Telefonlar 20 senede nasıl gelişti?
1990'ların telefonlarının özellikleri, bugünün ceplerinin yanında bakın nasıl görünüyor...
İlk "akıllı telefon" Ericsson R380'in 2000'lerin başında ortaya çıktığını düşünürsek, akıllı telefonların yeni sayılacak bir icat olduğunu söyleyebiliriz. 1990'ların telefonları ise oldukça sade özelliklere, kendilerine özel işletim sistemlerine sahiptiler. Amaçları ise arada sırada telefon edip, çağrı almanızı sağlamaktı.
Gürültü iptali ve birkaç akıllı özellik dışında akıllı telefonlar, çağrılar anlamında çok fazla gelişme sunmadılar. Bugün hala konuşmanızın ortasında hattan düşmeniz mümkün. Ancak bunlar dışındaki her şey, 20 yıl içinde çok değişti. Rakamlarda da değişiklikler oldu. Motorola, 1994'te tüm yıl boyunca sattığı 12 milyon telefonla övünürken bugün Apple, haftada 10 milyon iPhone satabiliyor. Peki başka neler değişti? İsterseniz biraz geriye, doğrusu çok geriye gidelim.
Nokia 232 (1994) vs. Moto X (2014)
1990'ların başları dendiğinde akla ilk olarak Motorola 8000X gibi tuğla telefonlar gelse de, piyasada Nokia'nın 232'si gibi çok daha küçük ve daha ilginç telefonlar vardı.
2014'te çıkan Moto X ile Nokia 232'nin büyük bir benzerliği var: 232, hem çok pahalı değildi, hem de fiyatına karşılık oldukça güçlüydü. Elbette 20 sene önce "güç", bugünküne göre biraz daha farklı bir anlama sahipti. İsterseniz 20 sene içinde nelerin gerçekten değiştiğine beraber bakalım.
Tasarım
Tasarım
Frank Nuovo'nun Nokia 232 tasarımı, geleceğe yönelik olma amacını taşımaktaydı. Ve öyleydi de; küçük tasarımı stile önem veren kullanıcıları hedefliyordu. Cihaz, Clueless filminde bile yer almıştı.
Bolca tasarım ödülüne sahip Nokia 232, renk seçenekleriyle gelen ilk telefondu. Ancak telefonların maliyeti, o zamanki çoğu kullanıcının siyah renkle yetinmesi anlamına geliyordu. Bugünkü telefonlar ise devasa ekranları, kameraları ve birkaç donanımsal düğmesiyle birçok şey yapmanıza olanak tanıyor. Kişiselleştirme seçeneklerinde Moto X, Nokia'yı taklit ediyor. Cihazın arka ve ön renklerini seçmeniz, hatta cihazınızı gerçek ahşapla kaplamanız mümkün. Ancak 20 yıl içinde değişenler arasında gerçek yıldız, donanımlar değil yazılımlar.
Ekran, arayüz ve işletim sistemi
Ekran, arayüz ve işletim sistemi
Nokia 232, 16 haneli LCD ekrana sahipti. Ekranda sinyal gücü, pil ömrü ve çağrı gibi önemli işlevler için ek simgeler de vardı. Nokia'nın kendi özel işletim sistemiyle çalışan telefon, klavyesi üzerinden kontrol edilmekteydi. Örneğin beş zilden oluşan zil yelpazenizde denemeler yapmak istediğinizde, MENU'ye, ardından 2'ye, yukarıya veya aşağıya, son olarak ayarı onaylamak için STO'ya basmanız gerekliydi.
Moto X ise 5,2 inç'lik Full HD AMOLED ekranla geliyor ve inç başına 423 piksel sunuyor. Bu ekran, Corning'in ürettiği Gorilla Glass'ın üçüncü nesliyle korunuyor. Ekranı dokunmalara tepki veriyor, işletim sistemi olaraksa Android KitKat'ı çalıştırıyor. Telefonun ön yüzünde 2 megapiksellik, arka yüzünde Ultra HD video kaydı yapabilen 13 megapiksellik bir kamera var. Moto X, uygulamalarla kişiselleştirebildiğiniz kullanıcı bir arayüzüne sahip ve bir müzik enstrümanından adımölçere istediğiniz role bürünebiliyor.
Bağlantı özellikleri
Bağlantı
3G ve 4G'yi bir kenara bırakın, çünkü Nokia 232, 1G'yle çalışıyordu ve ABD'de AMPS (Gelişmiş Cep Telefonu Sistemi), İngiltere'de ise TACS (Toplam Erişim İletişim Sistemi) adı verilen analog telefon ağları üzerinde işlemekteydi. Bu analog ağlar, sinyallerin karışmasına ve parazite açıktı; kolayca dinlenebiliyordu ve genellikle iyi bir ses kalitesi sunmuyordu.
Cevapsız kalan çağrılar için 14 karakterli bir mesajla uyarılıyordunuz. Nokia 232'yi bir modem olarak da kullanmanız mümkündü, ancak bunun için ayrı bir veri adaptörüne veya otomobil kitine ihtiyacınız vardı.
Şimdi derin bir nefes alın: Moto X, NFC, Bluetooth 4.0 LE, çift bantlı 802.11a/g/b/n/ac Wi-Fi, GSM, GPRS, EDGE, UMTS, HSPA+ ve 4G LTE bağlantı özelliklerine sahip. GPS ve micro USB bağlantısına sahip cihaz, Moto Hint kablosuz kulaklığa, Android Wear akıllı saatlere, kablosuz hoparlörler, sağlık ve fitness izleyicilerine bağlanabiliyor. Telefonlar arasındaki hız farkını anlamanız için 1994'ün Network World dergisinin cep telefonları arasında yaptığı hız testinde en hızlısının 71,2kbps hıza ulaştığını söyleyebiliriz.
4G LTE, teoride saniyede 300 megabite ulaşabiliyor; bu ise 4,213 kat daha hızı demek. Bu hız aynı zamanda, 5GB'lık bir HD filmi yaklaşık iki-üç dakikada indirebileceğiniz anlamına geliyor. 1994'ün ağlarındaya bu iş, sürekli bir bağlantı sağlanması halinde (bu ihtimal o günün şartları için oldukça düşük) 7 gün sürecekti.
Depolama
Depolama
Nokia 232, zamanına göre teknik açıdan öndeydi. Cihaz, tam 98 telefon numarasını hafızasında saklayabiliyordu. Dahili depolama alanı, 30 haneli numaraları ve en uzun 16 karakterli isimleri kaydedebiliyordu.
Cihaz, her biri 14 karakterlik 20 DMS (Dijital Mesaj Hizmeti) saklama kapasitesine de sahipti. Sunulan bu kapasiteler dolduğunda, onu genişletme imkanınız yoktu.
Depolama alanı bugün neredeyse önemsiz bir hale gelmiş durumda. GB'larca ve hatta TB'larca boş alan, çoğu zaman dikkatimizi çekmiyor bile. Ancak yerel olarak depolayacak uygulama gibi veriler için hala yere ihtiyaç duyuyoruz.
Moto X, 16GB veya 32GB'lık depolama alanıyla geliyor ve microSD ile genişletilemeyen nadir telefonlardan. Yine de 16GB'lık alan, binlerce ekitabı saklamak için yeterli.
Sanırız, gelecekte yaşadığımız için oldukça şanslıyız.