Uzun Dönem Testi: Samsung Galaxy S9 Plus!
Samsung Galaxy S9 Plus'ı yaklaşık 6 aydır kullanıyoruz. Peki, hala satın alınır mı? Uzun kullanımda ne gibi sorunları ortaya çıkıyor? Hepsi burada..
Uzunca bir süredir Samsung Galaxy S9 Plus'ı kullanıyoruz ve bu yazımızda artık bu deneyimlerimizi sizlerle paylaşacağız. Telefonu incelememizin üzerinden yaklaşık 5,5 ay kadar geçti ve bakalım bu süre içinde bizlere neler yaşatmış, hangi noktalarda fikirlerimiz değişmiş ve elbette en önemlisi hala Galaxy S9 Plus satın alınır mı?
Önce söze elbette tasarımla başlayalım.
Samsung Galaxy S9 Plus: Tasarım
Samsung Galaxy S9 Plus, elbette tasarımının büyük olmasından dolayı daha önce de söylediğimiz gibi küçük elli kullanıcıların rahatlıkla tek elle kullanabileceği bir telefon değil. Fakat bu biraz da açıkçası yetenek meselesi. İki elle daha rahat kullanıldığı aşikar, fakat tek elle de tam ekran boyutunda idare edebiliyorsunuz. Öte yandan illa tek elle kullanacağım derseniz zaten size sunulmuş bir tek el modu var. Böylece ana ekran simgesine 3 kez tıklayarak telefonun ekranını tek ele göre rahatlıkla küçültmeniz mümkün. Ancak bunu ayarlar altından yapıyorsunuz. Mesela HTC U12+'ın Edge Sense 2 kenarlarında bu işlev çok daha kolay. Telefonun sağ veya sol kenarına çift dokunduğunuzda ekran küçülüyordu. Hoş, U12+'ın Edge Sense özelliğine ilişkin belki de en işlevsel yanlarından biri buydu gerçi.
Telefonun tasarımı görünüm itibariyle fazlasıyla çekici. Halen daha severek kullandığımızı söyleyebiliriz. Kenarlara doğru yuvarlatılmış hatlar, telefonun tutuşunu olumlu yönde etkiliyor. Ön ve arka yüzde yer alan Corning Gorilla Glass 5 ise elinden geldiğince telefonu koruyor. Elbette yere düşürdüğünüzde kırmanız mümkün. Mesela daha önce kullandığımız Galaxy S8 Plus'ı yere düşürmenin sonrasında çatlatmıştık. Fakat artık bu tip pahalı telefonlar aldıktan sonra bir koruma kılıfı ve ekran koruyucu şart. Bu noktada da Spigen fiyat/performans anlamında iyi iş çıkartıyor doğrusu. Bu noktada sözün özü, ne kadar temiz kullanmaya çalışırsanız çalışın, telefonu cepte anahtarlarla veya bozuk parayla beraber taşırsanız veya masaya koyduğunuzda kılcal çiziklerin önüne geçmekte zorlanacaksınız.
Tasarıma ilişkin önemli detaylardan biri parmak izi sensörünün yeri. Samsung, Note 9'da parmak izi sensörünün yerini biraz daha değiştirdi. Bu anlamda kullanım biraz daha iyileştirilmiş durumda. Bir süre kullandıktan sonra Note 9 ile ilgili de uzun kullanım deneyimlerimizi de sizlerle paylaşacağız. Ancak Galaxy S9 Plus'ta -en azından bizim için- parmak izi sensörünün kullanımı biraz sancılıydı doğrusu. Yerini tutturmak bir hayli güç; parmağınızı sensöre uzattığınızda neredeyse istisnasız kameraya dokunuyorsunuz ve bu da lensleri kirletiyor.
