TOP 10: En çok bunlara kızıyoruz
Hayatımızı kolaylaştıran teknoloji ve hizmetler, bazen bizi sinirlendirmekten de geri kalmıyor...
Teknoloji dünyası dünden bugüne çok yol kat etti. İnsanların hayatını kolaylaştıran, fiziksel gücün kullanımını en aza indirgeyen, kısacası insan hayatını her şekilde pratikleştiren teknolojiler sayesinde insanların yaşam standartları hiç olmadığı kadar yükselmiştir.
Teknoloji insan hayatına her ne kadar faydalı olsa da, teknolojinin gelişmesi, getirdiği sorunları hiçbir zaman göz ardı etmemize de engel olamıyor maalesef. Bazı cihazlar, yazılımlar ve bunun gibi teknolojiye dair ne varsa bazen insanın canını fazlasıyla sıkabiliyor.
Biz de CHIP Online olarak, bu makalemizde PC kullanıcılarını çileden çıkaran, canından bezdiren ve bilgisayarlarıyla aralarının açılmasına neden olan bazı teknolojik gelişmeleri bir araya getirdik.
Microsoft Windows
Microsoft Windows. Bugün dünya genelinin tercih ettiği ve kullandığı, Microsoft'un bugünkü pozisyonuna gelmesine neden olan itici güç Windows işletim sistemleridir.
Diğer yandan, PC kullanıcıları için hayati önemde olan ve böylesine rağbet gören Windows, insanların nasıl olur da sinirlerini bozucu bir rol oynayabilir? Aslında bu sorunun cevabını çok düşünmemize de gerek yok; zira Windows ile başı derde girmeyen, türlü hatalarda uğraşmayan, saç baş yolmayan pek fazla PC kullanıcısının olduğunu sanmıyoruz.
Windows'un hataları nedeniyle sık sık yayınlanan güncellemeleri nedeniyle 'yamalı bohça' tabiri sıkça yakıştırılan Windows'ta yaşanan sorunların büyüklüğünü görmek için çok uzaklara da gitmenize gerek yok. İnternette 'Windows problemleri' şeklinde ufak bir arama yaptığınızda karşınıza sayısız sayfa açılacaktır.
Bunun yanında Windows problemleri bu denli ciddi bir boyutta olduğundan dolayı 'Windows uzmanları' da aramıza katılmıştır. Registry temizleyici, disk birleştirme araçları, sistem iyileştirme araçları ve bunun gibi daha birçok ufak çaplı araç, Windows'un daha iyi işlemesi için geliştirilir.
Belki de Microsoft, Windows'u gerektiği gibi ortaya çıkarabilseydi, bugün pek çok firma kapılarını kapatmış olacaktı.
Microsoft Windows Mobile
Windows işletim sisteminin mobil cihazlara özel geliştirilen sürümü Windows Mobile, yapısı itibarıyla gerekmediği halde oldukça komplike olduğundan, bir mobil telefon kullanıcısının bu işletim sistemini kullanması pek de kolay değildir.
Elbette Windows Mobile işletim sisteminin oldukça esnek bir yapıda olduğu yadsınamaz ve yazılımın Ofis uygunluğu da yine iş dünyası için son derece önemlidir. Ancak menülerden içeri girdikçe bir alt menünün açılması, ardından bir alt menünün daha açılması ve sonra kullanıcının tam olarak nerede olduğunu bilememesi Windows Mobile'ın zayıf yanlarının başında gelir.
Bunun yanında Windows Mobile işletim sisteminin HTC Touch Diamond ve Sony Ericsson Xperia X1 kullanıcıları için tam bir yıkım olduğunu söylemek de yanlış olmasa gerekir.
Windows Mobile 7 işletim sisteminin ise yakın gelecekte yayınlanması beklenmiyor.
The Zune
Yine bir Microsoft'un ürününü bu listeye aldığımızın farkındayız. Ancak Zune konusunda Microsoft'un pek de başarılı olduğunu söyleyemiyoruz.
Apple'ın karşısına ciddi bir rakip olarak çıkmak isteyen ve MP3 player pazarında söz sahibi olmak niyetinde olan Microsoft, Windows tabanlı olan iPod alternatifi Zune'yi kullanıcılarına sunmuştu. Microsoft, Zune'yi piyasaya sürdü sürmesine, ama Microsoft sadece iPod touch'un özelliklerini kendine almıştı (Wi-Fi, dokunmatik ekran, 32 GB flash hafıza gibi).
Fakat asıl önemli olan şey, Zune'yi iPod'dan farklı kılan özelliklerini kullanıcılara sunmasıydı. Zune'yi iPod'dan ayıran özel ve ekstra bir şey olmalıydı.
Ancak Zune kullanıcılarına yeni bir şey getirmiyordu.
