Telefonunuzun içindeki gizli savaş!
Telefonlar, bize görünen tasarımlarından ve logolarından ibaret değiller! İşte içeride olup bitenler
Tasarım, telefonlar arasında seçim yaparken en çok baktığımız nitelikler arasında. Hatta tercih sebebimiz, bazen sadece arka taraftaki Apple logosu, veya öndeki "Samsung" yazılı logo olabiliyor. Ancak telefonların çoğunlukla görmediğimiz dahili bileşenlerinde genellikle çok konuşulmayan birçok yenilik yapılıyor.
Qualcomm gibi yonga seti üreticileri, kullanacağımız telefonların nasıl olacağını her sene, sessizce tanımlıyorlar. Google ve Apple'ın Android ve iOS'ta yaptığı değişiklikler, çoğu zaman yonga setindeki teknolojinin buna el vermesi sayesinde bize sunuluyor.
Peki telefonların bugünkü nesle ulaşmasında hangi teknolojiler etkili oldu? Bir sonraki büyük yenilik hangisi olacak? İsterseniz gelin, cevapları birlikte arayalım.
Devamı, makalemizin sonraki sayfasında.
Herkes 64-bit'e geçiyor
Son senelerin en büyük yonga seti değişikliklerinden bir tanesinin çok yakınındayız. Mobil işlemcilerde 64-bit'e geçmeye başladık. Üstelik 64-bit yonga setleri, sadece en üst düzey telefonlara özel değiller - işlemcinin uygun fiyatlı telefonlara da girebildiğini gördük. Bunun en iyi örneklerinden bir tanesi, 83 dolara satılan (yurtdışı fiyatı) Huawei Ascend Y550. Cihaz, Qualcomm'un 64-bit Snapdragon 410 işlemcisini kullanıyor.
Peki 64-bit'in ne önemi var? 64-bit yonga setleri, 32-bit yongaların sahip olduğu kısıtlamalardan birine sahip değiller. 64-bit yonga seti daha çok RAM'e izin verdiği gibi, işlemcinin çok daha fazla veriyi aynı anda işlemesine olanak tanıyor. Bunlar elbette geleceğe yönelik yenilikler, ancak uzak bir gelecekten bahsetmiyoruz. Telefonlar, yakında video düzenleme için laptop'lara ve masaüstü PC'lere olan ihtiyacı ortadan kaldırabilir. Hatta asıl oyun cihazımız haline gelebilirler.
Bunların ancak uzak bir gelecekte gerçekleşeceğini düşünüyor olabilirsiniz. Ancak size Microsoft HoloLens ve Oculus Rift gibi cihazların PC'lerle etkileşim şeklimizi yakında nasıl değiştireceğini incelemenizi tavsiye ediyoruz.
64-bit yolunun henüz başındayız. Bu yol, Qualcomm'un 2015 amiral gemisi yonga seti olan Snapdragon 810'la açılmış bulunuyor.
Biraz geçmişe dönelim
Her şeyin başladığı zamanlara isterseniz biraz geri dönüp, hafızalarımızı tazeleyelim. Bugün hayranı olduğumuz iOS ve Android gibi platformların 2007 ve 2008'de akıllı telefonlarla ortaya çıkması, teknoloji dünyasında büyük bir dalga oluşturmuştu. Android'li ilk telefon olan HTC Dream, o zaman için önemli bir adım sayılan 528MHz Qualcomm MSM7201A işlemcisini kullanmaktaydı. Sonunda iPhone dışında gerçek bir akıllı telefon, ortaya çıkmıştı.
HTC Dream'in ne kadar hızlı olduğunu göstermek için size şu örneği verebiliriz: Geekbench hız testinde HTC Dream'in elde ettiği puan 82 idi. Bugün Snapdragon 810'la gelen LG G Flex 2, testte 4000'den fazla puan alıyor.
HTC Dream belki yavaş bir telefondu, dahası Android genç ve bazı sorunlara sahip bir işletim sistemiydi. Yapılacak iş çoktu, ancak yine de HTC Dream, 2008 için büyük bir yenilikti.