Samsung Galaxy S9 Plus: Ekran
Samsung Galaxy S9 Plus'ın ekranı hala çok çekici görünüyor. Super AMOLED ekran zaten renk doygunluğu konusunda incelemelerde de büyük bir puan alıyor bizden. Bunun uzun kullanım neticesinde de değişmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu arada Galaxy S9+'ın kullanımının yaz aylarına da denk geldiğinden, ekranın güneş altında görünürlüğünün yüksek olduğunu da söyleyebiliriz.
Öte yandan kuşkusuz geniş ekranın avantajı da oldukça yüksek. Dikey modda kullanırken, özellikle sosyal medya dolaşımlarında ekrana çok fazla içerik sığdırmak fazlasıyla avantajlı. Yatay modda film izlerken veya oyun oynarken de ince çerçeveler sayesinde görüntü anlamında büyük keyif alıyorsunuz.
Ekran çözünürlüğüne gelince, bildiğiniz gibi Galaxy S9 Plus, 3 farklı ekran çözünürlüğünü destekliyor; HD+, FHD+ ve WQHD+ arasında çözünürlüğü değiştirebiliyorsunuz. Bunlardan WQHD+ çözünürlükte kullandığınızda fazlasıyla memnun kalıyorsunuz zaten, ancak pil tüketimi konusunda endişeler neticesinde çözünürlüğü FHD+'a çektiğinizde de arada görüntü anlamında büyük fark olmuyor doğrusu. Kaldı ki, FHD+ da pil ömrünü pek kurtarmıyor zaten; buna da batarya adımında değineceğiz.
Samsung Galaxy S9 Plus: İşletim sistemi
Galaxy S9 Plus, Android 8.0 Oreo işletim sistemiyle geliyor ve arayüz olarak da Samsung Experience 9.0'ı kullanıyor. Özellikle Experience ile TouchWiz arayüzüne büyük bir yenilik getiren Samsung, S9+'ta kullanımı büyük ölçüde olumlu etkiliyor. Daha önce incelemede sunduğu özelliklerden bahsetmiştik zaten. Bu arada Galaxy S9 Plus, Android 9 işletim sistemini alacak. Yazılıma ilişkin güvenlik ve iyileştirme yamaları ise gelmeye devam ediyor tabii. Telefon son olarak 1 Ağustos'ta bir güvenlik yaması da aldı hatta.
Bu yazımızın konusuna uygun olarak söyleyebiliriz ki, yaklaşık 6 aylık süre sonunda genel kullanımda arayüzde herhangi bir kasma veya donma gibi eylemlerle karşılaşmadık. Ancak ne oldu; mesela, yer yer bazı uygulamalarda çökmeler yaşadık. Özellikle Instagram'da bu hatayla hissedilir derecede karşılaştığımızı söyleyelim. Ayrıca kameraya erişimde de bazen hız noktasında düşüşler ve gecikmeler yaşadık. Ha, bunları genel kullanım deneyimine oranlarsak belki devede kulak kalır, ancak bilmenizde yarar var.
AR Emoji
İşletim sistemi adımında AR Emoji'ye de değinmeden geçmeyelim. Her ne kadar bazı kullanıcılar için eğlenceli bir kullanım sunsa da, açıkçası AR Emoji'ye telefonu kullandığımız süre boyunca pek ilişmedik. İlk başta biraz bakıyorsunuz falan, ancak sonrasında kullanacağınızdan şüpheliyim. Bu arada bu konu henüz yeni piyasaya çıkan Galaxy Note 9 için de geçerli elbette. AR Emoji, telefonun eğlenceli ve çabuk tüketilen bir yüzü; hepsi bu kadar. Ha, belki kendi AR Emoji karakterinizi oluşturduğunuzda kendinize gerçekten benzese, belki daha kullanışlı olabilir ve ömrünü uzatabilirdi. Fakat, yok; oluşturduğunuz emoji zaten size benzemeyecek.