Şarj edilebilir bataryalar
Günümüzde kullandığımız pek çok teknoloji, şarj olabilen pillerin desteği dışında kendini geliştirdi. İlk lityum-iyon batarya, Sony tarafından 1991 yılında pazara sunulmuştu. Apple da aynı sene, 16MHz işlemcili, 9 inç siyah-beyaz görüntülü ve 80 MB HDD'li PowerBook 100 ürününü kullanıcılarıyla buluşturmuştu.
Yani bunun anlamı batarya teknolojisi o günden bu yana aslında pek değişmiş değil. Tam tersine, bugün çift-çekirdek CPU'lar, yüksek çözünürlüklü ekranlar ve yarım terabyte'a varan disk sürücüler daha çok yol almıştır.
Bataryalar, bu gibi donanımların yerine daha çok mobil telefonlarda, iPod'larda, taşınabilir video oynatıcılarda, radyolarda, Wii kumandalarında ve bunun gibi donanımlarda kullanılıyor.
Bilim adamları ise Lityum-iyon hücrelerin kimyasal bileşimini iyileştirmek için uğraş vermeye devam ediyorlar. Ancak batarya ömründeki ufak artışlar, batarya teknolojisinin gelişmesinden ziyade diğer donanımların daha az güç sarf etmesi neticesinde meydana geldiği söylenebilir.
Günümüzde kullanılan laptopların çok az bir kısmı 5 saatten fazla elektriksiz olarak çalışabilmektedir. Akıllı telefonlar ise (Wi-Fi, Bluetooth, GPS ve GPRS/EDGE donanımlı) 36 saatlik bir kullanım ömrünü şimdilik geçemiyorlar. Zayıf batarya ömrü, özellikle Nokia N95 kullanıcıları için de gerçekten sinir bozucu bir durum. iPhone 3G'de ise web'de fazlaca sörf edildiğinde, yine bataryalar can sıkıcı olabiliyor.
Tüm bunlardan dolayı kullanıcılar, hidrojen yakıt hücrelerinin bir an önce geliştirilmesini ve cihazlarda kullanılmasını bekliyor.
Eskime modası
Eskime modası, teknoloji dünyasını yakından takip eden hemen herkesin ortak sorunudur. Özellikle teknolojiyi çok yakından izleyen ve en yeni çıkan ürünleri bir an önce edinen kullanıcılar, çok kısa sürede demode olan ve fiyatları hızla düşen aletleri yüzünden keyfi kaçabiliyor.
Alınan son model TV'ler, dijital kameralar ve laptoplar, aradan çok zaman geçmeden eskimeye ve demode tabirini hak etmeye başlıyorlar. Özellikle cep telefonu kullanıcıları bu sinir bozucu durumu sıkça yaşamaktadır. Örneğin 6 ay önce alınan bir cep telefonu, yeni çıkan başka bir telefon modeli yüzünden 'gözden' düşebiliyor.
Bu nedenle cep telefonu pazarı her zaman hareketlidir ve ikinci el cep telefonları da bu bağlamda hayatımıza daha çok girdiği söylenebilir.
Ayrıca, iPhone 3G pazara sunulmadan önce, Apple'ın orijinal GPRS/EDGE donanımlı iPhone'u, İngiltere'de sadece 8 ayda tüketildi.
Ancak iPhone 3G, kullanıcılara önceki sürüm iPhone'lardan farklı ne sunuyordu? Apple, neden 2 megapiksel kameralı iPhone ile kullanıcıların karşısına çıkmadı? Ya da Apple, neden 32 GB kapasiteli iPhone'u satışa çıkarmadı? Bunun gibi birçok neden sayılabilir, fakat bu nedenlerden bir tanesi bile yeni bir iPhone ürünün alınmasının çok da mantıklı olmadığını gösteriyor.
Çağrı merkezleri
Teknolojiden biraz olsun anlayan bir kullanıcı, bir yardım almadan kendi başına ilgili cihazla olan problemini çözmek isteyecektir.
Örneğin bilgisayarıyla problem yaşayan bir kullanıcıyı ele alalım: Bu kullanıcı, başına gelen herhangi bir problem yüzünden belki bilgisayarına defalarca reset atabilir, ya da söz konusu yazılımı tekrar kurmayı deneyebilir, ya da sürücüleri güncellemeye yoluna gidebilir. Eğer tüm bu çabalar da kâr etmiyorsa, bu kullanıcı Google'dan yardım almaya çalışır ve yaşadığı sorun ile ilgili belki yüzlerce kilit önemde olan kaynağı bulabilir.
