Star Wars Battlefront - İNCELEME
Star Wars rüzgarının estiği bugünlerde, rüzgarın önemli parçasını inceliyoruz: İşte yeni Battlefront
Bundan çok da uzak olmayan bir galakside, çok da uzak olmayan bir zaman diliminde tanıştık Star Wars: Battlefront ismi ile. 90'ların sonlarında bilgisayarlarının başında olan oyuncuların çok iyi bileceği üzere, LucasArts ismi etrafı kasıp kavuruyordu. Başta macera oyunları olmak üzere, birbirinden farklı türde oyun ile karşımıza çıkan firma, 2004 yılında Battlefront ismini duyurdu. Çoktan patlamış olan online multiplayer oyun furyasının potansiyelini fark eden Lucas ekibi, bu kulvarda Star Wars markasını kullanarak büyük işler yapabileceklerini düşündüler.
Aslında ilk oyun her ne kadar piyasanın gerisinde kalsa da firma için doğru bir yatırımdı. Konu hakkında daha fazla çalışan yapımcı ekip, sadece bir yıl sonra Battlefront 2 ile çıkageldi. Bu sefer işler hesaplanandan biraz daha ters gitti ve ne yazık ki Battlefront ismi o gün bu gündür mazide bir anı olarak seyretmekten ileriye gidemedi. Nitekim LucasArts'ın Walt Disney tarafından satın almasının ardından, sıra bu sefer EA DICE'a geçti. Geçti ama daha önceden birçok oyunu fena batıran isim, başta Star Wars hayranları olmak üzere tüm oyuncuları korkutmayı başardı. Peki, sonuçta ne oldu? O zaman gelin, size biraz serinin yeni oyunu, yeni Star Wars: Battlefront'tan bahsedelim...
Yeni Star Wars: Battlefront kelimenin tam anlamıyla bir shooter. Hem FPS, hem de TPS olarak oynanabiliyor olması ve bu iki kamera açısı esnasında da çok iyi işler çıkarıyor olması onun en büyük artılarından. Oyunun yapımını EA DICE üstleniyor evet ama ona yardımcı olan çok kritik bir isim daha var; Criterion Games. Bu tarz oyunlar genelde seri olarak karşımıza çıkıyor olsa da EA, Star Wars: Battlefront için daha ziyade bir "reboot" demeyi tercih ediyor.
Aslında oyunu oynadıkça bu söylemin ne kadar da doğru olduğunu anlayabiliyoruz. Star Wars: Battlefront ismi duyulduğu ve yapım hakkında bilgiler gelmeye başladığı noktada herkesi korkutan Frostbite grafik motoru, ilginç bir şekilde bu sefer yapması gerekeni doğru şekilde yapmayı başarmış. Hatta daha önce firmaya büyük sıkıntı yaşatan bu motorun, böylesine harika bir atmosfere ev sahipliği yapabileceğini CHIP Online olarak hayal bile etmemiştik. Daha fazla ince detaya girmeden önce ilk olarak sizlere oyunun modlarından bahsedelim.
Oyun modları ve fazlası...
Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere Star Wars: Battlefront online multiplayer modelini benimsemiş bir yapım. Oyuna girdiğimiz andaysa karşımıza iki ana sekme çıkıyor; Single Player ve Multiplayer. Single başlığının altında yer alan Training, adı üstünde, bize oyunu yakından tanıma şansı sunuyor ki zaten buraya uğramadan devam etmek biraz yanlış olacaktır. Akabinde gelen Survival kısmında, harita içinde bulunan beş farklı toplanabilir eşyanın peşinden koşuyoruz. Battles olarak karşımıza çıkan moddaysa rastgele yaratılan savaşların içerisine dalıyoruz ki bir noktada tüm modu offline olarak oynuyoruz.
Son başlıksa Hero Battles; bu modda Star Wars dünyasından kendisini tanıdığımız birçok karakteri kontrol etme şansı yakalıyoruz. Burada yapay zekaya ya da başka birisine karşı çarpışmak mümkün. Haritalar genele göre daha ufak ve etrafta iki tarafa da ait askeri birimler kol geziyor. Multiplayer sekmesinin altına baktığımızdaysa oyunun gerçek yüzünü görüyoruz. Burada birbirinden farklı sekiz adet mod bulunuyor. Supremacy, Cargo, Droid Run, Walker Assault, Blast, Drop Zone, Heroes vs Villains ve Hero Hunt şeklinde sıralanan modlar, birbirinden farklı oyun modelini beğenimize sunuyor. Özellikle oyunun tanıtım videolarında sıkça karşımıza çıkan Walker Assault haritasındaki atmosfer anlatılmaz, yaşanır!
Haritalar genel olarak harika şekilde modellenmiş. Nereden, ne geleceğini kestirmek bir hayli zor. Özellikle ufak haritalarda respawn'lar rastgele olduğu için, ezbere hareket etmek imkansız gibi bir şey. Aslında bu durum Battlefront 3 gibi bir oyuna harika bir tat katmış. Bu sayede sürekli alarmda kalmak, tek bir hedefe kitlenmeden daha geniş bir bakış açısı ile oyunu oynamak gerekiyor. Atmosfer konusundaysa tek kelimeyle muazzam bir iş çıkarmayı başaran Battlefront 3, bizi kelimenin tam anlamıyla Star Wars dünyasının içerisine bıraktı. Bu durumun başında grafik kalitesi geliyor ama durum sadece grafikten ibaret de değil. Grafiklerle birlikte o kadar kaliteli bir harita tasarımına gidilmiş ki oyun sadece haritaları ile bile birçok yapıma fark atacak cinsten.