Bugün gülerek baktığımız işlemci saat hızları, performansın kıt olduğu o dönemde çok önemliydi. İşlemciler, milyonlarca transistörden oluşurlar. 2007'deki işlemciler, 90 nanometrelik transistörlere sahiplerdi - bu, milimetrenin çok küçük bir kısmına denk geliyor ancak bugün iPhone 6'da kullanılan A8 işlemcisi ve Snapdragon 810, sadece 20nm transistörlere sahipler. Daha küçük transistörler ise daha yüksek güç verimliliği ve megahertz başına daha yüksek performans anlamına geliyor.
Android, herkese göre değildi ama...
Apple'ın iOS'una kıyasla Android'in optimizasyonunun çok geride kalması, Qualcomm'un megahertz savaşını başlatmasına yola açtı. Firma, 2010'da HTC Desire'a 1GHz'lik bir işlemci ilave etti. Bu sırada iPhone 3GS, halen 600MHz'lik yongaya sahipti. Qualcomm'un bu tercihiyle akıcı çalışan ilk Android'li telefonla tanışmış olduk. Android'in teknik anlamdaki üstünlüğü ise, teknoloji meraklılarının iPhone sahiplerine "koyun" lakabını takmasını sağlamıştı.
Modern akıllı telefonların ilk seneleri, Qualcomm'un öncülüğünde geçti. HTC Desire'ın 1GHz işlemciyle çıktığı sene, Microsoft'un Windows Phone 7'li telefonlarının tümü, Qualcomm işlemciyle gelmekteydi.
Düzeni bozan tek telefon, Samsung'un Galaxy S'i oldu. Galaxy S, Qualcomm işlemci kullanmasa da bugünkü Galaxy S6'ya kadarki tüm Galaxy S'lerinde Qualcomm'un işlemcilerine yer verdi. Firma, Galaxy S6'da kendi ürettiği Exynos işlemcisini kullanıyor.
4G
Bir sonraki önemli gelişmenin işlemcilerin çekirdek sayısı olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. Ancak 2010'da daha ilginç bir gelişme yaşanmaktaydı. 4G'li ilk telefon HTC Evo 4G, 2010'da satışa sunuldu.
Telefon işlemcileri, genellikle "CPU" - merkezi işlem birimi olarak adlandırılsalar da, aslında bunlar birer SoC, yani Yonga üzerinde Sistemdir. SoC, işlemci, grafik işlemcisi ve bağlantı bileşenleri gibi birimleri üzerinde barındırır.
HTC Evo 4G, WiMAX adı verilen bir bağlantı türünü kullanmaktaydı. Bu bağlantı, bugünkü 4G bağlantısından farklıydı ve yalnızca ABD'de sunulmaktaydı. Ancak yine de bugünkü 4G'nin öncüsü sayılmakta.
Daha fazla hız
Telefonlarımızın TV'lerimizdeki kadar çok pikselle gelmeye başladığı 2013'te Qualcomm, Snapdragon 600'ü kullanıma sundu. LG G2 gibi telefonlar, işlemci sayesinde 9mm'lik inanması zor bir inceliğe kavuşmuşlardı. 2013'te bir yonga için en önemli özelliklerinden bir tanesi, gücü verimli olarak harcaması ve aşırı ısınmamasıydı. Bu gereksinimleri karşılayan LG G2, pil ömrüyle etkileyen bir cepti.
İşlemci transistörlerinin her sene küçülmesi bir yana, bugün telefonlar, düşük güç tüketimli fitness izleme sensörleri ve işlemcileriyle geliyorlar.
Dünya küçük...
28nm'lik Snapdragon 805 ve 20nm'lik Snapdragon 801 sadece güçleriyle öne çıkan yongalar değiller. Yonga boyutlarının küçülmesi, giyilebilir teknolojilerin yolunu açtı. Bugünün yongaları, daha önce hiç olmadıkları kadar küçük ve güçlüler.
Son gelişmelere bakarsak Intel'in 10nm yonga setleri üzerinde çalıştığını, önümüzdeki birkaç sene içinde 7nm'lik yonga setleri üretmeyi planladığını görüyoruz. Pil ve ekran teknolojilerinin de aynı hızda gelişmeleri halinde ister kolumuzda olsun, ister cebimizde veya kafamızda, mobil cihazlar için gelecek, oldukça parlak görünüyor.