Sibirya'da Görülen Gizemli Kraterlerin Sırrı Ne? Nasıl Ortaya Çıkıyorlar?
Sibirya'da, Yamal Yarımadasında fark edilen devasa kraterler nasıl ve neden ortaya çıkıyor? Yeraltında yaşanan bir patlama, böylesine büyük bir krateri nasıl oluşturabiliyor?
Sibirya'nın uzaktaki tundralarında, Yamal
Yarımadasında, yeraltında yaşanan bir patlama sonrasında
oluşan devasa krater, yüzlerce metre genişliğindeki bir alana
kaya ve toprak yağmasına da neden olmuştu. Krater, ilk olarak bu
yaz mevsiminde kendisi ile alakası olmayan bir haber için
helikopterle uçan bir TV ekibi tarafından kuzeybatı Sibirya'da fark
edildi. Ağustos 2020'de yeni jeolojik oluşum, Yamal
yetkilileri, RAS Petrol ve Gaz Problemleri Enstitüsü ve yakın
gelecekte krater hakkında bilimsel bir araştırma yayınlamayı ümit
eden Skoltech bilim insanları tarafından resmi
olarak incelendi. Skoltech'ten araştırmanın liderlerinden
Evgeny Chuvilin'in söylediğine göre kraterin
genişliği 20 metreyi ve derinliği 30 metreyi aşıyor. İşin ilginç
kısmı, bu kraterin ilk olmaması. Daha önce de 16 benzer krater
tespit edilmişti.
Bu devasa kraterler, bölgede yükselen sıcaklık sebebiyle erimekte olan kalıcı buzlarla ilişkilendiriliyor. Kalıcı buz, genellikle yıl boyu donmuş olan taşlık toprak veya çökelti olarak tanımlanabilir ve genellikle devasa miktarda karbon ve donmuş mikroorganizma içeriyor. Sıcaklığın yükselmesi ve buzun erimeye başlaması ile beraber bakteriler ve diğer mikroplar hayata dönerek nemli ve düşük oksijenli şartlarda metan oluşturuyor.
Bu metan zaman zaman toprağın altında hapis kalabiliyor ve aynı
zamanda erimekte olan kalıcı buzdan dolayı kararsız bir form
alıyor. Bunun sonucu olarak da biriken gaz çok yüksek basınçlara
ulaşabiliyor ve bir patlamaya sebep oluyor.
Bu süreç toprakta bu derin yaraları bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda atmosfere daha fazla sera gazı yayılması riskini de beraberinde getiriyor. Metan, karbondioksite göre çok daha fazla "ısıtıcı güce" sahip olan bir sera gazı olarak öne çıkıyor.
Geçmişte benzer kraterler oluştuğunda yerel halk yüksek bir ses duyduğunu ve hatta duman ya da alev bulutları gördüğünü bildirmekteydi. Bilim insanları henüz bu patlayıcı olayı canlı olarak gözlemleyebilmiş değil. Ama bu durum bir açıdan da olumlu gibi görünüyor. Chuvilin'in belirttiği üzere "şu ana kadar (kraterler) uzak ve yaşam olmayan yerlerde oluşmaktalar. Ancak eğer bu durum değişirse, altyapı için tehlikeli olabilir."