Tabii seslendirmeleri de unutmamak lazım. Telsiz konuşmalarından, araç seslerine, patlamalardan, silahlara kadar uzanan eşine az rastlanır bir ses kalitesi söz konusu. Bu sayede oyuncu olarak kendimizi oyunun içinde bulmamız da bir hayli kolay oldu. Seslendirmelerin orijinal Star Wars efektleri ile yapılması ise cabası.
Haritalar üzerinde hayatta kalmak için büyük çaba göstermek gerekiyor zira bu oyunda ölmek çok kolay. Özellikle araçlardan gelen ateş gücü yüksek lazerler ile kısa sürede "patates" olabiliyoruz. Fakat haritaları bir defa öğrendiğimiz zaman yapılabilecekler konusunda bir hayli rahat olduğumuz da bir gerçek ki bu da oyunun bir noktada eksi tarafı diyebiliriz.
Araçlar ve Star Card'lar...
Araçlar demişken, öyle bir iki cihazdan bahsetmediğimize de değinmek gerekiyor. Star Wars evreni içinde yakından tanıdığız X-Wing, Tie Fighter, Snowspeeder, AT-ST, AT-AT, Speeder Bike, A-Wing, Slave I, Tie Interceptor ve tabii ki Millennimum Falcon gibi cihazları bizzat kontrol etmemiz mümkün. Özellikle uçan cihazları kontrol etmek artık "dinozor" olan CHIP Online ailesi için bambaşka bir keyifti. Döneminde (1993) X-Wing serisinin ilk oyunu ile uzay savaşlarına başlayan, X-Wing Alliance ile zirveyi yaşayan ve akabinde Wing Commander serisi ile birçok joystick'i kıran bizler için uzun bir aradan sonra yine gökyüzünde olmak büyük bir heyecan yarattı.
Her ne kadar multiplayer bir oyun içine harika şekilde yedirilmiş olsa da ne yazık ki uçan birimlerden o eski tadı alamadık. İt dalaşı kesinlikle çok eğlenceli ama gemiler üzerinde daha fazla ince ayar olmasını dilerdik. Karada ilerleyen cihazların kullanımıysa daha farklı bir Star Wars hissiyatı veriyor. Zaten büyük haritalarda AT-ST gibi bir cihazın içine girmek, kısmen ölmek anlamına geliyor çünkü bir anda ateş üssü biz oluveriyoruz ve temiz bir roket atışı ile olaysız dağılıyoruz.
Battlefront 3 birçok multiplayer FPS'de bulunmayan, şahsına münhasır bir seviye atlama sistemi ile birlikte geliyor. Seviye atlamanın esprisi, belirli noktalarda açılan yeni Star Card'lar. Star Card mekaniği, açık ara oyun içinde harika bir denge sağladığı gibi, daha fazla Battlefront oynayan kişileri farklı şekilde ödüllendiriyor.
İlk kartımız Thermal Detonator olarak beliriyor. İkinci seviyede açılan kart sayesinde düşmanlarımıza büyük zarar verebiliyoruz. Hatta upgrade edilmiş versiyonu atıldığı noktayı çiçek gibi açıyor. Dördüncü seviyede Scout Pistol ve Ion Grenade çıkageliyor. Altıncı seviyedeyse Pulse Cannon ve Impact Grenade kendisini gösteriyor.
Liste bu şekilde ilerleyip gidiyor. Nitekim oyuna en büyük değişikliği Jump Pack yaşatıyor. Zaten Jump Pack olmadan özellikle Walker Assault gibi büyük haritalarda koşturmanın pek bir manası da bulunmuyor. Genel geçer Star Card'ların yanı sıra bir de Charged Star Card modeli bulunuyor ki bu kartlardan en fazla bir tanesini üzerimizde taşıyabiliyoruz. Genelde upgrade veren özellikler sağlıyorlar ve haritada beliren charge kutuları ile aynı harita içerisinde birçok kere kullanılabiliyorlar. Aynı anda üç adet Star Card kullanabildiğimiz için bir anlamda oyuna sürekli farklı bir karakterle dahil oluyoruz. Bu da Battlefront'u fazlasıyla çeşitli ve hiçbir şekilde kime sataştığımızı bilmediğimiz macera dolu bir yapıma dönüştürüyor.
Kusursuz değil ama...
Silahlar konusunda da yüzümüzü güldürmeyi başaran Battlefront, birbirinden farklı silah modeli ile bizlere merhaba diyor. Silahların herhangi bir şekilde mermisi bitmiyor. Bunun yerine çok fazla kullanıldıkları zaman aşırı ısınıyor ve bir süreliğine kullanılmaz hale geliyorlar. Her silahın Damage, Rate of Fire, Range ve Cooling Power olarak dörde ayrılmış özellikleri bulunuyor. Silahların birbirlerinden fazlasıyla farklı olmasıysa cabası. Özellikle farklı Star Card'lar ile harika şekilde kombine olabiliyorlar. Kendilerine ulaşmak içinse bolca Battlefront oynayıp, gerekli parayı kazanmamız ve belirtilen seviyeye ulaşmamız gerekiyor.
Tüm bu güzelliklerinin yanında oyun yapısı kendisini biraz tekrarlıyor. Sürekli benzeri şeyleri yaptığımız bir gerçek. Ayrıca araç kullanımı da genelde fazlasıyla sırıtıyor. Daha önce de bahsettiğimiz üzere araçlara girmemizle ölmemiz genelde aynı anda oluyor.
Battlefront 3 kesinlikle kaliteli bir yapım ama üzerinde çalışılması gereken ve değiştirilmesi gereken bazı noktaları da yok değil. Ama siz de Star Wars seven biriyseniz, bu eksikleri görmezden geleceğinize eminiz.