir ürünün kötü bir görüntü sunacak olması da hoş karşılanmayacaktır. Bu nedenle ekran parlaklığı, netlik ve renk kalitesini görmek açısından alacağınız ürünü doğrudan görerek test etmeniz en faydalı yoldur.
Yapmanız gereken şey ise basit. Farklı ışık seviyelerinde ve farklı açılardan ürünün görüntü kalitesini çıplak gözle görün. Belirli oranda bir parlama mutlaka olacaktır. Ancak bunun tamamen beyaz ve hiç görülmeyen bir ekran kıvamında olmaması gerekir. Ekranın parlaklık ayarını en düşük ve en yüksek seviyelere getirerek yeterli (gözü tatmin edecek parlaklıkta) olup olmadığına da dikkat edin.
Kablosuz iletişim özellikleri
Yeni bir dizüstü bilgisayarda tümleşik kablosuz internet bağlantısı imkanı (802.11g/n adaptörü) artık neredeyse bir kural haline geldi. Ama tabii ki her dizüstünde bu olacak diye sabit bir kanun yok. İnanılması güç gelse de piyasada kablosuz internet erişimine imkan tanımayan modellerle karşılaşmak mümkün. Kafede otururken ücretsiz internetin keyfini sürmeyi hayal ediyorsanız çok basit gibi görünse bile bu kritere dikkat etmenizde fayda var. Ürünün teknik özelliklerinde bu bilgiler Wireless 802.11a/b/g/n tarzında ifadelerle yazılı olmalı.
Bir diğer nokta da Bluetooth teknolojisinin desteklenip desteklenmediği. Kızılötesi bağlantı belki seçimlik olarak kabul edilebilir. Ama eğer piyasada çok yaygın olarak rastlayacağımız telefon veya Bluetooth destekli bir diğer mobil cihazınızdan dizüstüne bağlantı sağlamak istiyorsanız gözünüzü de açık tutun. En çok cep telefonlarıyla iletişimde rastlanan bu özelliği kablosuz fare ile de kullanmanız olası. Hands-free imkanı sağlayan cihazlar da unutulmamalı. Tüm bunlar için bilgisayarınızın Bluetooth destekliyor olması şart.
Trackpoint, touch pad / track pad
Fare yerine kullanılan bu alan her yeni dizüstünde yer alır. Bazı modeller sadece basit hareket işlemlerini sağlarken bazılarında touch pad kısmına ek olarak genellikle G ve H tuşları arasında yer alan bir pointer da (trackpoint) bulunmaktadır. Bunu klavyenin arasına yerleştirilmiş ufak bir farecik diye tanımlayabiliriz. Önemli olan şey ise bunun var olup olmamasından çok size kullanım kolaylığı sağlayıp sağlamayacağı.
Eğer fare kullanmayacaksanız dizüstü bilgisayarınızda en sık kullanacağınız bölüm de touch / track pad olacaktır. Bu alanın sağ kısmı kaydırma çubuğu görevini görürken geniş alanı ise parmak hareketlerinizi takip etmek suretiyle fare görevi görür. Bazı modeller iki ayrı pad alanına da sahip olabilir. Bu bölümdeki malzemenin kalitesi (plastik mi, yoksa metalik mi olduğu) ve hassasiyeti de yine deneyerek tecrübe edinilmesi gereken kısımlardandır.
Eğer bu alan yerine fare kullanmayı tercih edecekseniz yazı yazarken kazara imleçi farklı bir yere taşımamak ya da tıklamış olmamak için, alanın fare fonksiyonunu iptal eden tuş veya özelliğin dizüstü bilgisayarınızda yer almasına da dikkat edin.
Pil ömrü
Bir dizüstünde en can alıcı nokta sunduğu pil ömrü süresidir. Donanım olarak beğendiğiniz bir dizüstünün size yeterli gelecek pil ömrüne sahip olmaması durumunda belki de onu ikinci bir pil ile desteklemek daha doğru olacaktır. Çoğu kullanıcıya birden fazla batarya taşımak gereksiz ve güç gelebilir. Ancak kullanım amacınızın önem derecesine göre bu da bir ihtiyaç olabilir. Daha büyük boydaki pillerin daha uzun sürede tükendiği bir gerçek.
Dizüstü bilgisayarlar bugünlerde standart olarak genellikle 6 hücreli bataryalarla geliyor. Mümkünse 12 hücreli olanları tercih edecek olmanız çalışmak için daha uzun süre kazanacağınız anlamına gelecektir. Tabii ki bataryanın büyük olması da estetik açıdan biraz daha fark yaratacaktır. Ama fonksiyonellik mi, estetik ve uygun fiyat mı derseniz, o konuda seçim size kalmış.