Binlerce iskelete ev sahipliği yapan, Venedik'in Veba Adası'na hoş geldiniz
Her ne kadar büyüleyici bir ortam gibi görünse de, muhtemelen kimse burada tatil yapmak istemeyecektir: Binlerce iskelete ev sahipliği yapan, Venedik'in Veba Adası'na hoş geldiniz...
Venedik'in romantik kanallarının çok yakınında, karanlık ve tuhaf bir tarihe sahip dikdörtgen bir ada bulunuyor. Bu adadaki Lazzaretto Vecchio veya Eski Lazzaretto olarak adlandırılan bina, Rönesans döneminde vebaya yakalanmış hastaları izole etmek için inşa edilmişti.
Bir asır önce yaşanan Kara Veba’dan ders alan karantina kolonisi 1423’te kuruldu ve 16. ve 17. yüzyıllarda çeşitli veba dalgaları boyunca Venediklilere hizmet etmeye devam etti. Yüzyıllar boyunca burada binlerce insan hayatını kaybetti ve iskeletleri, 2,53 hektarlık arazi boyunca çok sayıda toplu mezar alanında kaldı.
Venedik, hareketli bir ticaret merkezi olması sebebiyle ortaya çıkan ve yayılan bulaşıcı salgınlara karşı özellikle savunmasızdı. En kötü salgınlardan biri 1630’da yaşandı; Venedik ve Bologna nüfusunun üçte birini yok ederek her gün yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu.
Bu salgın o kadar şiddetliydi ki bazı tarihçiler, salgının Venedik’in bir Rönesans süper gücü olarak gözden düşmesinde önemli bir rol oynadığına inanıyor.
Kullanımının zirve döneminde, adayı yüzlerce şehir yetkilisi yönetiyordu. O sırada tıbbi bilgi yetersiz olsa da, personel oldukça iyi bir hijyen standardı uyguluyordu. Odalar sıklıkla havalandırılırken, tuzlu su ve şifalı otların dumanıyla temizleniyordu. İnsanlar kontamine olmuş herhangi bir şeye dokunduktan sonra, bazı mikropları öldürecek kadar asidik olan sirke ile ellerini yıkıyordu.
Kısa bir süre önce başlatılan bir çalışmada, Güney Florida Üniversitesi’nden disiplinler arası bir araştırmacı grubu, üç yüzyıl boyunca adaya gömülen yaklaşık 900 vebalı insanı yakından incelemeye aldı.
Bu incelemeler, patojenin nasıl evrimleştiği ve Venedik Cumhuriyeti için yinelenen bir tehdit olarak kalmayı başardığına dair benzersiz bir görü sağladı.
Güney Florida Üniversitesi’nden antropoloji profesörü Robert Tykot yaptığı açıklamada, “Bu, tek bir yerde bulunan bir dizi patojen DNA dizisine ve buna paralel olarak yerel popülasyonlardaki DNA değişikliklerine ilk kez sahip olabiliyoruz” dedi ve devam etti: “Böylece, modern virüslerin hızlı mutasyonları veya aşılanmış insanların varlığı tarafından engellenmeyen patojenlerin ve insanların birlikte evrimini ilk kez inceleyebiliyoruz.”
College of Public Health (Halk Sağlığı Koleji) doçenti baş genetikçi Rays Jiang ise, “Bu eşsiz karantina adası, yıkıcı veba patojenleri, yeni ortaya çıkan frengi patojeni ve hayvanlardan sıçrayan şarbon patojeni içerebilir. İlk kez, üç yüzyıl boyunca insan popülasyonlarında bir arada bulunan birden fazla patojeni yakalıyor” diyor.