Bixby
Bir diğer konu ise Bixby. Bixby, bildiğiniz gibi Samsung'un sanal asistanı. Galaxy S9 Plus'a nispeten özellikle Note 9'da karşılaştığımız Bixby'den daha çok memnun kaldığımızı bu noktada söyleyelim. Bixby'nin bazı yeteneklerini geliştiren Samsung, bunu bir güncelleme ile Galaxy S9 kullanıcılarına da sağlayacaktır kanaatindeyiz.
Ancak şunu söyleyelim: Günlük kullanım noktasında sanal asistanlara tam anlamıyla adapte olmamız için bir süreye daha ihtiyacımız var. Öte yandan Türkçe dil desteğinin de sağlanması gerekiyor. Galaxy S9 Plus'ta Bixby'yi belki aranızda kullanacak olanlar olacaktır, fakat pek çok kişi telefonun bu özelliğine el atmayacak bile. Öte yandan telefonun sol tarafında yer alan Bixby tuşunu da kapattıktan sonra, Bixby'yi hatırlamayacaksınız bile.
Ancak çeşitli kart ve bildirimlerle kendini hatırlatan Bixby Home ise genel kullanım noktasında faydalı içerik üretebiliyor. Bunu da belirtelim.
Samsung Galaxy S9 Plus: Biyometrik Güvenlik
Samsung Galaxy S9 Plus'ın parmak izi sensörünü yeri itibariyle pek kullanışlı bulmadığımızı söylemiştik. Bu, özellikle telefonu çıplak kullanıyorsanız geçerli. Eğer bir kılıf ile kullanırsanız sensörün kullanımı büyük ölçüde kolaylaşıyor; zira telefona takacağınız bir kılıf ile parmağınızı telefonun arka yüzüne uzattığınızda kılıf boşluğu nedeniyle sensörü rahat bulabiliyorsunuz. Bu arada kullandığımız süre boyunca parmak izi sensörünün yer yer tanımamazlık yaptığını ve parmağınız ıslaksa zaten tanımadığını da ilave edelim.
Ha, Galaxy S9 Plus'ta kullanılan tek yöntem parmak izi mi? Hayır. Yüz tanıma özelliği ve iris tanıma gibi diğer biyometrik yöntemler de bulunuyor. Hatta Note 9'da da bulunduğu gibi, iki yöntemi aynı anda kullanarak isabet oranını arttıran Akıllı Tarama gibi bir özellik de Galaxy S9 Plus'ta bulunuyor. Peki, performansı nasıl? Açıkçası uzun kullanım sonucunda iki yöntem hakkında da fikrimizin olumsuz anlamda değiştiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Zira her iki yöntem de ışık şartlarında had safhada etkileniyor.
Biz kullandığımız süre boyunca 3 güvenlik yöntemini de aktif olarak çalıştırdık. Yüz tanıma ve iris ile telefonun kilidini açamadığımız koşullarda parmak izi yöntemini denediğimiz ve onda da başarısız olduğumuz anlar da oldu. Bu durumda eski yöntem olan PIN girme yöntemine gittik. Özellikle sonradan gelen Huawei P20'ler ile LG G7 ThinQ, yüz tanıma noktasında çok daha işlevsel.
Samsung Galaxy S9 Plus: Performans
Evet, geldik performans adımına. Elbette performans adımı çoktan seçmeli. Ancak net olarak şunu söyleyebiliriz ki, Galaxy S9 Plus'ın grafik ve işlemci performansı 6 ay sonra da aynı şekilde; ilk günkü gibi seri bir kullanım sağlıyor. Oyun ve genel kullanım neticesinde sıkıntı yaşamıyorsunuz; en azından biz kullandığımız süre boyunca yaşamadık. Zaten 6 GB RAM sahibi olması ve şu an Note 9'da da kullanılan Exynos 9810 işlemcisi neticesinde de yaşamamak gerekiyor.