İnternette rastlanılan bu bilgilere göz attığında, birbiriyle alakasız pek çok yoruma ve yazıya rastlayabilir. En son çare olarak ise kullanıcı, bir uzmana danışmak ihtiyacını hisseder. Ancak o da ne? Kullanıcı, 2 ve 3 saatleri dışında yardım servislerinden faydalanamıyor, ya da telefonla yardım almaya çalıştığında, tam o an yardıma ihtiyacı olmasına rağmen, 'Üzgünüm, şu an hatlarımız doludur, lütfen daha sonra tekrar arayınız' şeklinde sekreterin sarf ettiği sözleri dinleyerek telefonun hep meşgul olduğunu görüyor.
Elbette telefon ile destek alırken, bir yandan da işin bu kullanıcıya maliyeti de cabası.
Ses tonları - Melodiler
Ses tonları da insanları canından bezdiren bir diğer teknolojik unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bugün hemen herkesin bir cep telefonu bulunuyor. Kalabalık bir ortamda olduğunuzu bir an için hayal edin: Aynı anda birkaç kişinin cep telefonunun çaldığını kolayca duyabilirsiniz.
Ancak çalan melodiler pek de hoşunuza gitmeyebilir. 'Doğal felaket' olarak da nitelendirebileceğimiz, ses kirliliği yaratan ve insanların kulağının pasını silmek bir yana başını şişirmekten başka işe yaramayan pek çok melodi, insanların sinirini bozması için tek başına yeterlidir aslında.
Ve tabii ki TV reklamlarında yer alan melodi reklamlarını atlamak olmazdı. Melodi servislerinin sadece bir melodi için kullanıcılardan yüklü paralar topladığı düşünüldüğünde, siz olsanız bu melodilerden edinmek ister miydiniz?
Kablolar
Kablo karmaşası, teknolojiye hayatında yer veren herkesin ortak bir derdidir aslında. Ancak gün be gün kablolu cihazların sayısı azalmakla birlikte, kablosuz ürünlere daha sık rastlar olduk.
Tüm bunlara rağmen hala kablolardan tam olarak kurtulduğumuzu söylememiz elbette şimdilik pek mümkün değil. Kısa ölçekli kablosuz bağlantıları ele aldığımızda, Ultra Wideband (UWB) ve Wireless (Kablosuz) USB, 480 Mbps ile 3 metreye kadar veri akışını sağlayabiliyor. Bunların dışında ayrıca HD ve Wireless HDMI'ı da atlamak olmaz.
UWB'ye benzer şekilde, HD ve HDMI da 60GHz bantta çalışarak gigabit veri hızlarına ulaşabiliyor. Yani kısacası söz konusu teknolojiler gerçekten inanılmaz yol kat etmiş durumda. Yine de bu kablosuz teknolojiler, bizi tamamen kablolardan kurtarmış değil.
Blu-ray
VHS gibi, Blu-ray de, bundan aylar önce, büyük firmaların desteğini arkasına alarak format savaşını kazanmayı başarmıştı. Ancak Blu-ray savaşın galibi olmasına rağmen, insanlara bu alanda en iyiyi sunabiliyor mu?
Blu-ray, kapasite gibi aşamalarda dişli rakibini geride bırakmış olabilir, fakat HD DVD player BD-ROM'lara göre daha iyi kalite sunuyordu. Bunun yanında HD DVD, DVD teknolojisiyle de çok şey paylaştığı için, donanımları HD DVD'ye uyarlamak da oldukça ucuz bir çözüm olacaktı.
Ancak sonuç olarak HD DVD, tüm bu artılarına rağmen kaybeden taraf oldu.
Bilgisayar kasası
PC kullanıcılarını canından bezdiren bir diğer donanım ise bilgisayar kasalarıdır.
Bilgisayar kasalarının sinir bozucu olmasının nedeni ebatları veya görünüşünden ziyade dışarıya yaydığı ve kulağı artık tırmalamaya başlayan fan sesleridir.
Fanların sinir bozucu seviyede ses çıkarmalarının ilk nedeni şüphesiz tozlanmalarıdır. Bu fanların gerektiği gibi temizlenmesi neticesinde bu problem de ortadan kalkacaktır. Ancak kullanıcıların büyük bir bölümü, bu zahmete girmek istemediğinden dolayı kulağa da zarar verecek bu yüksek sese tahammül etmeye çalışmaktadır.
Ancak kasanın gürültülü çalışması sadece kasa fanlarından kaynaklanmaz. Örneğin ekran kartlarının fanları da çalıştığı durumlarda yine benzer nedenlerle kullanıcıları rahatsız edecek düzeyde ses çıkarabilmektedir.
Sonuçta bu sorunu halletmek, diğer 9 nedene göre hayli imkan dahilinde de olsa da, kasaların çıkardığı bu seslerin üzerinde pek durulmadı için bu listeye girmeye hak kazandı.