İşlemci ve grafik performansında Galaxy S9+'ın halen tepe modeller arasında yer aldığını da söyleyelim. Öyle ki Galaxy S9+, kısa süre önce yaptığımız Galaxy Note 9 karşılaştırmalı GeekBench testinde 4'üncü sırada, AnTuTu testinde de Android tabanlı telefonlar arasında 3'üncü sırada yer aldı.
Depolama alanı konusunda ise, 64 GB'lık seçeneğe ilave edeceğiniz bir 256 GB'lık microSD kart ile çok rahat bir kapasite elde edebiliyorsunuz. Galaxy S9'lar özellikle microSD kart kullanımı ile sonradan gelen Huawei P20'lerden daha esnek bir kullanım sağlıyor zaten. Bunu da not olarak düşelim.
Galaxy S9+, özellikle Qualcomm'lu modellere nispeten daha az ısınan bir model orası kesin; ancak özellikle yaz aylarında güneş ışığı altında kaldığında hissedilir biçimde ısınacağını tahmin ediyorsunuzdur. Bu durumda telefon bazı fonksiyonlarını kullanıma kapatıyor ve size uyarıda bulunuyor. Bu noktada S9 Plus'ın suya karşı dayanıklı olmasından ötürü telefonu gönül rahatlığıyla suya sokabiliyor veya kısa süreliğine buzluğa atabiliyorsunuz. Bu arada elbette resmi olarak önerilmiyor ancak sonradan tatlı su ile yıkadığınız süre boyunca telefonu tuzlu suda da kullanabiliyorsunuz. 1.5 metreye kadar su koruması bu senaryoda da işe yarıyor. Ancak Galaxy S9+'ta başımıza gelen ilginç bir hadiseden de bahsetmek lazım:
Galaxy S9 Plus'ı kullandığımız süre içinde sualtı kamera çekimi de dahil olmak üzere belki de sayısız kez yıkadık. Telefonun ekranı her kirlendiğinde suya sokup temizlemişizdir. Bilindiği gibi Galaxy S9 Plus, şarj yuvası nemli kaldığında sizi telefonu şarj etmemeniz konusunda uyarıyor. Bunda bir problem yok, ancak nadiren de olsa karşımıza çıkan problem, telefonu suya sokmamış olsak da bu uyarının karşımıza çıkması oldu. Bu durumdayken telefonu şarj edememeniz de bazen acı verici olabiliyor doğrusu. Bunun muhtemelen bir yazılım hatası olduğunu düşünüyoruz. Sistemi kontrol ederken, bu konuda bazen yanılabiliyor. Neyse ki çok kez karşımıza çıkmadı.
Samsung Galaxy S9 Plus: Pil ömrü
Şimdi de S9 Plus'ın pil performansına bakalım. Telefonda bilindiği gibi 3500 mAh kapasitesinde bir batarya yer alıyor. Daha önce Galaxy S9 Plus'ın incelemesinde de telefonun pil ömrü konusunda gelişim göstermediğinden bahsetmiştik. 6 ay sonunda ise telefonla ilgili en rahatsız olduğunuz nokta pil ömrü oluyor diyebiliriz. Bu, pek çok modelde bu şekilde gerçi fakat eğer yoğun olarak kullanıyorsanız, telefonu günde 2 kez şarj etmeniz gerekecek. En azından biz günlük kullanımımız noktasında akşam saatlerinde muhakkak şarja takmak durumunda kaldık. Neyse ki, telefonun hızlı şarj özelliği etkileyici çalışıyor ve yarım saatlik bir şarjla geri kalan süreyi kurtarıyorsunuz.
Galaxy S9 Plus'ın bir diğer avantajı da kuşkusuz kablosuz şarj desteği sunması oluyor. Bu sayede böylesi bir ped ile telefonu masaya bırakacağınıza üzerine bırakıyorsunuz ve şarjınız korunuyor. Mesela bu özelliğin HTC U12+'ta bulunmaması çok enteresan. Açıkçası Huawei P20 Pro'da bu özellik varken, Huawei P20'de atlanmış olması da öyle.
Ancak bu adıma ilişkin net olarak söyleyebiliriz ki, Galaxy S9 Plus'ın 6 ay sonunda pil ömrü ciddi oranda olumsuz etkileniyor.
Samsung Galaxy S9 Plus: Kamera
Şimdi geldik son adım olan kameraya. Galaxy S9+'ı kullandığımız süre boyunca çok fazla fotoğraf ve video çekme fırsatı bulduk ve bu performansıyla yeni gelen akıllı telefon modelleriyle de kıyasladık elbette. Bununla ilgili uzun kullanım neticesinde diyebiliriz ki, elbette zaman içinde kamerası daha iyi modeller geldi. Bunlar arasında Huawei P20 Pro ve HTC U12+ var elbette. Bu anlamda diyebiliriz ki Galaxy S9 Plus'ın kamerası fotoğraf noktasında o ilk günkü çekiciliğini koruyamıyor. Video konusunda ise halen çok etkili.
Galaxy S9+, Samsung'un S serisine ilk kez çift kamerayı getirdiği ve daha da önemlisi ilk kez çift diyafram teknolojisini uyguladığı model olmuştu. Hatta şu an piyasaya sunulan yeni Galaxy Note 9 da bunun ekmeğini yiyor. Fakat özellikle kameradan iyi performans almak için biraz da onu kullanmayı biliyor olmak gerekiyor. Günün sonunda otomatik modda yapacağınız çekimler ise yine kaliteli, ancak bazı senaryolarda Huawei P20 Pro ile HTC U12+'ın arkasında kalıyor, bunu söylemek lazım. HTC U12+'ın hala Türkiye'de satışı olmaması ise Galaxy S9 Plus'ın elini kuvvetlendiriyor kuşkusuz.
Öte yandan bilindiği gibi Galaxy S9 Plus'ın kamera noktasında yapay zeka eksikliği vardı. Samsung, şimdi bunu Note 9 ile kapattı. Bunu da söyleyelim. Telefonun düşük ışık konusundaki performansı ise yine daha önce belirttiğimiz gibi: Güllük gülistanlık değil. Yer yer fazla parlak alanlar oluşturuyor ve bulanıklıklar yaratıyor.
Bokeh efektli portre fotoğrafları konusunda ise söyleyecek bir şey yok, hala muazzam, hala beğenilecek ölçüde.
Sonuç
Sonuca geldiğimizde ise, bahsedemediğimiz noktaları da sizlere iletelim. Telefonda özellikle stereo hoparlöre geçilmiş olması Galaxy S9+ için önemli bir adımdı. Bu özellikten büyük keyif alıyorsunuz. Ayrıca 3.5 mm'lik kulaklık girişi de büyük bir rahatlık. Bunun noksanlığıyla karşılaşana kadar önemini kavrayamadığınızı da söyleyelim. Yine kablosuz şarj özelliği de öyle pek tabii...
Peki, Galaxy S9 Plus'ın şu anki fiyatı nedir? Şu an bu telefonu 4599 TL fiyatla Samsung Türkiye garantili olarak edinebiliyorsunuz. Karşısında ise sonradan gelen amirallerden 4800 TL fiyatla Huawei P20 Pro ve 4000 TL civarında LG G7 ThinQ bulunuyor. Bu anlamda sahip olduğu özelliklerle Galaxy S9+'ın halen rekabetçi olduğunu söyleyebiliriz. Galaxy S9 Plus'ı ilk incelediğimizde fiyat olarak potada olan iPhone X ise uzaklaşalı çok oldu. Zira S9 Plus'ı ilk incelediğimizde onun fiyatı da 5400 TL civarındaydı, ancak şu an el yakıyor. O anlamda seçim sizin elbette fakat Galaxy S9 Plus halen iyi durumda bir akıllı telefon ve rahatlıkla tercih edilebilir.